1: Yargı

435 38 131
                                    

Genshin Impact ve Avatar: Son Hava Bükücü'den ilham alınmıştır.
---------------------------------------------

Güzel bir hayatımız olduğu söylenemezdi. Sadece kötü olan hayatlarımızı daha yaşanılır kılmak adına elimizden geldiğince iyileştirmeye çalışıyorduk ve bana kalırsa, bunu yapmak mümkün değildi. Sanırım bir şeyleri düzeltmek için çok geç kalmıştık.

Yirmi üç yaşındaydım ve savaş doğduğumdan beri hayatımızın bir parçasıydı. Hatta dedemin dedesinin dedesi doğduğunda bile. Aslında tam anlamıyla savaştığımız bile söylenemezdi. Tenjiku gelir, ağzımıza sıçar ve birkaç kişiyi öldürüp saraylarına dönerdi. Rutin olmuştu bu.

"Chifuyu!" diye seslendi Senju, panikle bana doğru koşarken. "Haruchiyo ağabeyimi gördün mü?" Gözleri fıldır fıldır dönerken Haruchiyo'yu aramaktaydı. "Bugün düğün olduğunu biliyor. Ne oldu da bir anda ortalıktan kayboldu acaba? Zaten sürekli bir yerlere kaybolup duruyor. Başına iş alacak!"

"Bilmiyorum." diye yanıtladım "Haru'yu bugün hiç görmedim ama belki Mikey'nin peşinde dolaşıyordur... Sana bir şey soracağım. Bükme yeteneğini kazanmışsın diye duydum. Yani artık akademide olacaksın. Hangi element bu arada? Vizyonun geldi mi? Çaylaklara vizyon verilmez ama!"

Ateş, su, toprak, hava. İnsanların bükebildiği dört element vardı. Tabii ki bir insan dördünü bükemezdi, biri bize bahşedilirdi. Örneğin bana su elementi bahşedilmişti. Yeteneğimi kazandığımda on dört yaşındaydım ve evet, yaşlar değişiklik gösterirdi. Vizyon ise Tanrılar'dan alınırdı ki bazı bükücüler hayatları boyunca vizyona layık görülmezdi. Benim de henüz vizyonum yoktu.

"Benim yeteneğim mi?" Senju hınzır hınzır güldükten sonra büktüğü bir kova suyla bana saldırdı. "Artık şakalarım daha sulu bir hal alacak." İster istemez su düellosu yapmaya başladık. Sokak sayemizde tertemiz oldu. 

"Vay be!" dedi artık yorulmaya başlamış olan kız. "Çok iyi düello yapıyorsun, Chifuyu... Akademiyi bitirdikten sonra canına okuyacağım veya vizyonumu aldığımda!" Dişlerini kocaman göstererek sırıttıktan sonra "Neyse," diye ekledi. "Az daha nedime olduğumu unutuyordu. Hina'yı bulayım da Emma'nın yanına gidelim. Yalnız başına kaldı sanıp paniklemesin." 

Kız uzaklaşırken elimi ona doğru salladım ve düğün hazırlıklarına bakmak için etrafta turlamaya başladım. Bizim köyümüzdeki iki genç evlenmeye karar verdiği zaman düğün el birliğiyle yapılırdı ve herkes çok eğlenirdi. Yani, sanki düğünler iki kişinin değil, tüm Shibuya'nındı.

Bir toprak bükücü olan Kazutora düğün dekorasyonu olacak çiçeklerle uğraşıyordu, taç yapraklarının açık kalması için bükme yeteneğini kullanıyordu. Hava bükücü olan Baji ise rüzgar tüm çiçekleri etrafa savurup, sokağa da toz taşımasın diye rüzgarın yönünü kontrol altında tutuyordu. Bu bir ekip çalışmasıydı. Herkes Draken ve Emma'nın düğününün kusursuz olması için uğraşıyordu. 

Biraz ileride cansız görünen çiçekler için su büktüm ben de ve gölü yosunlardan ve istenmeyen yapraklardan arındırdım. Takemichi beni izlerken esnemeye başlamıştı. Bir bükücü olmadığı için bizim işlerimizi izlemek bile ona yorucu geliyordu. Bükücü olmamaktan rahatsızlık duymuyordu ki çoğunluk duyardı. Ben ise onun da bizim gibi olmasını istiyordum. Böylece insanlar ona zorbalık edemezlerdi.

"Mikey yemek ateşini sabit tutmaya çalışıyor ama Baji rüzgarı o tarafa çevirdiği için hararetlenme oluyor." dedi Takemichi, ben daha neler yaptığını sormaya fırsat bulamadan. "Onun yanındaydım ama ateş bükücülerin yanında bir dakika bile cehennem gibi geliyor bazen. Kıçımdan ter aktı." Yorgun olsa da yüzü gülüyordu.

Ankoku Jidai 卍 Tokyo Revengers AUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin