"Minho Minho Minho Minho Min-"
Jisung dudaklarının üzerine kapanan dudaklarla lafını tamamlayamamıştı.
"Olmaz Jiji'm."
"Ya, niye olmasın oluuuur !"
"Olmaaaz."
"Of Minho."
Jisung dudaklarını büzüp göğsünde birleştirdiği kollarıyla Minho'ya arkasını döndü. Minho sevdiği çocuğun bu hallerine gülerken açıkta kalan ensesine hafifçe öpücüklerini sıraladı.
"Trip atma bana, prensip gereği gösteremiyorum bebeğim."
"Ya zaten bir yerde yayımlanmayacaklar ne olur göstersen ?"
Minho vizileyerek konuşan çocuğa gülerek gözlerini devirip yataktan kalktı.
"İyi, göstereceğim."
"Gerçekten mi ?!"
Jisung parlayan gözleri ve gülümseyen yüzüyle kızıl saçlıya döndüğü zaman Minho karşısındaki çocuğun güzelliğine ağlamak istedi. Yine.
"Gerçekten. Ama bir şartla görebilirsin."
"Neymiş ?"
"Bana koi balığı dövmesi yapacaksın."
Jisung bir süre düşünüp dudaklarını hafifçe büzerek konuştu.
"Daha önce hiç yapmadım, ama deneyeceğim."
"Bir tanemsin."
Jisung gülüp hafifçe zıplayarak yataktan kalktı.
"Yuqi'nin salonuna gidelim, orada rahatça yapabiliriz. Sanırım bugün öğleden sonra açık değil, akşam üzeri gideriz olur mu ?"
"Olur tabii bebeğim."
"Hadi göster o zaman şimdi !"
Minho gülümseyerek bir elini Jisung'un beline sarıp onu kendisine çekti. Aynadan gülümseyen Jisung'a bakarken ona yaslanıp kokulu öpücükler bıraktı omzuna.
"Min~ hadi oyalama beni."
Kızıl saçlı olan gülüp diğer elini de sevdiği çocuğun beline koyduktan sonra ikisini bodrum katına doğru yönlendirdi.
Karanlık odaya girer girmez Jisung sarı, loş ışık veren led lambaların birkaçını yaktı ve etrafa bakmaya başladı.
"Hangilerini istiyorsun ?"
"Hepsini."
"Hepsi olmaz bazıları sadece."
"Offff, peki senin en sevdiklerini o zaman."
"Anlaştık."
Minho yarım ağız sırıtıp kilitli çekmecesinde sakladığı fotoğraf makinasını çıkardı.
"Gel bakalım."
İkili Minho'nun yönlendirmesiyle karanlık odada minik led lambaların aydınlattığı krem rengi deri koltuğa yerleşti. Minho Jisung'un bacaklarını kucağına koyup ikisinin de rahat ettiğine kanaat getirdikten sonra kamerayı açıp küçük tahta masanın üzerindeki laptopa bağladı. Resimler ve videolar aktarıldıktan sonra heyecanla bekleyen Jisung'a döndü Minho.
"Çok heyecanlı görünüyorsun, utanman gerekmiyor mu senin ?"
"Ne utanacağım be kendi kendimi hiç çıplak görmüyor muyum sanki."
Minho Jisung'un hızlı hızlı konuşmasına ve dediklerine gülüp arkasına yaslandı.
"İyi madem, projeksiyon ile yansıtalım bakalım."
Jisung seslice yutkunup Minho'nun koltuğun hemen yanındaki projeksiyona bilgisayarını bağlayıp karşılarındaki boş beyaz duvara yansıtmasını bekledi.
"Yuh !"
Kızıl saçlı olan keyifle kahkaha atıp fotoğrafları göstermeye devam etti.
** not: 9. bölümde minho'nun çektiği fotoğraflara bakıyorlar **
"En sevdiğim bu bak."
Jisung yanındaki yastığı alıp Minho'ya sertçe fırlattı.
"Sapıksın sen !"
Minho kahkahaları arasında sevdiği çocuğu belinden tutarak kucağına çekti.
"Bir şeye daha bak madem."
Jisung'un dudakları hafifçe aralanıp 'o' şeklini aldı. Yansıtılan videoya baktıkça yanakları kızarıyordu ve Minho'nun kucağından kalkmaya çalışıyordu.
"Yaaa Lee Minho bırak beni ! Seks kaseti mi çektin ?!"
Minho gülüp Jisung'un onu yumruklamayı bitirmesini bekledi. İkili Jisung'un Minho'ya "sapıksın Minho" adlı çalışmasında sıraladığı laflardan sonra salona çıkıp oturdular. Yuqi'yi arayıp ne zaman gelebileceklerini soran Jisung aldığı cevapla gülümseyip arkadaşına veda etti.
"Kalk bakalım, sana dövme yapmaya gidiyoruz."
a/n: YA COK KISA OLDU CUNKU IZIN VERMIYOR UZUN BOLUM ATMAMA NIYE ANLAMADIM HALA NEYSE yarin devamini da atacagim sonunu biraz degistirme karari aldim bu bolumun o yuzden buyuk ihtimalle okuldan sonra atarim. cok cok opuyorum sizi kendinize iyi bakin <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
unqualified || minsung
Fanfiction"Lütfen yine tiyatroda yaptığın gibi becer beni Lee Know. Bunu istiyorum. Buna ihtiyacım var." [yetişkin içerik]