Yine günler normal bir şekilde geçiyordu.. sıradan günler. Tek fark bu gün okulun olmasıydı. Hiç bir hazırlığım yok geçen seneki üniformalarımı giyeceğim bu sene baya pahalanmış. Okul kitaplarım ise hepsi fotokopi. 700 wona satılır mı bir kitap ya!
Üniformalarımı bedenimden geçirmeye başladım. Ah kahretsin! Yine kilo vermişim. Formalarımı ne kadar yukarı çeksem de aşağı iniyordu. Bu problemleri önemsemeden aşağı inmeye çalıştım fakat eteğimi yukarı çekmek haricinde başka bir şey yapamıyordum.
Merdivenlerden zor bir şekilde aşağı indim. Mutfağa gidip kendime boş buzdolabımdan bir şeyler hazırlamaya çalıştım. Komşumun verdiği salata duruyordu öylece. Kaseyi aldım ve biraz tabağıma dökmeye başladım.
Salatayı yemeye başladım. Çok geçmeden otobüsün sesini duydum. Babam gelmiş olmalı. Yemeği bırakıp kazağımı üzerime attım. Çantamı alıp yavaş hareketlerle kapıyı açıp anahtarı deliğe uzattım. Çevirmeye başlayınca otobüsten biri bana bağırdı. "Hızlı olsana be!"
Bu sesle beraber hızlı olmaya çalıştım ve otobüse girdim. Babam olduğu için para ödemeden koridora geçtim. Boş bir koltuk arıyordum. Her tarafa baktım fakat boş koltuk bulamadım.
Etrafa bakmaya başladım ve gülerek biri ile mesajlaşan bir kız gördüm. Evet bu o! Okulun popüler kızı Jennie. Onun yanına oturmak ne kadar istemesemde etrafta ilk kez kız görmüş gibi bakan yaşlı amcalardansa Jennie'yi tercih ederim. Ama ondan korkuyorum.
Jennie sır tutamayan biri, biraz da sürtük. Çok geniş bir arkadaş çevresi var bir şey duyduğu gibi onlara anlatıyor. Zorba bir kızda. Muhtemelen benimle dalga geçecek benimle uğraşmaya çalışacak ama onun bizim otobüsümüzde ne işi vardı? Zengin biri de.
"Ah, hoşgeldin Lisa, seni bekliyordum. Yanıma otur hadi."
Şok olmuştum. Vücudum donmuş gibiydi, ne tepki verebiliyordum ne de hareket edebiliyordum. Öylece kalmıştım. Bir şey yapamıyordum. Hala yüzümün aynı tepkide olduğuna eminim.
Otobüsün bir anda fren yapması ile yere yapıştım. Hareketsizliğim burada bitmiş gibiydi. Kendime gelmeye başladığım gibi ayağı kalktım. Jennie beni yanına çekti. "Otur hadi yanıma, o kadar seni bekledim." dedi.
Ne diyeceğim hakkındı en ufak bir fikrim yoktu. Sadece onu dinliyordum. "Lisa, neden böylesin?" dedi yüzüme dikkatlice bakarak. Gözlerimi onun gözlerine kilitleyerek "Nasılmışım? Ne olmuş?" dedim biraz endişeli bir şekilde.
"Garipsin." dedi. Bir an önce okula gitmek istiyorum. Hiç bir şey demeden önüme döndüm. Telefonumu yavaşça cebimden çıkarttım. Parmaklarımı zorlada olsa hareket ettirdim. Telefonunu açıp gelen mesajlara baktım. Yine hiç mesaj yok! Bomboş whatsapp ekranına baktım.
"Hey, neden bana cevap vermiyorsun?" dedi Jennie. Dilimi yutmuş gibi hissettim. Boğazımdan kuru kuru tükürükler geçiyordu. Sürekli yutkunuyordum. "İyi misin Lisa?" dedi Jennie. Bu sefer öncekine göre daha sertti.
Mahcup bir şekilde ona bakıp "İyiyim." dedim. Tekrar önüme dönüp ekranı aşağı doğru kaydırmayı başladım. Ama yine mesaj yoktu. Bu sefer kaybettim! Of! Keşke bir mesaj gelseydi, ona cevap vermekle uğraşırdım.
"Hiç mesajın yok, istersen whatsappını mesajlarla doldurabilirim." dedi Jennie gülerek. Beni aşağılamaya mı çalışıyor yoksa yardım mı etmeye çalışıyor anlamıyorum. Yoksa benle bununla dalga mı geçecek. Aklımdaki bitmeyen soruları bir kenara bırakmaya çalışarak cevap verdim. "Teşekkür ederim fakat gerek yok." dedim. Zavallı gibi gözükmek istemiyorum, ondan yardım isteyemem.
Bütün yol boyu sessiz olmak istiyordum fakat Jennie sürekli konuşmaya çalışıyordu. Ona sesimide yükseltemiyordum, yeni senede zorbalığa uğramak istemem.
"Lisa, telefon numaranı versene. Konuşuruz arada." demesi ile içimi bir korku kapladı. Neden istemiş olabilirki? "Jennie, biz daha arkadaş değiliz. Ben numaramı arkadaşlarım hariç kimseye vermiyorum. Seninle daha bu gün yeni tanıştık." dedim. Onu reddetmek gerçekten büyük cesaret isterdi.
"O zaman yeni arkadaşın benim Lisa!" dedi Jennie. Şaşkın bir yüz ifadesiyle ona baktım. Sadece ona bakıyordum. "Benim numaram, 03** *** ** *9, kaydet Lisa. Beni ara bende kaydedeyim numaranı." zoraki gülümseyerek numarasını kaydettim.
Kaydettiğim gibi telefonum elimden gitti. Jennie elimden telefonumu çekmişti. "Ver şunu ya!" dedim hafif sesimi yükselterek. Bu hareketine sinirlenmiştim. "Ben de seni kaydettim, al bakalım." dedi ve telefonumu verdi.
Bir süre sessiz kaldık. Ben Jennie'nin bu hareketlerini düşünürken ani bir hareketle bana baktı. Ne olduğuna bakmak için kafamı o yöne çevirdim.
"Jennie neden bu gün otobüsle geldin? Normalde hep arabanla geliyordun." dedim. Ona hesap sormak benim ne haddime? Hemen sustum. Kafamı aşağı indirip nasıl toparlamam gerektiğini düşündüm. Ne desem de bu durumdan kurtulurum?
Bir gülme sesi ile kafamı kaldırdım. Jennie gülüyordu. Sanırım halimi komik bulmuştu. Ne yapacağım? Kesin bunu grubuna söyler. Okulda konuşulacağım kesin bu lafımdan. Ben bittim! Nasıl olurda kendime hakim olamadım? Nasıl söyledim o sözcükleri!?
"Lisa beni şaşırtıyorsun. Otobüsün başından beri benim zorumla konuşurken şimdi ise kendin başlattın konuşmayı." dedi Jennie. Gülmesini de sonunda eksik etmedi.
Ah tanrım! Gerçekten çok güzel gülüyor. Onun gülüşünü saatlerce izlemek istiyorum. Dişleri gülerken çok ön planda, bu onu daha çekici yapıyor. Bembeyaz dişleri ile gülmesi beni benden alıyor. Gerçekten harika bir kız. Kusursuz!
Hey! Ne oluyor bana? Neler diyorum ben içimden? Ben Jennie'ye aşık olamam, onun sevgilisi var. Kendimi toparlamam lazım.
Gözlerimi Jennie'den kaçırdım hemen. Kafamı da aşağı indirdim. Ellerimle oynamaya başladım. Çok utandım! Şu olduğum duruma bak!
"Lisa, eğer bu gün otobüste olmamı sevdiysen, senin için her gün gelirim."
Nasıl saniyeler içinde ona karşı hissler başladı içimde? Ben bütün sene ne yapacağım şimdi? Bu hissleri yok etmem lazım, derslerim çok daha önemli bu aşk işlerinden!
"Hey Lisa! Orada mısın? Geldik okula diyorum sana kaç saattir bak bir!"
Hemen kendime geldim ve Jennie'ye baktım. "Üzgünüm, dalmışım.." dedim. "Sürekli böyle dalar mısın sen?" dedi Jennie.
Daha demin otobüsteki tatlı kıza ne oldu hemen böyle? Beni azarlamak dışında başka bir şey yapmıyor. Neden bana bağırıyor? Az önce "Senin için gelirim.." diyordu ne oldu?
"Bizimkiler senle beni yan yana görmesin, sen arkamdan gel, şimdi çekil!"
Gözlerim doldu. Orada ağlayabilirdim. Gözlerimin dolmasını sağlayan göz yaşlarımı tuttum ve koridora atladım. Boş bir koltuğa geçip beklemeye başladım. Jennie'nin geçtiğini görünce ayağa kalktım ve sıraya girdim. Tek yaptığım Jennie'nin arkasından bakmak oldu...