Araba'da camdan dışarı izliyordum. Yeşillikler, ağaçlar, sisli duman tam da dalıp gitmelikti.
Sabah erkenden uyanıp yola çıkmıştık.
Trabzon'daydık...
Yaylaya doğru karadeniz şarkısı dinleyerek devam ediyordu yolculuğumuz.Arabayı Baran sürüyordu. On koltukta Mehmet babam, arkada en sağda ben, yanımda Ayda ve sol koltukta ise Ayten annem oturuyordu.
Ellerunu tutana
gözleruna bakana
Seni benden alana
Haram olasun haramSeverek dinlediğim bir şarkıydı bu.
Gözlerim önde'ki aynaya kaydığın'da Baranla göz göze geldim.
Bana bakıyordu.
Yorgun gözleri dün geceyi hatırlatır dercesine bakıyordu.
Büyük ihtimal gece uykusunu alamamıştı ve bizim en son sarılmamız üzerine çok uyuyamamıştı. Benim karadeniz inatları bir anda uçup gitmiş, kendimden geçmiştim.Baranın elbisemi giymeme izin vermesini geçmiş, hatasını sert çıkışmasını fark edip dile getirmesine çok şaşırmıştım.
Olması gereken buydu belki de ama onun tarafından da düşünebiliyordum, koruma iç güdüsü ile yaklaşmak istemişti ki bunu yanlış bir yola girerek yapmıştı."Ağabeyimi yatağa almamışsın cok ayıp etmişsin haberin olsun yenge."
Ayda'nın kulağıma söylediği sözlerle beraber kolunu dürttüm.
Bu kız iyice patavatsız olma yolunda emin adımlarla ilerliyordu."Duyan olacak sussana."
Gözlerini bayıp elini yüzüme doğru savurdu.Kulağıma eğilip. "Annem bunun için bir 70'lik devirirdi ama dua et günah olduğunun bilincinde. Ama köy evinde çokta şansın yok gibi aynı odaya sokar sizi."
Kafasıyla ağabeyini işaret edip Kolumu dürttü.
"Kedi gibi bakıyor vallahi pes."
Bu dediği hosuma gitmiş, gülmüştüm.
Dikiz aynasından tekrar göz göze geldik
Gözlerimi kaçırıp yoldan dışarı izlemeye devam ettim.Hoşuma gidiyordu yalan yoktu. Koskocaman adam bana gelince dize geliyordu. Acaba ben onun zaafı mı oluyordum? Alışıyor muydu bana?
Belki de aşık oluyordu?
Dar sokaklardan girip yokuş yukarı çıktıktan sonra. Köy evi dememe bin şahit isteyen evin bahçesine girmiştik.
Kahve tonlarından oluşan ev 2 katlıydı, üst katta önden görünen balkon üçgen şeklinde boydan boya camla kaplıydı.
1.katın duvarları taştan oymalı çakıllarla süslüydü. Evin hemen yanında araba garajı olduğunu düşündüğüm çatıdan kaplı geniş bir bölüm vardı.
Evin bir tarafı'da ağaçlar, fidanlar ile doluydu.
Bahçede bir adam vardi. Büyük ihtimal bu evin çalışanı oluyordu.
Arabadan inip Trabzon'un eşsiz kokusunu içime çektim, Tertemizdi.
"Hoşgeldiniz Mehmet beyim" diyerek babamın elini öptü evin hizmetkârı olduğunu düşündüğüm adam.
"Hoşbulduk Tahsin. Hersey tam dimi bir eksik gedik yok."
"Yok beyim evi bir güzel temizlettik, yemekler de yapıldı. Gelin hanımımız icin Baran beyimin isteği üzerine at da hazırlandı."
At mı?
Atım mı vardı benim?
At mı binecektim ben şimdi?
"Ne atından bahsediyor Tahsin abi" dedim Barana doğru.
"Senin atın, tanıştıracağım. Tanıyacaksınız birbirinizi."
"Hoşgelmissiniz gelin hanımım." Diyerek bakışlarımın rotasını Tahsin ağabeye çevirdim.
"Teşekkür ederim, hoşbuldum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSLAM USULÜ AŞK
Teen Fiction"Kim evlenirse imanın yarısını tamamlamış olur." ------ 19 yaşında evliliği hiç düşünmemiş ama genç adamın dindarlığın'dan etkilenmiş kızımız ALVİNA ULU, gözünü haramdan sakınan, dindarlığı ile bilinen Trabzon'un delikanlısı BARAN YÜCESOY. İlerleyen...