6B: Karma Kapanı Tuzağı

44 12 27
                                    

✨Yıldızı parlatmayı unutmayalım✨

Bölüm şarkısı: Dedüblüman, Merdiven

Ben bu bölüm içimdeki her şeyi Ayevi'nin ve sonda giren bir kadın var, onun sözlerine sığdırdım cümlelerimi. İyi okumalar dilerim hepinize :)) Umarım seversinizzzz <33

Bölümün eski ismi Kanlı Gözyaşı'dır ve bölümde değişen hiçbir kısım yoktur.

🧸

Ölmek bu dünyadan kurtuluştur. Acıdan, mutluluktan ve her bir şeyden...

Ben ölmedim. Ölmek istemedim. Elbet bir ruh gibi dolaşmayı hiç sevmedim. Ben öldürüldüğümde annemin yaşındaydım. Annem öldürüldüğünde ben on sekizimdeydim. Ben on sekizimde değildim, annem benim gençliğimi taşıyordu ve ben de annemin yaşlı ruhunu.

Gözlerimi kapattığım bir günün ertesi gününe gözlerimi açtım. Beynim zonkluyor, yazamadıklarım içime işlemeye çoktan başlamış hale geliyordu. Kaç gündür yaralı bir halde yatakta yatıyor, Alparslan'ın benim hizmetlimmiş gibi davranmasını sağlıyordum? Büyük ihtimalle üç gündür.

5 Eylül 2022. Duvardaki saat bu tarihi gösteriyordu. 5 Eylül, bir ay olmuş muydu? Olmamıştı. Daha çok zaman vardı.

"Günaydın, Ayevi'm." Başımı yastıktan kaldırmadan sağıma çevirdim. Gözlerini açmış bir şekilde tepemden bana bakan Alparslan'la göz göze geldim. "Günaydın." Fısıldayışım ve pürüzlü çıkan sesimle birlikte eğildi ve burnumdan öptü.

"Akşama kadar biraz daha dinlen. Yarın istediğin gibi gezip dolaşabilirsin evin içinde." Alparslan'a başımı salladım ve telefonumun nerede olduğunu sordum. Dün elimden almıştı uyumam için ve bir daha da geri vermeye tenezzül etmemişti.

Arkasında duran komidinin üzerinden bir telefon aldı ve bana uzattı. Bu tabi ki de benden başka birinin telefonu değildi. Elinden aldım. Ekranı açtım ve gelen bildirimlere bakmaya başladım. Yayınevinden gelen bildirimlere girdim.

8 Eylül 2022 tarihi gözüme çarparken imza tarihi olduğunu, az daha altında yazan mesajı okuduğumda fark ettim. Gözlerim büyürken bu yaralı halimle nasıl imza yapabileceğimi düşündüm. Gözlerim direk bana bakan Alparslan'a çevrildi.

Göz kırpıp ne olduğunu sordu. Ona cevap vermeden yutkundum ama bir şey konuşmadan telefonumun ekranını kendine çevirdi. Yayınevinden gelen mesajları teker teker okuduktan sonra bana çevrilen bakışları yumuşaktı. "Gideriz güzelim. Götürürüm ben seni."

"Bu yaralı halimle mi gideceğim?"

"İleri tarihe ertelemeleri için yayıneviyle konuşayım mı?" Başımı iki yana salladım. Konuşsa bile patrona ulaşacaktı bu haber. Ya izin verecekti ya da vermeyecekti. Bu yüzden uğraşmak istemedim.

"Alparslan, benim için o imzaya sen katılır mısın?" Kitaplarımı onun imzalamasını istediğim lafı ağzımdan kendiliğinden çıktığında yutkundum. Böyle bir şey olanaksızdı aslında ama yapmak zorunda kaldım. Başını iki yana salladı. "Yapamam. O kitapların ikisi de bana yazıldı ama, biliyorum ki imzam kabul olmaz..." ona başımı salladım. Ondan bakışlarımı çekerek tavana diktim.

Kafamda bir sürü senaryo kurmuş şu an tavanda oynatıyordum hepsini. İmza gününe böyle gitsem, herkes sorgulardı. İmzaya gitmesem, linç yerdim.

En çok göze batan yazarsanız kendi gözünüzde, başkaları içinde öyle olursunuz. Bu yazılı olmayan bir kural sadece.

🧸

LelahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin