Uyandığımda arabada sadece Hyunjin vardı.O da uyuyordu ve akşam olmuştu.
Hyunjin'i birkaç kez uyandırmayı denedim ama uyanmadı. Arabanın kapısını açıp dışarıya baktığımda tamamen başka bir yerdeyik. Etrafta eve benzer üçken bir şeyler vardı ama karanlık olduğu için hiç bir şey göremiyordum.
Telefonumu alıp flashı açtım ve evlerin olduğu tarafa doğru tutmaya başladım. Tam o sırada biri
"BÖÖÖ!"diye bağırdı.
Korkudan elimdeki telefonu onun yüzüne attım. Jisung'un yüzüne..
"Ahh napıyorsun Felix? Of yüzüm... İnşallah yüzüm çizilmez yoksa hesabını Minho'ya verirsin."dedi.
"E korkutmasaydın aq. Bende seni Hyunjin'e söylerim o zaman."
"Söylesen ne olacak ki Minho Hyunjin'e peçete yedirdikten sonra ağlayarak yanına gelir"peçete yedirmek mi? Nasıl bir fantazisi var bu çocuğun?
"Hiçte peçete yediremez ben alırım o peçeteyi Minho'nun gö-"
"Hop hop noluyor burada?"bir sen eksiktin Changbin..
Jisung'la aynı anda "hiiiç"dedik ve sonra birbirimize bakıp "cips kola kilit"dedik.
Maalesef buda aynı andaydı. Devam ettiremeyip gülmeye başladık."Siz iyi misiniz?"diye bize soruyordu Changbin. Şahsen ben iyi olduğumu düşünmüyorum. Tabi Jisung nasıl düşünür bilemiyorum.
O kadar fazla gülmüştük ki artık sesimize Hyunjin uyanmıştı.
"Günaydın aşkım"dedim.
"Günaydın bebeğim.."
"Neyse ben gidiyorum"dedi ve Changbin gitti.
"Hyunjin geldik ama ben hâlâ nereye geldiğimizi anlamadım."dedim ve Hyunjin'den önce Jisung cevap verdi.
"Salaksın ya ondandır."diyip koşarak uzaklaştı.
Benimle uğraşmaya bayılıyor gerçekten.
Ve Hyunjin'de kendini tutamayıp gülmeye başladı. Hayır komik bir şey söyledi de ben mi anlamadım? Ama hâlâ komik bir şey olduğunu düşünmüyorum.
"Ya Hyunjin!"
"Tamam ya"dedi ama hâlâ gülüyordu.
"Konuşmuyorum seninle."
"Tamam ya şaka yaptım."dedi ve kolumdan tutup kendine doğru çektikten sonra arabanın kapısını kapattı.
"Aşkım benim bana trip atamaz kii"dedi ama ona bakıyordum bile. Kollarımı bağlayıp öylece duruyordum.
"Hadi ama Felix daha yeni uyandım bana bir günaydın öpücüğü vermiyecek misin?"
"Hayır."
"Ama benim aşkım beni kıramaz ki"dedi ve yanağımdan öptükten sonra dudağını dudağıma yaklaştırıp öylece öpmemi bekledi. Ama öpmedim ve arabanın kapısını açıp hızlıca dışarı çıktım.
Hyunjin'de benim arkamdan hızlıca inip yanıma doğru koşmaya başladı. Bende bana yetişememesi için hızlıca koşmaya başladım. İleride Minho'yu gördüm ve ona doğru koşmaya başladım. Tam Minho'nun yanına yaklaştığımı düşünüyordum ki bir anda Minho kaybolmuştu. Arkama baktığımda arkamda Hyunjin'de yoktu. Nereye gitmişti bunlar? Orman gibi bir yerdeyim ve tek görebildiğim şey ağaçtı.
"Hyunjin"diye bağırıyordum ama ne ses geliyordu ne de bir görüntü. Gerçekten burada öleceğimi düşünüyordum.
Artık tamamen her yer kapkaranlık olmuştu ben bir tarafa doğru yürüyordum ama hiç bir şey görmüyordum. Bir yandan da Hyunjin diye bağırıyordum. Nasıl buraya geldiğim hakkında en ufak bir fikrim yok ama eğer biraz daha burada kalırsam donarak ölecektim çünkü burası çok soğuk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
School love | HyunLix
ContoH- Felix... karanlıklarını aydınlatmama izin verir misin?