Platonik ✓

8

Bu bölüm için;

Kısacası Aşk                     

Aşk sizin için nedir? Boşluğu doldurun lütfen...

Yoongi, diğer çocukları da içeri sokunca aralarında bir şeylerin olduğunu anladı. On yıldır sorun çıkmayan arkadaşlıklarında neden son zamanlarda pürüzler çıkıyordu, bunu o bile anlayamıyordu.

Dört alfa Felix'in odasına doğru ilerlerken, omegalar salona girmişti.

Minho ise yabancı olan alfayı kendi odasına doğru sürüklemeye başlamıştı.

Felix ve Minho'nun odaları karşı karşıya olduğu için bütün ses birbirlerinin odasına gidiyor ve bu yüzden iki kardeş arasında her zaman bir kavga oluyordu.

Minho, odasına getirdiği alfaya bütün eğlenceli anılarını anlatırken alfa ona gülümseyerek başını sallıyordu. Karşı odadaki alfalar da onların gülüş seslerini duyup sinirlerine hakim olmaya çalışıyorlardı.

Minho uzun zamandır onların yanında böyle gülmemişti. Gerçi diğer omegalar da gülmemişti ama Minho şu an bir alfaya gülüyordu. Bu onları deli ediyordu, özellikle de Felix'i...

Felix'in odasında hepsi bir yöne dağılmış oturuyorlardı. Daha doğrusu oturup Minhonun odasından gelen gülüş seslerini dinliyorlardı.

"Bu böyle olmayacak. Ben onun abisiyim ama benim yanımda bile böyle gülmedi. Bunu daha fazla dinleyemeyeceğim." diyerek ayağa kalktığında Seungmin onu engelledi.

"Şu an sen de dahil hepimize kırgınlar. Bu yüzden sabret. Şu lanet alfa gittiğinde onunla konuşuruz. Bu arada o piçin adı ne?"

Jisung dişlerinin arasından, Yoongi'den duyduğu ismi söyledi.

"Jay."

Hepsi onun kızgın suratına baktıktan sonra neden böyle olduğunu anlamaya çalıştı. Daha sabah mesajlaşırken ona saçma sapan şeyler söylemiyor muydu?

Felix hâlâ ona karşı biraz sert olsa da şunun yanında on yılları vardı. Onu affetmeye hazırdı. Omegalar dışında herkesi affetmeye hazırdı.

"Sabah Minho'nun, İrene ile aranı bozduğunu söylüyordun, ne değişti?"

Jisung, Felix'in alay dolu ifadesine baktıktan sonra içine derin bir nefes çekip bıraktı.

"Biliyorsun, İrene ile aramızda çıkan problemlerin konusu her zaman Minho oldu. Ona yakın davranıyormuşum veya ona karşı diğer omegalara karşı olduğumdan daha sevecen davranıyormuşum falan... Sadece böyle söyleyip moralimi sikiyordu. Bu, sabah yazdığım şeyleri açıklamaz, biliyorum ama bir anda patladım işte."

Felix, ona karşı olan alaycı bakışlarını yüzünden silerken karşı odanın kapısının açıldığına dair bir ses duydu. Tam ayağa kalkacakken Jisung kalkmış ve ona oturmasını söylemişti.

"Sen otur, ben gidip bakarım, tamam mı? Kendimi açıklamam lazım. Kalbini çok kırdığımı biliyorum."

Felix arkadaşına gülümsemiş, o alfayı kardeşinden uzaklaştıracağına da güvenerek yerine tekrar oturmuştu.

Jisung ise Felix'in odasının kapısını açarak iki odanın arasında konuşmaya devam eden bedenlere doğru ilerlemişti.

Minho'nun bileğinden tutarak onu, minik bedene fazlasıyla yakın olan ve isminin Jay olduğunu öğrendiği alfadan uzaklaştırdı. Minho'yu arkasında tutarken kendisine garip bakışlar atan alfaya, kendi değişiyle piçe, sert kahvelerini odakladı.