Yazardan
Günlerden cumartesiydi, herkes evinde oturmuş yaşadıklarını düşünüyordu.
Chaeyoung odasında oturuyor, yaptıklarını düşünüyordu. İnatla Yeonjun ile yaptığı kavgada haklı olduğunu kafasına sokmaya çalışıyordu. 'O aptal hiçbir şey beceremedi, sorun onda. Sen mükemmeldin Son Chaeyoung.' tarzı şeyler. Ama bunların pek işe yaradığı söylenemezdi. Sinirini bir şeylerden çıkarmaya çalışıyordu. Yatağını, masasını ve dolabını dağıtmıştı. Kıyafetleri odanın ortasına dökülmüştü, onun ise umrunda değildi. Yerde olan kıyafetlerini alıp, buruşturup tekrar sinirle yere atıyordu. Birilerini dövmek istiyordu, kan görmek, acı çektiklerini görmek istiyordu. Dövecek ise kimse yoktu. Kendiyle başa çıkmaya çalışıyordu.
Yeonjun evde tek başına salonun ortasına oturmuş, neden Chaeyoung gibi biriyle arkadaş olduğunu sorguluyordu. Onun zorbalık yaptığını bile bile her ne kadar yardım etmese de ona engel olmamış ve o normal biriymiş gibi onunla takılmıştı. Bunu düşündükçe sinirleniyor, sinirlendikçe ağlıyordu. Sinirden saçlarını çekiyor, bazen kafasindan elini çektiğinde ise elinde birkaç saç teli görüyordu. Mina'ya kendini affettiremeyeceğinin farkındaydı, onun dediklerini düşünüyordu.
hayatinda verdigin kararlarda bircok kez pisman olursun ama gecmisi degistiremezsin choi yeonjun
bu yuzden diledigin ozrun hicbir anlami yok
ve yine bu yuzden hayatinda dogru kararlar vermelisin
kimse senin ne kadar pisman oldugunu umursamaz
yaptiklarina bakar
ben de oyle yapacagim
yine de nezaket gosterip ozur diledigin icin tesekkurlerVe ardından, engel. Jisoo'da kalan yara izleri, Mina'nın iki arkadaşına olan güveninin boşa gitmesi gibi birçok şey kafasındaydı ve kendini suçluyordu.
Mina odasına kapanmış, evde kimse olmamasına rağmen kapısı kilitli bir şekilde oturuyordu. Eğer bu olaylar olmasaydı Chaeyoung ona zarar verecek miydi, o mesajları görmese Jisoo'ya zarar gelmeyecek miydi, Yeonjun gerçekten pişman mıydı? Pişman olsa da onun için bir şey değişmeyecekti, affedemezdi. Jisoo'nun başına gelen herşeyin suçunu üstlenmişti. 'Ben daha dikkatli olsaydım o mesajları görmezdi.' Ama yine de o zorbaydı, elbet birilerine zarar verecekti, bu kendisi de olabilirdi. Bunlar kafasından geçerken içini dökemese de müziğe sığınmıştı, unutmaya çalışıyordu. Kulaklığında müzik çalarken gözünden akan bir damla yaşla uyuya kalmıştı.
Jisoo kafasına pek bir şey takmamıştı, salonda ailesi ile oturuyordu. Düşündüğü tek şey Jennie ve Mina'yı koruyabilmekti. Yüzüne aldığı darbeler umrunda değildi. Çok belli olmasa da yara izi vardı, ama o olanları değil, olacakları düşünüyordu. Geçen seferki gibi değil de, bir şekilde Chaeyoung başarılı olursa ve o bıçak Jennie veya Mina'ya girerse diye düşünüyordu. Okulun kapanmasına bir hafta vardı, hem 'Bir haftada bir şey yapamaz' diye hem de 'Bir hafta içersinde işini bitirir ve eğitimi de bittiği için rahatça yapar.' diye düşünüyordu. Yine de kendisini toparlamış ve hayatına normalce devam etmeye çalışıyordu.
Jennie ise başına gelebilecek şeyleri düşünüyordu. Onun kafasında Mina'ya zarar veremediği için ya yine ona sataşacak, ya da Jennie için şansını deneyecekti. Son bir hafta içinde kendini toparlaması ve stres yapmaması gerekiyordu, ama bu onun için oldukça zordu. Odasında çizim yaparken bunlar kafasına takılmış ve resmini yarım bırakmıştı. Bir yandan 'En fazla ne yapabilir ki?' diye soruyor bir yandan da 'Mina'ya bıçakla yaklaşmıştı' diye cevap veriyordu kendine. Kafasındaki bu düşüncelerden kurtulmaya çalışarak resmini tamamladı, fakat unutamadı.
Herkes zorlu bie zamandan geçerken ilerde kendini rahatlatacak bir şey yapmayı planladığında Mina, birazcık olsun rahatlamıştı. Tek yapması gereken bir hafta içinde kendini ve arkadaşlarını korumaktı, okul bittiğinde herşeyi yoluna koyabilecekti, en azından kendince.
finale yaklasınca dedim biraz ipucu vereyim
mina rahatlayacak bundan emin olabilirsiniz
ama sizi bilemiyorum
not: ateezxxtinyy tarihinde yazilmis en uzun bolumdur (su ana kadar)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i needed you. | michaeng
Fanfiction"Benim mutlu olmaya ihtiyacım vardı, sana ihtiyacım vardı." ©ateezxxtinyy