✨Yıldızı parlatmayı unutmayalım✨
Bölüm şarkısı: Yirmi7, Muhtemel Aşk
Bölümde eğik yazıyla yazılmış kısım Ayevi'nin kitabında yazdığı kısımdır.
Bölümün sonlarında hafiften +18 vardır. Üstü kapalı anlatılmıştır. Bundan bile rahatsız olan sadece konuşmaları okuyup geçebilir.
İyi okumalar!
🧸
Geceleri ne çok düşünürdü insan. Mesela o gün mutlu olduysa mutlu olduğu anı tekrar hayal eder, mutsuz olduğu gün mutsuz olduğu anı unutmak istercesine Allah'a yalvarırdı. Bazen ise arafta kalmışlık hissi sarar sarmalardı o sabahın akşamını.
Ben bugün, bu akşam mutlulukla uyuyacaktım. Mutlu olduğum anı hayal ederek gözlerimi kapatacak, yeni bir mutlu anı hayal ederek açacaktım sabaha gözlerimi.
Dizlerimin üstünde olan bilgisayarımda son okumayı yaptığım üçüncü kitabıma baya bir mutlu anı eklemiştim. Biliyordum, sabah öğlene doğru bir kez mutlu olduğum olmuştu. Biliyordum ki kitaplarımda benim mutluluk kaynağımdı.
İlk serimi mutlu bir kaç anısıyla kapatıyordum. Alparslan'ın yaptığı kapağı düzeltmiştim, onu kullanacaktım. Hem diğer kapaklarıma uygun hem de kitap içeriğine uygun tek beğendiğim kapaktı. Alparslan'a bu sürpriz olacak olsa da kendi kendime gülümsedim. Ayna da bana baktığında yanaklarımı avuçlarımın içine aldım ve iki kez hafifçe vurdum.
Neden bu oluyordu?
Biliyordum düzeltmiştik Alparslan'la aramızı. Beni sevmediğine dair olan şüphelerim de yok olmuştu. Beni ölesiye sevecek biriydi, gözlerinde görüyordum.
Son bir kaç yazdığım satırı okudum.
Kendimizi bulduk. Belki de kendimizi birbirimizde bulduk. Zamanında acıttılar canımızı, şimdi bulduk bir arasını; yaktık canımızı yakanları. Zor oldu mu bilmiyorum.
Senin canın acıdı ailen yüzünden, işte bunu çok iyi biliyorum. Ama bir ailen yok olduysa, bir aile kazandın sen.
Bitti.
Dosyayı kaydettim. Daha sonra dosyayı içindekilerle kopyalayıp mailden Pençe yayınlarının patronu olan Yezgi'ye gönderdim. O onayladıktan sonra gidiyordu baskıya ve ben bu akşam, en mutlu olduğum günün akşamı kapağı bile sürpriz olarak göreceklerini kitaplarımın official hesabından duyurmuştum herkese. Milyonlarca bildirim aynı anda ekranıma düşmeye başlıyordu.
En yakın olan imzama yetiştirmek için çabalıyordum bu kitabımı. Herkesin aynı anda okumaması ama kapağı görünce şok olmaları için. Kapak düzenleyen kısmında da Alparslan'ın ismi olacaktı.
Yüzümü hafif saran gülümseme ile yanı başımda uyuyan Alparslan'a baktım. Hala dizlerimin üzerinde olan bilgisayarı kapatıp komidinin üzerine koydum. Yavaşça yatağın içine girdim ve yanan gece lambasını tamamen kapatıp gözlerimi karanlığa alıştırdım. Alparslan'ın kapalı olan gözlerine baktım. Elimi uzatıp yanağına koyduğumda düzenli nefesinde ufak bir bozukluk olur gibi oldu. Ardından yine düzeldi. Baş parmağımı yavaşça kirpiklerinde gezdirdim.
"Seni uykucu," diye fısıldadım. Odaya geldiğimiz an üstünü değiştirmiş ve yatmıştı. Ben o sırada yatakta dizlerimin üstünde olan bilgisayarda son okumayı yapıyordum. "Özlemişim uykucu çocuk."
"Kaç gece seni böyle senin beni izlediğin gibi izlemek istedim biliyor musun..?" Hala kapalı olan gözlerini açmadan uykulu sesiyle konuştu. Gülümsedim. "Bundan sonra hep izle."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lelah
Randomyaşam sigarası, deniz dumanı. 🧸 İlk önce notlar almaya başladım. Sonra gerçek bir yazar oldum. Bizi yazdım. Bilmiyorum daha ne kadar yazacağımı. Bilmiyorum daha ne kadar kitaplarımın okunacağını... Geçmiş. Gelecek. Ve şimdi. Arafta kalmış hissi. Tü...