ne güzel?

504 52 36
                                    

Yere düşürdüğü şeyleri toplayan bedene bakarak konuştum, "Hayır, ben özür dilerim. Kim markette geri geri yürür ki?"

"Sen?"

Vay amk, ciddi misin?
Çocuk yere düşürdüğü şeyleri alıp ayağa kalktı ve bana baktı.
"Minho?!" Birden bağırınca korkmuş olacak ki geri bir adım attı.

"Sakin ol, Hyunjin." kıkırdadı.

"Ne yapıyorsun burda pisi pisi?"

"İnsanlar markette ne yapar?"

"Ondan değil, burda seni görünce şaşırdım. Yakın bir yerlerde mi oturuyorsun?"

"Evim buraya 10 dakika uzaklıkta."

"E yakınız yani, ne güzel."

"Ne güzel?"

"Ne?"

"Sen."

"Ne?"

"Yok bir şey Hyunjin." Güldü ve konuşmaya devam etti, "Ne arıyorsun?"

"Kolalı jelibon."

Raflara göz gezdirdi, "Bak orada." öne doğru geldi ve jelibonu almak için uzandı, kısa olduğu için alamadı tabii. Kıkırdadım bu haline. "Ne gülüyorsun?"

"Hiiç öylesine, gülmek yasak mı?"

"Evet."

Yine güldüm çünkü çok tatlıydı şuan. "Ben alayım mı? Boyun yetmiyor ya senin, ondan yani. Yanlış anlama."

Ters ters baktı bana.
"Ben kısa mıyım Hyunjin?"
Yine güldüm, neden bu kadar çok gülüyorum?

Onun yanına geldim ve uzanarak jelibonu aldım. Minho'ya baktığımda beni izliyordu. "Hayran kaldın sanırım, neyi izliyorsun?"

"Neyi izlicem ya." Arkasını döndü ve içeceklerin olduğu yere doğru gitti.
Bende onu takip ettim, iki tane limonlu soda aldı ve kasaya doğru gitti. Ben de kendime kola alıp peşinden gittim.
Aslında peşinden gitmiş sayılmam, ben de kasaya gidicem sonuçta? Benim kendimi kandırma seviyesi.

Kapanma saatine yakın olduğu için kimse yoktu. Kasiyer Minho'nun aldıklarını kasadan geçirdi, Minho parayı verdi ve market kapısının önünde durdu. Beni mi bekliyordu? Yok canım ne alaka?

Kasiyer benim aldıklarımı da kasadan geçirince parayı verdim ve Minho'ya baktım. Market kapısını açtı, dışarı çıktı ve kapıyı tutmaya devam etti. "Hyunjin, gelsene. Ne bekliyorsun?"

Konuşmasıyla hızla yürüdüm, marketten çıktım ve yavaş yavaş yürümeye devam ettim. Minho da yanıma geldi ve yolda beraber yürümeye başladık.
Çok gerildim.
Neden gerildim?

"Hyunjin?"

"Hm?"

"İyi misin?"

"Evet, superim. Sen iyi misin?"

"Gerildin sanki?"

"Yoo, ne alakası var?"

"Biraz daha koparmaya devam edersen poşet parçalanacak."

Bu çocuk niye bu kadar dikkatli? Elimde oynadığım poşeti fark etmişti.

"Yok ya, öyle alışkanlıkları benimki. Hep yaparım ben. Çok severim."

"Poşet koparmayı mı?"

"Ne? Hayır."

"Yani, poşet seversin?"

"Of Minho."
Kıkırdadı. Şerefsiz dalga geçiyor benimle.

"Tamam tamam, özür dilerim ama bu kadar gerileme. Yemem seni korkma."
Ya yersen? O tip var sende.

pisi pisi, hyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin