Keyifli okumalar.
#evren24, Alec'in doğduğu ve öldüğü ev.
"Magnus,"
"Bana yanlış yaptığımı söylemeye devam edeceksen eğer konuşma, şimdi değil."
"Yapmıyor musun?" dediğinde Alec, Magnus oturduğu yerde gerildi, altın işlemeli koltuğunun uzun başlığına sırtını iyice yasladı ve karşısındaki merdivenlerde ellerine bakarak konuşan aşkını dikkatle izlemeye devam etti. "Biz hep hatalar yaptık fakat sen durmadın, fırtına getiren olmaktan hiç çekinmedin, şu an yanlış yapıyorsun ve ben de bunu söylemekten çekinmiyorum."
"Bunu hep yapacaksın, değil mi? Tüm evrenlerde, her zamanda benim hep karşımda duracaksın,"
"Sen hatalarının aldığı canları unutmaya devam ettikçe, evet, hep karşında duracağım."
"O yüzden mi buradayız? Doğduğun ve öldüğün evde." Magnus'ın gözleri Alec'in gözleriyle buluşmak için can atarken Alec yalnızca güldü, bakışlarını ellerinden bir an olsun çekmedi. "Buradaki her oluşum senin bilinçaltına bağlı, canım yansın mı istiyorsun?"
"Anla istiyorum, ne yapmaya çalıştığını fark et istiyorum, Magnus. Kendi sonunu hazırlıyorsun,"
Magnus Bane, gözlerini Alec'in yanında açtığından beri ona yaptığı hatadan bahsediyordu. Bu ikinci hatasıydı. İlk hatası Alec ve gerçek hayatta ölmüş tüm dostlarının beyinlerini tarayarak onların anılarını başka bir evrende onlarla birlikte yaşatmanın yolunu bulmasıydı ve Magnus zeki bir adamdı. Aşkından gözü kör olmuşken, aşkını henüz kaybetmişken durmak yerine daha fazlasını ve daha fazlasını yapmıştı. Şimdi Alec ona kızıyordu fakat o hiç pişmanlık duymuyordu.
Alec bu evrende ilk uyandığında kendisi başta olmak üzere herkese öfkeli hissediyordu. Onu öldüren şeyden bile nefret ediyordu çünkü Magnus dönüşmemesi gereken birine dönüşmeye başlamıştı, üstelik yaptığı her şeyi insanlığını yapay zekâya teslim edenlerin ve o yapay zekânın karşıtı biri olarak yapmıştı. Teknolojinin nimetlerinden yararlanırken sorun yoktu fakat ruhu olduğunu iddia eden yapay zekâlar türemeye başladığında işler değişmişti. Alec ve diğerlerinin de ruhu olduğunu iddia etmelerinden, kendilerini yaşayanlardan üstün görmeye başladıklarını söylemelerinden delicesine korkuyordu ancak yaptığı hatadan geri dönmek gibi bir şansı yoktu. Magnus Alec'i deli gibi seviyordu ve ondan vazgeçmesi ihtimal dahilinde bile değildi.
"Bu insanlığın da sonu olacağım anlamına geliyor," dedi Magnus tebessüm ederek. "Tarih beni kötü bir büyücü olarak yazacak."
"Büyü yapması yasak olan kötü bir büyücü olarak yazacak." diye düzelttiğinde Alec, Magnus şaşkınlıkla Alec'e baktı. "Bu kaçıncı yalanın bilmiyorum, Magnus ancak bunu Tiffany'e yapma, ona yalan söyleme, ona yalan söyleyerek bir şeylere düşman olmasına sebep olma, bırak bilmesi gerekenleri bilsin, bunu ona yapma."
"Bana düşman olmasındansa..."
"Bu yüzden yapma!" Alec sonunda kafasını ellerinden kaldırdı ve ayaklandı. Merdivenleri hızla inip tam Magnus'ın karşısında durdu. "Senden nefret etmelerini istemiyorsan onlara dürüst ol, hepsi senin ağzından çıkacak tek bir kelimeye bakıyor, Magnus. Tarih seni yalnızca kötü bir büyücü olarak değil, kötü bir lider olarak da yazacak, bak işte bunu sakın unutma."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
#2412
Science Fiction"Nasıl?" Genç oğlanın sesi titriyordu, diğer sesin sahibi bunu fark ettiğinde güldü. "Nasıl mı?" Gülüşü büyüdü. "Bunu sana anlatması gereken kişi ben değilim, o kişi Magnus." "Hayır," dedi oğlan. "Magnus hiçbir şey anlatmaz, o hiç konuşmaz." Alec bi...