Chan bileğini tutan elden kurtulmaya çalışsa da bu bir işe yaramıyordu. Seungmin kendinden daha güçlüydü ki Chan, kendini diğer alfalardan korumak için birçok dövüş sanatı öğrenmişti, yani vücudu bayağı kaslı ve güçlüydü.
"Seungmin, bırak beni."
Chan'ın konuşmasıyla Seungmin elleri arasındaki ele bakmaya başladı.
"Kriz geçireceksin." dedi mırıldanarak.
"Senin sayende." dedi soğuk bir gülümsemeyle Chan.
Seungmin sonunda kahvelerini, karşısındaki gözlük yerine lens takmış bedenin yeşil gözleriyle buluşturdu.
"Bana aşık olan sensin. Bunların sebebi sensin."
Seungmin'in canını yakan sözleri onu zorluyordu. Seungmin'in suratına bir yumruk atmak istiyordu.
"Sus. Benim sevgimin bir suç olduğunu düşünüyorsun, bütün bu dediklerinden onu sorumlu tutuyorsun ama onun suçu yok, hepsi benim suçum. Keşke kendim seçebilseydim kimi sevebileceğimi, emin ol seni seçmezdim. Şimdi bir sürtüğe dokunmayı kes. Seni iğrendiriyordur eminim ki." diyerek bileğini, şaşırdığı için tutuşunu gevşetmiş bedenin elinden kurtardı.
"Kriz falan da geçirmiyorum, sen burada durmaya devam edersen geçireceğim ama kriz değil." diyerek geriye çekildi.
"Daha fazla seninle konuşmak istemiyorum. Son kez olduğunu söylediğin için senin de benimle konuşmak istemediğini anlayabiliyorum, o zaman artık gidebilirsin. Arkadaşlık da yok artık aramızda. Sonuçta, senin gibi birinin benim gibi bir fahişeyle ne işi olur değil mi?"
Seungmin'in konuşmasına izin vermeden Minho'nun yanına doğru hızla ilerledi. Minho'nun kulağına doğru fısıldasa dahi titrediği belli olan sesiyle konuştu.
"Gitmek istiyorum."
Minho arkadaşını daha fazla burada tutmak istemiyordu zaten. Başını sallayarak onu onayladı ve evin çıkış kapısına kadar ilerleyip montlarını giyerek dışarı çıktılar.
Changbin ve Jeongin birbirlerine bakarken ikisinin yalnız kalmasının daha doğru olduğunu düşünerek peşlerinden gitmediler.
Seungmin ise hala Chan'ın olduğu yere bakıyordu. Chan resmen konuşmasına izin vermeden son kez konuştuklarını söylüyordu. Buna izin vermezdi ki? Chan eğer onu tanıyorsa bunu bilecekti.
"Çok iğrenç konuştun Seungmin. Sana yumruk attım ama pişman değilim aklım hala yapamadıklarımda."
Hyunjin'in konuşması ile Seungmin ona döndü.
"Yine de teşekkür ederim Hyunjin. Sen olmasan daha ağır şeyler söyleyebilirdim."
Jeongin ve Changbin ne olduğunu anlayamıyordu.
"İçinden geçenleri engelleyemezsin Seungmin. Chan'ı sevmiyorsan ondan uzak dur ki bu sözlerle ne ona ne de bizim gibi omegalara saygın olmadığını belli ettin. Ona ne kötü bir söz söyle ne de iyi. İkinizin de konuşma taraftarı olmadığınızı biliyorum ama yine de ben uyarımı yapayım." dedi Jeongin omuz silkerek.
Seungmin ona baktı bir süre. Onunla konuşmayacağını düşünüyorsa eğer böyle düşünmeye devam etmeliydi. Onunla konuşma yolunda Minho'dan başka bir engel daha istemiyordu. Ancak Changbin, onun kaşlarını çatarak Jeongin'e bakmasından anlamıştı Chan ile bir kez daha konuşmak istediğini.
"Onun kalbini kırıyorsun, Seungmin. Onunla konuşmayı aklından bile geçirme."
Seungmin, Minho'dan başka bir engelinin daha olduğunu gördüğünde derin bir nefes aldı. Bunu halletmesi gerekiyordu. Chan'a daha ne kadar sert davranabilirdi, bilmiyordu. Tek bildiği biraz daha sert olarak ilgisini bitirmek istediğiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Platonik ✓
RomanceAlfalara aşık omegalar ve onları kendilerinden uzaklaştırmaya çalışan alfalarla kaos dolu bir kitap. İlk Bölüm: 18.01.23 Son bölüm: 13.11.23