7 ✓

235 37 10
                                    

Yoğunluktan yb atamıyorum
HELP ME!

............



'Veliaht prens bugün biraz durgun görünüyorsunuz '

Sanırım beni duymamıştı. Bu yüzden ses tonumu biraz daha yüksektip tekrar sordum.

' durgun görünüyorsunuz veliaht prens.'

' bugünlük yeterli gece yarısı görüşürüz.'

Yine eski kaba haline geri dönmüştü, belki de kendisine büyü yapılması güvenini sarsmıştır . Fazla irdelemeden alandan ayrılıp jimin in yanına gideceğim sırada önümü prens seokjin kesmişti.  Anında kendisini selamlamıştım .

' çalışmanız bitti sanırım '

' evet prensim .'

' her neyse bu benim işime gelir . '

Anlamadığım bir ifadeyle yüzüne baktığımda sadece dudağını kıvırıp yanımdan uzaklaşmıştı .

...........


' prenses kendinize büyü yapıldığından mı şüphe ediyorsunuz?'

' evet prens yoongi.'

' peki buna kim cüret eder ?'

' park jimin geldiğinde öğrenmiş olacağım.'

Dışarıda bekleyen hizmetçisine seslenmişti, hızla içeri gelen hizmetçi Prenses in konuşmasını bekledi.

' mudeok , park jimine onu çaya davet ettiğimi söyle.'

' tamam prensesim.'

.............


Prenses in mesajını alır almaz hizmetçisi ile odasına kadar ilerledim. Çok geçmeden prens yoongi nin de burda olduğunu gördüm.

' Park jimin hemen geldiğin için teşekkür ederim.'

' bu bir onurdur prenses.'

Yoongi hafif öksürerek dikkatleri üzerine çekmişti.

' eğer senden emin olursam kendim için de yardım isteyeceğim.'

' tabi prensim , onur duyarım.'

' park jimin öncelikle kendi üzerimde büyü olup olmadığını merak ediyorum.'

' öncelikle oturun lütfen.'

Prenses otururken yoongi kızgın gözlerle jimin i süzüyordu .

' prenses e dokunacak olursan kellen ayaklarımın altına düşer!'

' prens yoongi ne diyorsunuz?'

' merak etmeyin ve sadece bekleyin.'
Küstah prens !

Bunun olacağını bildiğim için önceden hazırladığım tozu yanıma almıştım. Yakam dan çıkarıp prensesin başından aşağı serptim   ardından odanın kenarında yanan mumu elime alıp prensesin başının etrafında bir tur çevirdim.

Bu hareketime prenses şaşırmıştı , prens ise kendisinden beklenildiği gibi ayağa kalkıp haykırmıştı .

' bu ne cüret!'

' bekleyin prens yoongi.'

Birkaç saniye sonra prensesin üzerinde yeşil bir ışık belirince ikisi de ağzı açık bir şekilde bana döndü.

' üzerinizde büyü yok prenses .'

' bu çok etkileyiciydi park jimin.'

' her neyse şimdi de odayı kontrol et .'

Kaba prens !

' biraz nazik olur musun ? onu buraya ben davet ettim .'

' peki prenses '

' Park jimin lütfen devam et . '

Başımla onayladıktan sonra öncelikle her zaman kullandığı ayna ve tarağı kontrol ettim , büyü yoktu , daha sonra odayı iyice gezdim hala büyü yoktu,  tam prensese dönüp büyü yok diyeceğim sırada kapının yanında ki çiçek saksısı dikkatimi çekti.

Hemen çiçeği kontrol ettim ve beklediğim gibi büyü vardı.
Ne büyüsü olduğunu anlamak zor değildi fakat yinede emin olmak için prensesten vakit istedim.

' ne büyüsü olduğunu anlamam için evimden gerekli olan tozu getirtmeliyim , bu da 1 gün sürer. '

' ama çiçekte büyü olduğundan eminmisin ?'

' eminim .'

' bu çiçek nerden geldi, ve ne büyüsü olabilir ?'

' emin olmadan söylemesem daha iyi olur .'

' prens in olarak sana  söylemeni emrediyorum !'

' aşk büyüsü olduğundan şüpheleniyorum.'

Bunu söylemem ile prenses şok yaşamıştı, anlaşılan çiçeği hediye eden kişiden bunu beklemiyordu.

' vakit kaybetmeden o lanet olası tozu getirt ve büyüyü hemen boz .'

' tamam prensim.'
Seni kaba herif!

..............

Gece yarısı yaklaşıyordu, jungkook ile çalışacağımız için heyecanlanmamı engelleyemiyordum . Ona aşık mı oluyordum ? yoksa sadece geçen gün yakınlaştığımız için mi böyle hissediyordum .

Ağır adımlarla çalıştığımız alana ilerledim , yine erken geldiğim için oturup beklemeye başladım.


.............

' ne yani , prenses e de mi büyü yapılmış?'

' evet, sessiz ol .'

Bu sefer jungkook fısıldayarak sordu

' acaba yine 1. Kraliçenin işi mi ?'

' bilmiyorum, eğer aşk büyüsü ise kraliçe değildir fakat...'

' fakat ne ?'

Jimin jungkooka kulağını eğmesi için işaret edip ' eğil ' demişti.

Jungkook un boyu jimin hyungundan uzundu. Hemen eğilip merakla bekledi .

' eğer aşk büyüsü değil ise ölüm büyüsü .'

Kulaklarım duyduğum şey karşısında
Zonklamıştı .

' neeeee ?'

Jungkook bağırınca elimle ağzını kapatmıştım .

' sessiz ol seni sersem .'

Küçük patika yolun ardından gelen gür sesle ikimiz de irkilmiştik.

' ne oluyor burda !'



...........

Bölüm attım sonunda çok şükür, satır içi yorum yaparsanız çok sevinirim 😚

Bölüm attım sonunda çok şükür, satır içi yorum yaparsanız çok sevinirim 😚

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
VELİAHT PRENS / taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin