seni öpmemden mi korkuyorsun? - !

424 44 25
                                    

"Sağol Minji teyze."

"Hyunjin."

"Pardon, Minji anne."

Güldü ve elindeki tepsiyi ve içeceği verdi bana.

"Dökmeden götür tamam mı?"

"Tamam."

Minji anne, yani Minho'nun annesi, ona anne demem için üç saat uğraşmıştı. Canım annem, canım annem.

Evden çıkıp atölyeye girdim ve hâlâ uyuyan Minho'ya bakıp gülümsedim.

Elimdekileri masaya bıraktım ve Minho'nun yanına gittim.

Saçlarıyla oynadım yavaşça ve fısıldadım.

"Minho, uyan hadi."

Kafasını kaldırdı yavaşça. Yeni uyanmış Minho, bu evrendeki en güzel şey kesinlikle buydu.

Gözlerini kapatıp açtı ve kısa sürede kendine geldi biraz.

"Aç mısın?"

"Hayır, şimdilik değilim."

"Tamam, o zaman sonra yeriz."

"Hmhm."

Minho'ya biraz yaklaştım ve elimi yüzüne koydum.

"Bu gün biraz hasta gibisin Minho."

"Öyle miyim?"

"Öylesin."

"Sorun değil, boşver."

Biraz daha yaklaştığımda kafasını aşağı eğdi, elimi çenesine koydum ve bana bakmasını sağladım.

"Neyin var?"

"Bir şeyim yok."

Biraz daha yaklaştım. Artık nefesini yüzümde hissediyordum.

"Emin misin?"

"E-evet, eminim."

Gerilmiş ve utanmıştı, fırsatı değerlendirmek suç değildir, öyle değil mi?

"Hyunjin."

"Hm?"

"Biraz fazla yakınız sanki?"

"Yo, ben halimden memnunum. Sen değil misin?"

"Yani, pek rahat sayılmaz."

"Rahat olsa memnun olurdun yani?"

"Ne? Öyle bir şey demedim."

Yavaşça Minho'nun sırtını yatak ile birleştirdim. Tam üstüne çıkmadım, sağ elimi kaçmaması başının yanına koydum. Sol tarafta duvar vardı zaten. Yavaşça dizimi bacak arasına doğru sürükledim.

Minho'nun gerildiğini anlamıştım. Ayrıca omuzlarımı sıkan elleri de bunu açıkça ortaya koyuyordu.

"Hyunjin."

"Hm?"

"Napıyorsun?"

"Bilmem, ama sen fazla gerildin sanki?"

"Üstümde duruyorsun, sence de normal değil mi?"

Yüzüne yaklaştım ve gülümsedim.

"Seni öpmemden mi korkuyorsun Minho?"

Dudaklarını yaladı, tüm dikkatimi dudaklarına vermiştim artık.

"Öpmek mi istiyorsun Hyunjin?"

"Neden olmasın?"

"Neden olsun?"

"İstemiyor musun?"

Sustu, düşündü ama ne düşündüğünü bence o da bilmiyordu.

"İstemiyorum."

Yalan söylediği ortadaydı, zaten Minho yalan söyleyemezdi, hemen belli ederdi ve şimdi de belli ediyordu.

"Peki, öyle olsun."

Üstünden kalkacağım sırada dudağına minik bir öpücük bırakıp yanına yattım.

Dudakları aralandı ve öylece tavana bakmaya başladı.

Minho, şuan duvar ve benim aramdaydı. Kaçışı yoktu benden.

Bir gün sadece dudakları değil, tümüyle benim olacaktı. Buna emindim.

-

ay mrbmrb

nabeerr

mutsuzum ama icimde cok garip bi enerji var bilmiyorum niye

ya dedim artik opussunler ama bu sefer de minhonun naz yapasi geldi

iliski baslangici gibi bi sey oldu bu bolum super

YA EVDE PENGUENLI CORAP BULDUM SAKA MI COKGUSEL CIGLIK ATICAM

ben cok severim penguenleri bilmiyorum niye
ama en cok kedi

ya neyse
kendimi mi tanitiyorum fic mi yaziyorum belli degil amk

neyse bbbb 🐧💕

🍄

pisi pisi, hyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin