"mr Jeon, walk"

7.9K 972 2K
                                    

"Ne saçmalıyorsun?"

"Duyduğun gibi, sana güzel bir teklif sunuyorum" Şeytanın ukala tavrıyla yerinde küçülmüş olan melek gömleğinin düğmelerini iliklemeye başlamış ve tezgahtan inmişti, bozuk eteği ve kızarmış dudaklarıyla oldukça tahrik edici durduğu doğruydu "İlgilenmiyorum, sakın bir daha böyle aptalca şeylerle gelme bana, sözlerini doğru çıkarıp fahişen olmayacağım" Elleri bu sefer eteğini kavradı meleğin, çekerek düzeltmişti açıkta kalan tenini saran kumaşı, Minho dağılmış gri saçlarını dağıtırken gitmeye hazırlanan kaşları çatılı Jisung'un kolunu yakalamıştı hızlı bir şekilde, bu haraketle ona dönmüştü oğlanın gözleri "Hadi ama, isteksiz gözükmeye çalıştığını anlayabilirim. Ama yanıma gelirken böyle giyiniyorsun ve oldukça davetkar davranıyorsun, sonra şansa bak ki nasıl olduysa baştan çıkarıcı büyü olan kazanın kapağını açık unutuyorsun, açık olalım bence" Bileğini kurtarmak için hamle yapan meleğin kaşları çatıldı, tepesi atmış gibi görünüyordu "Ne ima ediyorsun sen?"

"Parçaları birleştirmek çok zor değil diyorum melek, anlarsın ya"

"Ha anladım, beni sikip atmanı istiyorum yani?" Sonra histerik bir gülüş çıkmıştı Jisung'un dudaklarından, bozuk kravatı açık düğmelerinin içine doğru kayarken düzeltmeye uğraşmadan Minho'ya doğru birkaç adım attı ve önünde durdu onun, eli oğlanın pantalonun alt kısmına ulaştı, hafif kavrayışını hissetmesiyle gülmüştü şeytanda "Yerinde olsam sikinin bu kadar önemli olmadığını kavrardım, partnere ihtiyacım olursa iyi bir tane bulabilirim zaten" Parmakları arasındaki sertliği biraz daha sıkan oğlanla dudağını ısırmıştı gri saçlı oğlan, sonra tutuş gevşedi ve elini çekti Jisung "Umarım birgün sende sokacak bir delik bulabilirsin, çünkü başka bir vasfın yok"

"Bulabileceğimi biliyorsun, yalnızca seni tercih ediyorum"

"Öyleyse yazık olmuş, tipim değilsin" Jisung'un oğlanı tiye almayarak kurduğu cümleyle Minho'nun gülüşü doldurmuştu mutfağı, meleğin adımları gecikmeden hızlı hızlı odayı terk ederken kapıya yaslanmış ve onun üstünü düzeltişine sırıtmıştı gri saçlı oğlan pervasızca "Git bakalım, nasılsa geleceğin son yer yatağım" kollarını kavuşturmuş öyle arsız ve hadsizce konuşan oğlana yalnızca sinirle gülerek yanıt vermişti Jisung, ayaklarını vura vura dışarı çıktığında sertçe kapatmıştı kapıyı "Piçe bak, geleceğim son yer yatağıymış, bak sen, nah gelirim yatağına senin, kafayı yiyeceğim şimdi of"

...

"Aç şu kapıyı, yoksa kapıyı sikeceğim Hyunjin"

Melek yurt kapısını tekmelerken sonunda Tanrı sesini duymuş olacak ki Hyunjin'in kapıyı duymasını sağlamıştı, kapının kilidi oynarken ıslak saçlar ve yalnızca eşofmanla onu karşılayan şeytan neden geciktiğini fiili olarak açıklıyordu meleğe, saçından akan damlalar göğsüne; ordan da karın kaslarına iniyordu, eli ıslak sarı tutamlarını buldu ve geriye itti oğlan "Jeon hoca baskına geldi sandım, o nasıl kapı vurmaktır?" Hyunjin soluklanırken Jisung onun çıplak omzunu itmiş ve içeri dalmıştı aniden, yoğun duygularıyla orantılı olarak artan kendine has kokusu Hyunjin'in odasını sarmaya başlamıştı bile, güzel koku şeytanı gülümsetmişti "Ve sana da selam"

"Kafamı sikmek istemem normal mi?"

"Normal değil ve, sikeyim senin bu halin ne? Böyle mi girdin şeytan koridoruna, inanamıyorum" Kapıyı kapatmış ve Jisung'un oturduğu yatağa doğru yaklaşmıştı sarışın oğlan, Jisung'un dağılmış gömleği ve büyük ihtimalle çekiştirmekten kısalmış olan eteğine bakakalmıştı bir süre, meleğin rahatsızca etekle uğraştığını farkettiğinde nefes vermişti "Bekle biraz" Hyunjin arkasını dönmüş ve dolabından ona olacak bir eşofman altı aramaya başlamıştı, Jisung'un gözleri bu sefer şeytanın çıplak sırtında gezen su damlalarını izlerken gözlerini yummuş ve bakışlarını çekmişti "Bunu giy, sonra konuşacağız bu durumu"

devil & angel / minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin