"Bir kadinla mi sevistin? Bana oyle dokunduktan sonra!" Dedim, haykırmak için dudaklarımı aralarken. Ancak başarılı olamadım cunku düğüm olmuştu kelimeler ve söyleyecek başka bir şeyim yoktu. Sadece uzunca gözlerinin derinliklerine bakmaya devam ettim. O caresizlikten sustu ben ise ağlamamak için. Bir açıklaması yoktu ancak öyle çok istiyordum ki açıklama yapmasını, gülüp o benim ablam falan demesini bekledim, bu süre boyunca kadın saskin bakışlarını üzerimden çekmedi ve Edward kadından pek farklı değildi.
Onu kıskanacak falan değildim sonuçta sevgilim değildi. Ya da benim değildi. Onun sahibi değildim ki. Ama kiskanmistim işte yalanlar soyliyerek kendini bir yere kadar kandırabilirsin ancak şimdi sırası değil çünkü oldukça açıktı kıskandığım. Ona böylesine bir aşk beslerken yüreğimde, oluşmakta olan derin duygularımı beslerken beynimde Onun kollarında bir kadın görmek tabi üzecekti beni. Ancak elimden bir şey gelmezdi. Sadece susmak istedim çünkü haddimi asabilirdim. Her n'kadar onu severken haddimi aşmak istesemde.☆
Hani şımarık bir cocuk olmayı tercih ederim demiştim ya, şimdi şımarık bir çocuğa dönüştüm çünkü senden hoşlanıyorum, senden hâlâ hoşlanıyorum Edward. Bu yüzden şımarık bir çocuğum şimdi.
İstediklerini elde edemediginde ağlayan şımarık bir cocuk gibi ağladım.
Sadece olduğum yerde durup, yüzüne doğru agladim. Agladim çünkü konuşamadım. "Ben sana konusamadiklarimi agladim."
Boğazımda cumlelerim dugumlendiginde ve artık tek kelime edemeyecek duruma geldiğimde, yüzüne karşı sadece göz yaşı döktüm. Tüm bedenimi titretiyordu karşımda duran adam.
Urkekce ellerini bana doğru uzattiginda ben hâlâ ağlıyordum ve o Kollarıyla bedenimi sardiginda dolmuş olan gözlerimi açıp yüzüme yakın duran yüzüne baktım. Bir sey goremiyordum.
Beni ağlatan adamın kollarına mi düşmüştüm yine?
Kollarının arasından kurtulmak için hareket ediyordum. Sıkıca tutmaya devam ediyordu bu sırada. Elimi yumruk yaptım ve geniş gogusune sertçe vurup
"Birak beni!"Dedim, ağlamaktan kısılmış sesimle.
Birakti.
Hızlıca geri çekildim ve arkamı döndüm tam gideceğim sırada kolumdan tuttu."Gitme"dedi, arkamdaki.
Gözlerimi kapatıp, doğru seçimi yapicaktim. İzin vermedi ve beni hemen yanımızdaki duvara hızlıca yasladi.Kendi bedenini benimkine yaklastirdi ve nefesini yüzüme doğru ufledi.
"Hissediyor musun?"Diye sordu, gözlerini yavaşça kapatırken.
Hafif müzikten daha yoğun olan kalp atislarimiz eşliğinde birbirimizi hissediyorduk. Kabul etmek istemiyordum bu defa. Önümdeki adamı hızlıca itip, koşmaya başladım.
Hemen ardimdan sırtımda büyük ellerini hissettim. Beni duvara doğru itti. Kafami çarptım. Tekrar sırtıma dokunarak beni, yüz ustu duvara tamamıyla yasladi ve ellerini kalcalarima götürdü. Sertçe kalcalarimi oksuyordu kulagima fisildarken
"Az once seni hayal ettim"dedi ve devam etti
"Boyle kalcalarini oynatiyordun"dedi, tek eliyle belimi tutarak kalcalarimi hareket ettirirken.
"Cok guzel inliyordun adimla"dedi kulagima fisildarken. Kulağımı yaladi ve isirdi. Irkilmeme sebep olmuştu.
"Deminden beri karsimda caresizce aglarken ne dusunuyordun?" Dedi, sicak elini kıyafetlerimin altında yavaşça gezdirirken.
"Nasil sertlesrigime bak"dedi, aletini arkamdan dayarken.
"Siktir patlamak uzereyim" diye devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
>Polis Ve Serseri <☆>bajifuyu<
Fiksi Penggemar"Birlikte gitmeyeceksek..." silahi sol göğsüme dayadım. "Yalniz gideceksin demektir."