(yeonjun-soobin)
ararsa acma: soobin acil bakman lazım
soobin: noldu
ararsa acma: senden bi iyilik istesem olur mu
karsılıgında bi sey istersen benimle bulusma sartını ortadan kaldırabilirim
soobin: yuh ne bu o sartı kaldırıcagın kadar önemli olan sey
kız falan mı ayarlıyoruz sana
ararsa acma: birincisi. hic komik degil
ikincisi beomgyuyla ilgili
soobin: dinliyorum
**
Ardı arkası kesilmeyen alarmının sesine uyandığında sinirle alarma vurdu ve yatakta birkaç kez daha döndükten sonra homurdanarak kalktı.
"Okula gitmeyeceğim güne neden alarm kurmuşum." Siniri kendisine yönelirken oflaya puflaya odasından çıkıp mutfağa indi ve mutfakta olan annesine kısaca bir şeyler söyledikten sonra masada duran su şişesini alıp gerisin geri odasına döndü.
Annesinin mutfaktan çıkmadan önce bir şeyler söylediğini duymuştu ancak uykusu olduğu ve hala uyanamadığı için söylenileni tam olarak anlayamamıştı. Omuz silkti ve yatağına oturup duvarı izlemeye başladı. Ancak bu çok uzun sürmedi çünkü birden az önce fark etmediği bir şeyi fark edip yatağından kalktığı gibi mutfağa koşmaya başladı.
Belki gördüğü şey gerçek değildi belki de hala rüyadaydı ama rüyada olmadığını sanıyordu ancak yine de emin olmak için koştu. Merdivenlerden atlaya atlaya inip mutfağa daldığında annesinin gülen yüzüyle karşılaştı ve biraz daha kafasını çevirdiğinde gözleri kocaman açıldı.
"Taehyun?"
Doğru görüp görmediğine emin olmak için gözlerini yumup yeniden açtı ve aynı görüntü hala karşısındaydı.
Taehyun sandalyelerden birinde oturuyor ve gülümseyerek ona bakıyordu. "Günaydın." sanki buna ayarlı bir robotmuş gibi "Günaydın." diyerek karşılık verirken şaşkınlığı sesine de yansımış ve sesi tuhaf çıkmıştı.
"Sen bugün okula gitmeyeceksin diye sende unuttuğu defterini almaya gelmiş. Niye çocuğa defterini vermedin? Senin yüzünden sabahın köründe buraya kadar gelmiş."
Annesi sahte kızgınlıkla onu azarlarken, onun dikkati tamamen Taehyun'daydı. "Hiç sorun değil efendim, hem fena mı oldu? Yürüyüş yaptım."
Yüzündeki samimi gülümseme ve efendilikle Beomgyu yerine annesini cevapladı ve gülümsemesini silmeden Beomgyu'ya dönüp göz kırptı.
"Oğlum arkadaşına defterini getir hadi."
Kafasını sallayıp odasına geri gideceği esnada Taehyun da kalktı ve "Ben de geleyim." dedikten sonra Beomgyu'nun peşine takıldı.
Beomgyu önde o arkasında birer birer merdivenleri çıkıyorlardı ve ikisi de tek kelime etmiyordu. Beomgyu hala uykuda gibiydi ve az önceki şaşkınlık yüzünden kendine gelebilmiş değildi. Taehyun'un evini nasıl bulduğunu bile anlayamamıştı. Taehyun ise onu gördüğü için mutlu hissediyordu ve sorunu halletmeden gitmek istemiyordu.
Merdivenler son bulduğunda Beomgyu karşılarına çıkan ilk kapıyı açıp odasına girdi ve Taehyun da aynısını yapacağı esnada kapı suratına kapandı.
"Ben giremez miyim?"
Sinirlenmek yerine güldüğünde, içeriden Beomgyu'nun söylenmelerini duyduğu için daha da çok güldü ve tam olarak seçemediği birkaç küfürün ardından kapı açıldı. "Geç."
Keyifle içeri geçti ve Beomgyu'nun dağınık yatağına oturup, ayakta dikilip onu izlemeye başlayan Beomgyu'ya baktı. "Ne?"
"Nereden buldun evimi?"
"Buldum işte bir yerden."
"Ne işin var peki burada?"
"Ayıcıklara karşı takıntın mı var?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
attention • taegyu
Fanfictiontaehyun: su sinir bozucu gülümsemeni gözümün önünden cek beomgyu: madem sinir bozucu neden bana bakarken gülümsüyorsun
