Merhaba değerli okurlarım bir bölüm daha geldi umarım sizi fazla bekletmemişimdir. Okuduktan sonra umarım vote ve yorumlarınızı eksik etmezsiniz hani emek şeysi var o yüzden :) Son bölümlerde vote ve yorumlar oldukça azaldı bu da beni oldukça üzüyor rica etsem bunu göz önünde bulunduralım olur mu canlarım :) Multimedyadaki resim temsilidir. Sizleri çok seviyor ve kocaman öpüyorum :* kendinize iyi bakın bir daha ki bölümde görüşmek üzere :)
Yakalanmamız olayının üzerinden üç gün geçmişti ve Enis peşimizde adamların olduğu takip edildiğimizi iddia ediyordu bu yüzden de okula bizi Alpay bırakıyordu ve bir dakika olsun yanımızdan ayrılmıyordu.
" Alpay biraz abartmıyor musunuz? "
" Arya şüphelenen kişi Enis ve ona bunun tersini kanıtlayamayız ayrıca saçma gelebilir size belki ama gerçekten peşimizde birileri var. "
" Hani neredeler ben neden fark edemiyorum? "
" Bu kadar inatçı olmak zorunda mısın? Bak Enis Yaman'ın peşimize adam taktığını ve bizi takip ettirdiğini düşünüyor ve bu peşimizdeki adamları atlatmalıyız şuan neler döndüğünü tam olarak anlamaya çalışıyoruz. Her an buradan gidebiliriz böyle bir şeyde var. "
" Neden nereye gideceğiz? "
" Eğer Enis'in ölmesini istemiyorsan zorluk çıkarmaz, soru sormaz ve sadece denilenleri yaparsın Arya. "
Peşimizde gerçekten birileri var mıydı bilmiyordum ama Enis'e bir şey olmasını istemiyordum. Alpay bizi eve getirip bir ton tembihleme yaptıktan sonra gitmişti ve gece belki gelemeyebileceklerini söylemişti.
İmre ile televizyon izlemekten sıkılmış ve odalarımıza kitap okumak için çekilmiştik. Dışarı da hava çok güzeldi ve biraz dışarı çıkıp hava almak istiyordum. Salondan bahçeye açılan sürgülü bir kapı vardı kapının kolundan tutarak geriye doğru çektim kapıyı ve bir adım atarak kendimi bahçeye çıkardım. İlk önce ciğerlerimi doldururcasına derin bir nefes çektim içime ve bahçeyi gezmeye koyuldum.
Arkamdan birinin burnuma bir şey sürmesi ile her şey siyaha büründü.
İMRE'NİN AĞZINDAN :
Kitap okumak için odamıza çıkmıştık ama sıkıntıdan ne kitap okuyabiliyordum ne de başka bir şey yapabiliyordum. Açıkçası korkuyordum Alpay peşimizde birilerinin olduğundan bahsediyordu birkaç gündür ve bu beni korkutuyordu ailemden zaten kimsem yoktu ailem diye bildiğim hayatımda üç kişi vardı Arya, Enis ve Alpay onlardan başka hiç kimsem yoktu bir de onlara bir şey olursa bu sefer hepten yıkılır ve mahvolurdum. Hele Arya'nın yokluğuna dayanamazdım ben onu kardeşim olarak bilmiştim yıllarca beraber atlatmıştık her şeyi yokluğunu hiçbir zaman düşünmedim ve düşünmekte istemiyordum.
Düşüncelerimden kurtulmak istercesine başımı iki yana salladım ve odanın kapısına yöneldim Arya'nın yanına gitmek için ama geldiğimde oda boştu hızlıca aşağıya indim bahçe kapısı açıktı kapıya hızlı adımlarla ilerledim. Bahçeye çıktığımda etrafı aradım ama Arya yoktu en son içeriye girip bütün odalara bakmak için eve döndüğümde bahçe sandalyesinin altına doğru ilişmiş olan Arya'nın fuları gözüme takıldı koşup fuları aldım ve içeriye girerek bahçe kapısını kapattım. Eve girerek bütün odaları aradım hatta en alt kattaki bodrumu bile aramış ama Arya'yı bulamamıştım.
Salona geldiğimde Arya'nın telefonunun melodisini duydum koltuğa uzanarak telefonu aldım arayan Enis idi ben şimdi ne diyecektim.
" Alo Enis ben İmre. "
" İmre, Arya'ya verir misin telefonu bir şey soracağım? "
" Veremem Enis. "
" Neden? "

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILLAR SONRA
Teen FictionYıllar sonra gelen şey neydi? Belki bir aşk... Belki bir intikam... Belki bir kavuşma... Belki de yılların yaşatamadıklarıydı.... Arya DURULMAZ, başına geleceklerden habersiz bir şekilde bekleyen kişi... Enis ÖZTUNÇ, gittiği yere gökyüzünü götürece...