Sunghoon'un evinde kalmamda gerçekten bir sorun yok mu? Ne yapsam? Düşün Kim Sunoo düşün! Evinin önünde durunca bu durumdan daha çok korkmaya başladım. Artık Sunghoon'un bana karşı hissettiklerini biliyorum. Benden ne istiyor olabilir ki?! Ya bana saldırırsa?! Hayır, hayır, hayır. Olacak iş değil. Kendime gelmem için elimi sertçe yanaklarıma vurdum. Böyle düşünmem saygısızca olurdu. Sunghoon önümde evin kapısını açmak için anahtarlarını arıyordu. Gergince sağa sola bakındım. Acaba şuan kaçsam ne olur? En fazla rezil olurum.
"Sunoo?" Kafamı yerden kaldırdım ve kapıyı sonunda açtığını fark ettim. "Lütfen içeri gel. Biraz dağınık ama." Genişçe gülümsedi. Göz kamaştırıcı! Onun ne düşündüğünü cidden bilmiyorum. Ama.. Düşüncelerini okuma gücüne sahibim. Sanırım bunu idare edebilirim. Yapabilirsin Kim sunoo!
"Sunoo," Adımı tekrar seslendiğinde daha fazla bekletmemek için hemen içeri girdim.
Evi temiz ve düzenliydi. Cidden buna mı dağınık diyordu. Salona geçtim ve oturdum. Bir yandan da bana verdiği kırmızı atkıyı katlıyordum. O sırada masanın altında duran mangalar dikkatımı çekmişti. Tam eğilip alacakken Sunghoon salona girdi.
"Kusura bakma, hemen kaldırıyorum onları." Kitapları bir hışımla eline aldı. Gerigince gülümsedi.
"Dün bunları okumayı bırakamadım da." Gideceği sıra arkasından konuştum.
"O ikisini... Ben de seviyorum." Bir anda şaşkın bakışlarını yüzüme çevirdi. Elindekileri mutfak tezgahına bıraktı. "Gerçekten mi?"
Utangaç bir şekilde bakışlarımı elime çevirdim ve konuşmaya devam ettim"Ragna Crimson çok acımasız biri, değil mi?" Açıkcası söylediğim şeye ben bile inanamamıştım. Ciddi ciddi burada manga muhabbetine giriyordum. Bana kıyasla, Sunghoon'un iki saniye önce ki gergin yüzünde çicekler açmıştı.
"Öyle!" Kitapları mutfak masasının üstüne bıraktı ve hızlıca oturduğum koltuğa doğru geldi. "Aksiyon ve psikolojik savaş hali gerçekten muhteşem." Onun heyecanlı heyecanlı konuşmasını görünce ister istemez bende heveslendim. "Ayrıca. İyi anlamda, Crimson'un kişiliği-"
"Çok güçlü." Cümlemi tamamladığında gülmeye başladı. İstemsizce bu haline güldüm. Ellerini koltuğa koyup bir anda yaklaştığında geri çekildim.
"Anladım. Sen de bir Ragna fanısın." Yavaşça geri çekildi, hala yüzünde küçük bir sırıtış vardı. Tekrardan ona döndüm ve "Biraz şaşırdım." diyiverdim.
"Ne?" Söylediğim şeyi fark ettiğimde anında önüme döndüm ve "Yok bir şey!" dedim. Düşününce cidden şaşırmıştım. Onun gibi popüler birisiyle aynı ilgi alanına sahip olacağımı hiç düşünmezdim. Yanımdan kalktığında bakışlarımı ona çevirdim.
"Banyoya ilk sen gir." Duyduğum şeyle gözlerim sonuna kadar açıldı. "Ne?" Kenardan hazırladığı kıyafetleri bana doğru uzattı.
"Bunları giyebilirsin." Saygı gereği ayağa kalktım ve uzattığı kıyafetleri aldım.
"Bu da ne? Çok rahat gözüküyorlar." Elime aldığım kıyafetler bir an çok yumuşak gelmişti. Ellerimi kumaşın üzerinde gezdirdim.
"Değil mi?" Sunghoon da pijamalara dokunmak için elini uzattığında kısa bir an ellerimiz değdi.
"Gerçekten bu şekilde ödüllendirilmiş olabilir miyim?
Gözümün önüne bir anda bu kıyafetleri giymiş bir ben gelince, şaşkınlıktan neye uğrayacağımı şaşırdım. İlk defa düşünce yerine görüntü görüyordum ve gördüğüm şeyler oldukça kötüydü. Hayır, hayır o anlamda kötü değildi. Utanç vericiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cherry Magic! Sunsun
FanficKim Sunoo 30 yaşına girdiğinde çeşitli güçler kazanır. İlk başta bu güç karşısında şaşkına dönse de, aslında hayatında pek bir şeyin değişmediğini düşünür. Ta ki Park Sunghoon'un düşüncelerini duyana kadar. /Dizi uyarlamasıdır! Cherry Magic! Au ...