"Han Jisung!"
Kahin melek Tae Jisung'a bağırırken Jisung'un sarı irisleri yalnızca önündeki şeytanı hedefliyordu, kolunda gezen yılanı tıslamaya başladığında büyük kanatlarını asilce savurdu oğlan, öyle bir savurdu ki aşağıda çok güçlü bir hava akımı oluştu "Sana diyorum Lee Minho, gel ve meydan okumamı kabul et. Çünkü canım sıkılmaya başlıyor" Karşısında duran genç şeytanın kaşları yukarı doğru havalanmıştı alayla, gözünün irisleri bir mürekkep damlasıymış gibi akmış ve gözünün tamamamını doldurmuştu "Dediklerinden güçlü gözüküyorsun, yeni hedefim sen olmalısın" kıkırdıyordu oğlan, Jisung onun hareketlenen vücuduna baktı. Bir yanlışlık vardı, kesinlikle bir yanlışlık vardı
"Cehennemin kapıları kırılmış! Çabuk kaçın!"
Aşağıdan bir ton çığlık yükselirken yukarıda olan melek bundan bir haberdi, karşısındaki şeytan elini meleğe doğru uzattı. Yüzündeki o ifade rahatsız ediciydi "Gücünü kanıtla, hadi bana benim yapamayacağım bir şey göster ve bende meydan okumanı kabul edeyim" Parmakları yavaş yavaş bir kil hamuru gibi yere akıyordu şeytanın, parçalanan ellerine bakarken eli havalandı Jisung'un. Büyük bir hüzne yayıldı ordan. Parmak aralarından parlayan ışık hilal şeklini aldı. Melek oğlan ne yapması gerektiğini biliyordu "Raphael, aidez-moi à le guérir" Elini uzattığı yerde bir kıpırdanma oldu, şeytanın gözleride aşağıya kaydığında bir bedenin yükseldiğini gördü. Hyunjin bir iple asılmış gibi yavaş yavaş yerden yükseliyordu. Jisung elini tamamen kaldırdığında oğlanın baygın bedeni tam yanında durmuştu, alnındaki mühür kendini oldukça belli ediyordu
"Bana onu iyileştirebileceğini söyleme, bu delilik"
"Öyle mi dersin?" Bu sefer kıkırdayan Jisung'tu. Parmakları yanındaki oğlanın alnındaki mühüre değdi, birkaç şey fısıldadı yalnızca. Şeytanın göz irisleri geri geri giderken vücudu kasıldı, çok kasıldı. Yeniden küllerinden doğan bir anka kuşu gibi iki yana savruldu kanatları. Hyunjin'in kanatlarının siyahları capcanlı parlıyordu şimdi. Ardından alnındaki mühür yavaşça tozlaşıp uzaklaştı ordan, saçları arasındaki kırık boynuzu tenini zorlayarak yerinden çıktığında onun hâlâ baygın olan bedenine baktı Jisung. Eskisinden bile iyi duruyordu, şakaklarında Raphael'i temsil eden iki küçük hilal belirmişti "Benim için oldukça basit bir hamle"
"Oh, peki benim ne yapabileceğimi biliyor musun?" Şeytanın kolları yavaş yavaş eriyip yere doğru akıyordu. Melek elini Hyunjin'in üstünden çekti ve yere doğru gönderdi onu. Karşısındaki oğlanda bir problem vardı, vücudundaki ana yerler tozlaşmaya başlamıştı, artık yüzünün Minho'ya benzemediğine emindi Jisung "Han Jisung" dedi oğlan sessizce, aniden iki yana savrulan beyaz kanatlar ve başının iki yanından çıkan şeritlere bakakaldı melek oğlan. Küçülen burnu, tombullaşan yanakları, incelen bacakları ve bembeyaz iri kanatlarıyla kendisinin bir kopyası tam karşısında duruyordu. Başka bir Han Jisung tam önündeydi şimdi "Siktir, şekil değiştiren"
"Teşekkürler, güçler için"
"Uzak dur ondan! Yoksa geldiğiniz yere bile geri gönderilmeyeceksiniz" Yukarıya doğru uçan şeytanı görmesiyle bakışları oraya kaymıştı oğlanın, Jeon ve Yoongi hocaları oraya geliyordu. Bunu gören şekil değiştirenin yüzünde bilmiş bir ifadeyle elini kaldırmış ve kanatlarını savurarak karşısında bulunan melekle kendisini büyük bir hava akımının içine sokuvermişti. Pervasızca rüzgarla dönerlerken hocaları ikisininde kim olduğunu seçemiyordu. Sonunda durmalarıyla Jisung'un karşısındaki şekil değiştiren bağırmıştı daha oğlan olanları algılayamadan "Hocam yardım edin! Bu yaratık güçlerimi kopyalabiliyor!"
"Siktir ordan, hangisi Jisung bunların?"
Jisung'un gözleri şekil değiştirenin endişeyle bakan gözlerinde geziyordu. Resmen onun taklidini yapıyordu bu aptal yaratık, ne demesi gerekiyordu şimdi? "Yalan söylüyor. Bay Yoon, Bay Jeon yemin ederim gerçek Han Jisung benim" Melek oğlan hocalarına doğru yaklaşmaya başladığında aniden elini kaldıran şekil değiştiren onun hareket etmesini engelleyecek birkaç büyü fısıldamıştı. Jisung'un büyülerini Jisung'un üstünde kullanıyordu resmen, melek oğlan kollarını açmaya çalıştığında şekil değiştiren; melekte ufak bir göz gezdirmiş ve onun anılarını yoklamıştı "Bay Jeon, Yeonjun'la hep geç kalırız biliyorsunuz. Hatta bir keresinde size bestesini söylemişti. Hatırlıyorsunuz değil mi? Yalan söyleyen o. Sizi kandırıyor yalnızca"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
devil & angel / minsung
Fanfic"O Lee Minho, şeytanın oğlu, yerinde olsam onun karşısına çıkmazdım"