29

692 78 61
                                    

Seungmin kucağındaki bedenin bilincinin kapandığını anlayıp hızla ayağa kalktı. Gözlerindeki yaşlar ve taşıdığı bedenle önlerindeki arabaya doğru ilerledi.

"Hyung, n'olur yardım et! Onu hemen hastaneye götürmemiz gerek yoksa çok geç olacak."

Çarpan arabanın sahibi ona bağırmayan küçüğün dediğini yaparak hemen arka kapıyı açmış, ikiliyi bindirmiş, kendi de öne geçerek arabayı hızla hastaneye sürmüştü.

Geldiklerinde hızlı bir şekilde kapıdan girerek doktor aramışlardı. Seungmin şu an o kadar kötü görünüyordu ki hastanede olan herkes Chan'ın onun eşi olduğunu anlamıştı. Ha bir de siyaha çalan çiçek sayesinde...

Birkaç dakikanın ardından Chan ameliyathaneye alınmıştı. Seungmin Chan'ın olduğu yerin önündeki sandalyelerden birine oturarak omega babasını aramıştı. Chan'a çarpan arabanın sahibi ise gözlerindeki yaşlarla oturup Seungmin'i izliyordu.

Sonunda çalan telefonun açılmasıyla babasının rahatlatıcı sesini duymayı ummuştu.

"Baba Chan'a araba çarptı, hastanedeyiz!"

Seungmin'in kendine hakim olamayarak yüksek çıkan sesine karşı hastanedeki birkaç göz onlara dönmüştü.

"Seung, bebeğim, sadece biraz sakin ol tamam mı? Biz geliyoruz, Chan'a hiçbir şey olmayacak. Güven bana."

Namjoon'un her ne kadar sakin tutmaya çalışsa da titreyen sesine rağmen Seungmin rahatladığını hissediyordu. Chan'ı, biricik omegası, buradan çıkacak ve bir ömür boyu onunla birlikte yaşayarak hayatına renk katacaktı.

Sürücü oturduğu yerden kalkarak Seungmin'in yanına gelip ona sarıldı. Kendini o kadar suçlu hissediyordu ki anlatmaya gücü yetmezdi.

"Kim olduğunu bilmiyorum, ama bu kadar içli ağlama lütfen. Onun iyileşeceğine eminim. O kadar özür dilerim ki senden! Daha dikkatli sürmem gerekiyordu..."

Seungmin, ona sarılan bedene karşılık vererek ağlamaya devam etti. Bu adamı suçlamıyordu, araba sürerken karşısına bir başkası çıksa o da kendini durdurmakta zorluk çekebilirdi. Bütün olanlar kendi suçuydu.

"Kaçmaman bile büyük bir şey hyung. Hem ben eminim benim Chan'ım kurtulacak. Bu benim suçumdu. Ona zaman verip peşinden gitmemem gerekiyordu ama ben..."

Adam onu susturarak daha sıkı sarıldı. O zaman başlamıştı arkadaşlıkları.

Birkaç dakika sonra hastanede büyük bir gürültü çıktı. İkili birbirlerinden ayrılarak onlara doğru gelen küçük kalabalığı gördüğünde hızla ayağa kalkarak onların olduğu tarafa doğru ilerledi.

Omegalar gözlerindeki yaşlarla onların yanına gelirken alfalar onları rahatlatmak için hafif hafif feromon salgılıyordu. İki ebeveyn ise en önde herkesi koruması altında tutup Seungmin'e doğru ilerlemeye çalışıyorlardı. Çalışıyorlardı çünkü arkalarındaki bedenler her üç saniyede bir Chan'a bir şey olup olmadığını soruyorlardı.

"Baba!"

Seungmin omega babasına doğru ilerlerken Namjoon da oğluna dönerek ona sarılmak için kollarını açtı. Birkaç saniye sonra baba oğul sanki yıllarca konuşmamış gibi sıkı sıkı sarılmaya başlamışlardı.

"Baba hepsi benim suçum! Onu yalnız bırakmalıydım, eğer öyle yapsaydım şu an burada olmayacaktı!"

Namjoon kafasını iki yana sallarken Seok Jin de onların yanına gelip ikiliye kollarını sarmıştı. Seungmin ikilinin kolları altında kendini ne kadar huzurlu hissederse hissetsin Chan aklından çıkmadığı sürece içindeki suçluluk duygusunu asla söküp atamazdı.

Platonik ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin