🌜

84 20 5
                                    

Chan'ın patronu çok anlayışlı biri sayılmazdı, işine aşık bir patrondu. Tabi Chan de bir onun kadar işine aşık biriydi. Ama bu her ortamda çalışabiliceği anlamına gelmezdi. Her yıl bir ay'a kadar izin hakkı vardı Chan'ın. Bu hakların hepsini kızının piknikleri okul gezileri için ayırırdı, hatta her sene bir iki haftalık tatile bile çıkardı arkadaşlarıyla. Haftasonu mesaisi olmadıkça boştu ve onları da minik prensesi Hye min e ayırırdı. Ama bu sefer Chan patronundan sınırsız bir tatil isteme niyetine girmişti. Ona her ay gelen iş teklifleri elbet vardı ama olasılıklara bel bağlayamazdı beş seneye yakındır çalıştığı ve ufak tefek aksilikleri dışında memnun olduğu işinden istifa etmek ne kadar mantıklıydı ?

 Changbin Hye min'i jisung'a bırakırken minho ile sohbet etme şansı yakalamış sonra onu arayıp her şeyi anlatmıştı. Hyunjin'i hastane koridorlarında bekleyen adamlar asla konuşmuyordu. Minho savcılık kararıyla karşılarına geçip tehtidler bile yağdırmıştı ama tık yoktu. Kendi kulvarında yarıştığı en zor suçlular değillerdi elbet. Üstlerinden çıkan telefonlarda ses kayıtlarından aramalara kadar her şey sorgulanacaktı. Minho kendi incelediği hiçbir dava da böyle adamların suçsuz denilerek salınmasına izin vermemişti, heleki bu arkadaşının davasıysa. 

Akşam saat ikiye gelirken Hyunjin Chan'ın göğsünde uykuya dalmıştı. Chan üstlerine iki kat battaniye çekerken sevgilisinin hala titrediğini farkediyordu.  Yarım saate bir hemşire içeri girmiş serum değiştirmek için geldiğini belli etmişti. Chan sevgilisinin kolunu ortaya çıkardığında hemşire sakince işine koyuldu. Hyunjin'in kolunda zaten birsürü iğne deliği izi vardı. Ama doktor bunun herhangi bir uyuşturucu değil tıpkı hastanelerde olduğu gibi serum için olduğunu söylemişti. Saat sabah altıya yaklaşırken güneş ilk ışıklarını gözler önüne seriyordu ki Chan'ın telefonu çaldı. Arayanın Minho olduğunu görmek Chan'a iyi gelmişti. Çünkü eğer jisung arıyor olsaydı bu arama kesin Hye min için olurdu. 

*Alo Chan, üzgünüm uyandırdım mı?* 

-Hayır hayır Minho merak etme uyumuyordum. İyi misin bir sıkıntı yoktu değil mi? 

*Aslında bizim hakımızda hiçbir sıkıntı yok ama bu adamlarla ilgili büyük sıkıntılar var.*

-Nasıl yani? 

*Telefonları incelenmeye alınmıştı Chan. İçinden çıkmayan kayıt yok ki bu adamlar tek telefonla çalışmazlar bile. Resimlerden şantaj için kullanılmış fotoğraf ve videoya kadar çok fazla şey var. Kayıtlı olan numaralar genelde kaçırılmış kişilerin aileleri. Kendi çalıştıkları kişileri  bu telefonlara eklemiyorlarmış.*

-Ses kaydı ve videolar peki onlarla bir çok şey ispatlanmaz mı? 

*İstediğimiz bu adamların hapse girmesiyse evet bu yeter fakat bu adamlar çete halinde çalışırlar hatta belki halkın bütünlüğüyle bile bağlantıları olabilir. Üç beş kişiyle bu iş bitmez. Sattıkları insanlar ve organlar bile var. Oyüzden daha her şey yeni başlıyor.*

-Bu işe Hyunjin karışmak zorunda mı? Onu uzak tutmak istiyorum. 

*Malesef Chan bunu ne sen ne de ben yapamayız. O bu olayın birinci tanığı konumunda üstelik daha alamadığımız ifadeler var. Hyunjin kaçabilmeyi başarmış kişiler arasında ama bu adamların koca bir arşivleri olduğuna bile eminim ben.* 

-Hyunjin polislerden korkuyor şuan. Eski hayatına dönene kadar sorgulamadan olmuyor mu? 

*Chan bu soruyu sana nasıl açıklarım bilmem ama şöyle söyliyim bir bina merdivenleri olmadan tek asansörle ne kadar kullanışlıysa okadar etki eder hyunjin'in olmaması. ve bu olay zaten bizim elimizde değil. Savcılık iznini geçtim komiser Jeongin daha hyunjin'in ifadesini kayıtlara koyamadığı için azar yiyebilir.* 

-Hazır olmasını beklemeliyiz bence. 

*Chan lütfen yapma böyle. Ayrıca bütün akşam düşündüm davanın başına ben geçicem ve yanıma en güvendiklerimi alıcam lütfen herkes'in fedakarlıklarını göz önüne al ve iş yerine uğramayı unutma bayan Song sana bu konuda yardımcı olucaktır bende.* 

-Teşekkürer Minho gerçekten çok yardımın oldu.

Ve sonrasında telefon kapandı. Chan düşünceleriyle tekraradan baş başa kalırken hyunjin kendi rüyalarından biriyle uğraşıyordu. Öğlene kadar da bir uyanıp bir uyuyacaklardı ikiside. 

Chan bölünmüş uykularının birinden daha odaya giren doktor sayesinde uyandığında odayı saran bir çığlık vardı. Ama o çığlığın Hyunjinden gelmesini beklemiyordu. 

Güzel sevgilisi neden böyle boğazı yıltırırcasına bağırıyordu bilmemek en çok onun canını yakıyordu. Onu bu kabuslarından çekip alamamak evlerinde masallarla battaniylerle uyutamamak canından can koparıyordu. 

Hyunjin sakinleştiricilerle uykusuna geri dönerken doktor Chan'a bunun günden güne geçiçeğine dair  teselli veriyordu. Güzel günler yakındı. Chan öyle umuyordu

moon | hyunchan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin