☆i want you☆

55 9 11
                                    

Eski, buz dolabimin kapağını zorlukla açtım. Dolabin içine bakmak için boynumu biraz egdikten sonra hiçbir şey olmadığını fark ettim. Kollarımı iki yana acip esnedikten sonra, eski pusku olan bu mutfağa göz atıp Peke için mama aradim. Tam bu sırada açıkta kalan bacaklarımı tirmalamaya başladı.
Acıkmış olmalıydı.

"Uzgunum tatlim, bir seyler almaya gidicem." Dedim, minik kedimin başını okşarken.

Beni terk etmeyen tek kisi olsan bile yeterli olacaktır. Kediler, onlar insanlar gibi degil. Altıma salaş bir şort ve üzerime, benim bedenimden çok daha büyük olan bir kazak, onun üzerine deri ceket geçirip dışarı çıktım. Ellerimi ceketimden içeri soktum. Hava nemli ama serindi. Tüylerim diken diken olmuştu. Cebimden ucuz sigaramı çıkarttım. Sigaramı dudaklarımın arasına yerleştirip yaktım. Icime ceksemde dumanimi, rahatlatmiyordu bu defa. Sigaramı tekrar, nazikçe parmaklarıma yerlestirdigimde kendimi oldukça kötü hissetmistim. Daha doğrusu param olmadığı için o siktiğimin parasini yanıma almıştım. Her zamanki gibi calabilirdim ancak bu defe polisler işin içindeydi.
Derin bir of çektim.

"Sadece peke icin"

Küçük bir bakkalın önünde durup, Sigara izmaritimi yere attim. Ayağımla ezip, içeri girdim.

Hızlıca içeriden mama alıp, Masanın üzerine bir miktar para bırakıp çıkmıştım.

Hâlâ belim ağrıyordu. Belli bir hızda yürürken bacaklarımın kotulestigini hissedebiliyordum. Yolun karşısında, arkadaş grubumuzda ki bir çocukla karşılaştım. O bizim kadar serseri değilde en azından benim kadar diyelim.

"Ah selam" dedi, güler yüzle.

Tebessüm ettim ve yönümü tam degistireckken kolumdan tuttu ve

"N'haber dostum" dedi, sırtıma vurarak.

Sırtıma vurmasına karsilik ufak bir inleme salmistim bile.

Tanrım tamamen rezillikti. Saskinca olayı idrak etmeye çalışıyordu. Ben ise onun omzuna vurup evime doğru ilerlemeye devam ettim. Sırtım daha cok aciyor artik.

Eve vardığımda kapının önünde dikildim. Sadece Durdum, çünkü anahtarım yoktu. Aklıma gelmeyen devam etti. Beni kurtardı sayılırdı ama bu ondan nefret edemeyeceğim anlamına gelmezdi cunku O bana bir bok parçası gibi davranmisti ve kendimi igrenc hissetmemi sağlamıştı. Tamam guzeldi o an için. Sabah uyandığımda yanımda olmak zorunda değildi ama...

"NEDEN SIKTIGIMIN PARASINI KOYDUN!" Diye haykırdım, sertçe yumruğunu kapıya geçirirken.

Ve kapı yavaşça, sinir bozucu bir gicirtiyla acildi.

"Siktir! kapi bozulmus." Dedim, derin bir iç çekerken. Eve girdim ve çamurlu ayakkabılarımı fırlattım. İçeri girer girmez gözlerim peke'yi aradı. O parayı kullandığım için pişman olmam gerekiyor muydu bilmiyorum ama karşımda ki kedi öyle büyüleyici bir güzelliğe sahipti ki azıcık bile üzülüp, pişmanlık duymadım. Hemen egilip yumuşak tuglerini oksadim. Dünya üzerinde bana iyi gelen tek şeydi.

Eski ve plastik kabına biraz mama, yanına ise biraz su birakip odama gittim. Biraz başım ağrıdığı için yatağıma uzandım, yatak gicirdadi.

"Ahh, mhh bu ses" dedim, sessizce.
Dün geceden kulaklarıma işlemiş olan bu sese karşı.

Elimi sortumun altına soktugumda
"Nasil yapmisti" diye sordum kendime.
Gözlerimi kısıp dün geceyi beynimde canlandırdığımda, sızlayan kalcam ile birlikte sertlesmisti penisim.
Diğer elimle yastığımı kavrayıp iyice sıktım. Simdi sortumun altındaki elimle sertleşmiş yapıyı yavaşça, onun yaptığı gibi oksuyordum. Kendi elim yerine onun elini hayal ederken. O büyük ve sert ellerini. Daha fazla dayanamamış ve hızlıca çekmeye başlamıştım. Çok çabuk gelmem ile birlikte büyük bir haz almıştım bu defa. Elimi sortumdan çıkarttım.

>Polis Ve Serseri <☆>bajifuyu<Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin