"Tamam gerginlik çıkmasın, ben çeviriyorum"
Seungmin şişeyi kavrayıp çevirdiğinde şişenin uçlarından biri Jennie'ye bir diğeriyse Felix'e gelmişti. Jennie soracaktı ve Felix yapacaktı "Ne yap biliyor musun.." demiş ve gözlerini çemberde bir gezdirmişti. Gri saçlı şeytana gözleri uğradığında kıkırdamıştı kız "Minho'yla cennette 7 dakika geçirin bence, eğlenceli olur" Sarışın meleğin kaşları çatılırken gözleri arkadaşına uğramıştı, Jisung'un yanlış anlamasını asla istemezdi "Çok saçma bir istek" demişti karşı çıkarak, siyah saçlı melekte sesini düzeltirken gri saçlı şeytan bu konuya tepkisizdi. Jeongin sarışın meleğin bileğini kavramıştı "Öyle bir şeye izin vermiyorum zaten"
"Abartmayın, durup çıkacaksınız altı üstü. Hem iki tur üst üste içilince üçüncü yapılmak zorunda"
Minho'nun gözleri gerilmiş görünen Jeongin'in irislerini bulduğunda sorun olmayacak der gibi başını aşağı yukarı sallamıştı. Ayaklanmış ve Jisung'un yanı başında olan sarışın meleğe doğru elini uzatmıştı, siyah saçlı oğlanın gözleri de ikilinin üstündeydi. Elbette kıskanmıyordu, Felix'e sonsuz güvenirdi o "Hadi melek, uğraşamayacqğım daha fazla"
Minho: elinin üstüne yerleşen elle kaldırmıştı Felix'i yerden. Bakışlar ikilinin üstündeyken onu çemberden çıkarmıştı. Jisung; Gri saçlı oğlanın Felix'i geçirmek için belini kavrayaşını gördüğünde nefes verdi. Hayır kıskanmıyordu, yalnızca.. Felix'in yerinde olmayı istiyordu, belki biraz "Biz devam edelim, onlar 7 dakika yok" Siyah saçlı melek sırtını duvara yaslarken konuşan çocuklara baş sallamakla yetinmişti "Siz oynayın, canım sıkıldı benim""Jisung, bir sorun mu var?"
Hyunjin'in kulağına fısıldadığı cümlelerle başını ona çevirmiş ve dikleşmişti Jisung. Onun bu ilgili tavrı hoşuna gidiyordu, inkar edemezdi bunu "Bilmiyorum, oyun sıkmaya başladı ya" demişti yalnızca, sarışın şeytanın bileğini kavrayıp aniden ayaklanmasıyla şaşkınca ona bakakalmıştı Jisung. Onu da peşinden ayaklandırmıştı "Ne yapıyorsun Hyunjin?" Şaşkın bakışlar ikiliye dönerken sarışın şeytan kimseyi umursamamış ve bileğini tuttuğu meleği peşinden sürüklemeye başlamıştı "Ben de sıkılmıştım zaten" demişti uzun boylu oğlan kıkırdarken. Adımları koridoru da terk edip terasa ilerlediğinde gözleri parlak göğe kaymıştı Jisung'un. Bu gece farklı bir hava vardı gök aleminde, sebebini bilmesede "Neden terasa geldik?"
"Sana bir şey göstereceğim, sabırlı ol"
Hyunjin meleğin geçmesi için izin verirken arkalarından terasın kapısını kapatmıştı "Hava çok güzel" Siyah saçlı melek etrafa bakarken mırıldanmıştı bu sözleri. Sarışın şeytan gecikmeden korkulukların bulunduğu yere gitmiş ve meleğin yanına konumlandırmıştı kendini "Gök yılının en özel gecesi bugün, perilerin dünyaya inip kulların dileklerini gerçekleştirdiği bir gece" Gözleri karanlık alanda gezdi sarışın oğlanın, parmağı hafif ışıltılar barındıran bir bölgeyi işaret etti "Görüyor musun? İşte ordalar, birazdan burdan da geçecekler" Siyah saçlı melek rüzgarla savrulan saçlarını eliyle düzeltmiş ve şeytanın işaret ettiği yere ıdaklamıştı bakışlarını, hafif parıltılar göz bebeklerinde parlarken gülümsemişti. Oldukça güzel görünüyordu "Vay canına, Felix bundan hiç bahsetmedi"
"Çünkü sadece özel olanlar görebilir"
"Nasıl yani?" Jisung'un başı oğlana doğru döndüğünde gülümsemişti ister istemez. Hyunjin'i böyle gülümserken gördüğünü hatırlamıyordu, o gerçekten mutlu gözüküyordu "Annem bana hep bu perilerden söz ederdi, ama görebileceğimi düşünmezdim. Sonuçta normal bir şeytan olarak buna hakkım yoktu, ben senin gibi özel bir baş melek değilim, değil mi?" Sarı saçları uçuşup yüzüne geldiğinde o dokunmadan Jisung onun tutamlarını yakalamış ve oğlanın kulağının arkasına sıkıştırmıştı. Onun için özel bir an olduğunu anlayabiliyordu, Hyunjin ilk defa ailesinden söz ediyordu "Peki, ne oldu annene?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
devil & angel / minsung
Fanfic"O Lee Minho, şeytanın oğlu, yerinde olsam onun karşısına çıkmazdım"