Merhaba benim değerli okurlarım. Biliyorum uzun bir ara oldu bunun için hepinizden özür diliyorum. Umarım bölümü beğenir ve yorumlarınızı eksik etmezsiniz. Sizleri çok seviyorum kendinize iyi bakın.
Şu dört günde hayatımda değişeceğini düşünmediğim giyim tarzım değişmişti ve artık her gün günde iki yada üç saat Enis bana, Alpay ise İmre'ye kendini savunabilmesi için birkaç teknik öğretiyordu. Henüz dört gündür başlamış olmamıza rağmen bence baya bir ilerleme kat etmiştik.
" Hadi bütün gücünle sert bir yumruk geçir şu kum torbasına."
" Bütün gücümle değil, senin gelmediğin yılların acısını çıkarırcasına vuracağım."
" O da olur."
Enis'in öğrettiği gibi sol elim ile yüzümü korumaya aldım bütün gücümü sağ elimde toplayarak ilk önce sağ elimin yumruğu ile vurdum daha sonra sol elim sonra tekrar sağ elim... Kum torbası olduğu yerde daireler çizerken Enis'in pis sırıtışlarına denk geldim.
" Komik olan nedir?"
" Komik bir şey yok sadece bu kadar öfkeli olabileceğini ve bu kadar kışkırtıcı görünebileceğini düşünmemiştim."
Yumruğumu Enis'in omzuna vurdum.
" Ama sen çok kötüsün ya."
" Bana mı vuruyorsun? Sen canına susadın sanırım ufaklık."
" Öyle mi düşünüyorsun. Hadi gel." Diyerek göğsüne yumruklarımı ardı ardına vurmaya başladım. Ellerini kaldırarak yumruklarımı tuttu ve ne olduğunu anlayamadan yapıştı dudaklarıma. Onu geriye iterek bağırdım.
" Ne yapıyorsun ya şurada ciddi bir iş yapıyoruz herhalde."
" Ama güzelim ne yapayım o zaman sen de bu kadar çekici olmamalısın."
" Hiç öyle bir niyetim yok beyefendi."
**
İmre de bende artık kendimizi tehlikelere karşı koruyabiliyor ve neler yapıp yapmamamız gerektiğini biliyorduk. Bu konuda sıkıntı yoktu beni asıl geren şey kutlama gününün yaklaşıyor olmasıydı. Sadece bir gün kalmıştı, sadece bir gün. Endişelendiğim şey ben yada Yaman pisliği değildi tabi ki de Enis'di ona bir şey olmamalıydı ona bir şey olmasına izin vermeyecektim.
Başımı Enis'in göğsünden yukarıya doğru çevirerek ona baktım.
" Ne düşünüyorsun?"
" Şuan her şey düşünüyorum. Yani bilmiyorum aslında kafam karışık biraz."
Yatakta doğrularak oturdum ve Enis'in karışık düşüncelerini toparlamak için işe koyuldum.
" Neden karışık yani hangi konuda?"
" Yamanla ilgili genellikle. Bizimde bir şekilde o kutlamaya geleceğimizi düşünüyordur ve orada öylece bizi izleyeceğini düşünmüyorum. Mutlaka hain planları vardır, bir şekilde bu planları öğrenmeliyim."
" Yaman'ın ofisine girmende sana yardımcı olan çocuk... Mmm... Adı neydi?"
" Can mı?"
" He evet Can. Yaman'ın adamlarından değil mi? Ofise girmende yardımcı olduysa bu konuda da sana yardımcı olacaktır. Bence bir aramalısın."
" Haklısın güzelim yarın arayıp konuşayım. Zaten sanırım Can'ın da Yaman ile bizim gibi bir derdi var o yüzden yakın duruyor yani benim başlarda şirkette işe girmemde ki gibi."
" Olabilir Yaman gibi bir adamın düşmanı olmaması yanlış olurdu zaten ayrıca belki de Can ile birlikte çalışmalısınız o şirketten bilgiler versin sana sende dışarıdan çökertmeye çalış onu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILLAR SONRA
Teen FictionYıllar sonra gelen şey neydi? Belki bir aşk... Belki bir intikam... Belki bir kavuşma... Belki de yılların yaşatamadıklarıydı.... Arya DURULMAZ, başına geleceklerden habersiz bir şekilde bekleyen kişi... Enis ÖZTUNÇ, gittiği yere gökyüzünü götürece...