BÖLÜM 11:Bu Ne İğrenç Tesadüf

114 8 2
                                    

Kalbim heyecandan duracaktı sanki. Dilim damağım kurudu. Ahh o müthiş yeşil gözlerinde kayboluyordum resmen. Bir girdap gibi içine çekiyordu beni. Öylesine yakındık ki birbirimize rahatsız oldum ve de biraz ona acıdım çünkü yaklaşık 5 dakikadır öylece duruyorduk. Benim için hava hoştu ama çoçuğun beli kopmuştu. Kollarında kıpraşınca beni kaldırdı. Bana şaşırarak baktı ve inanın böyle o kadar tatlıydı ki...
-Sen bu kadar sakar olabilmek için ayrı bir eğitim mi aldın.
-Haha çok komik.
-Evet
-Uff uykum var
-Salak. saçların ıslak. Böyle uyursan hasta olursun.
-Birşey olmaz.
Salak bu çocuk.
- Kurutma makinesi biz erkeklere  pek lazım olmuyor o yüzden saçlarını açık bırak bir saate kururlar.
Beni düşünmesi çok hoşuma gitmişti. -Dediğimi yap.
-Nerede uyuyacağım?
-Aslında evimde kalmasından biraz korkuyorum.
-Neden?
-Sakarlığın tutar ve evi başımıza geçirirsin.
-Uff yaa abartma
-Kim? Ben mi aaaaa yapma ama sen sakarlıkta mastır yaptın. dedi.
Bunu derken gülüyordu.
-Sırf inadına yaparım belki ha ne dersin??
-Doğru. Yaparsın bende seni ne yaparım?? Ona göre. Gel hadi kalacağın odayı göstereyim.
Peşinden ilerleyerek üst kata çıktık. Birçok oda vardı ve bir tanesini açıp
-Burada kalacaksın
-Thank you. Artık çıkabilir misin?
-Şuna bak! Ona oda verdim bir de beni mi kovuyorsun?
-Sana çık demedim ki çıkar mısın dedim.
Güldü.
-Şimdi eğlenceli bir şey yapalım mı?
-Uykum var.
-Sana bu halde uyuyamazsın demedim mi?
-Tamam lanet olasıca.
Keyifle dudağı yukarı kıvrıldı
-Aferin sana.
Bileğimden tuttu. Aşağı kata geldik. Televizyon odasına girdi televizyon ünitesinin altındaki bir çekmeceyi çekti. İçinde fazlaca dvd vardı.
Uflayarak :
Film mi izleyeceğiz?
diye sordum.
-Evet
-Eğlenceli olacak demiştin?
-Eğlenceli zaten.
-Ne izleyeceğiz?
-Korku filmi hemde kanlı. dedi. gülerek. Kanlı derken yüzünü buruşturdu.
-Bana ne ya  kan beni tutar.
-Umrumda mı?
-Mal mısın istemiyorum . Zorla mı?
-Gerekirse, evet.
Sonraki mağzeretlerime aldırmadan filmi başlattı. Patlamış mısır ve kola da getirdi. Ben genellikle mısır ve kolayla ilgilendim. Kanlı sahnelerde yüzümü kucağıma aldığım yastığa gödüm ama salak Umut yastıktan kafamı kaldırdı. Ama neredeyse öğürmeye başlamıştım. Neyse ki durumun ciddiyetini anlamıştı ve daha fazla diretmeyerek filmi kapattı. Mutfaktan bana bir bardak su getirdi. Bir dikleyişte içtim. Bana alayla bakarak:
-Korkma miniğim, geçti.
Egoist hayvan nolcak.
-Kes seni sen. Keşke biraz daha baksaydım da üzerine kussaydım.
Yüzünü buluşturdu . Bu benim hoşuma gitti daha beter bir şey aklıma geldi SOĞUK BİR ESPİRİ!!!
-Sana bir espiri yapabilir miyim?
Korkarcasına bakarak:
-Yap.
-Sevmek kolaysa, unutmak fanta.
-Yüzünü ekşitti. Bu o kadar komiğime gitti ki bir kahkaha patlattım sonra bana ölümcül bakışlar atarak:
-Bunu bir daha deneme
-Yaa bence güzeldi. dedim halinden keyif alarak.
-Neresi güzeldi kızım. Artık bir şey anladım senin bu iğrenç espirilerin de beni tutuyor anladın mı? Bir daha yaparsan üzerine kusarım.
-Peki birşey sorabilir miyim?
-Sor.
-Hayattan soğuttum mu
Bu soru karşısında bana öyle bir bakış attı ki cevap vermeye  gerek kalmadı.
Ama bir de kendi ağzından duymak istiyordum.
-Yaa hadi söyle
-Evet.
-Ha iyi hayattan soğuttum, şimdi gidebilirim.
Böylece intikamımı almıştım. İçimden kahkahalar atarak odaya ilerledim. Bana verdiği odanın önüne geldim tam kapıyı atacakken bir el beni durdurdu. Kimin eli olabilir baş belası Umut 'un. Ona doğru döndüğümde :
-Bir daha espiri yapmayı deneme.
-Artık kalbimi kırmaya başladı bu dediklerin ha.
-Üzgünüm ama doğru söylüyorum.
-Hayır.
-Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar derler.aynen öyle.
-Bende seni kovuyorum.
Alayla bakarak:
-Kendi evimden mi?
-...
-Hadi hadi laf bulamadın. Şimdi git de yat.
Beni zorla odaya soktu.
Ardından :
-dediğim gibi, unutma.

-Tamam.
Lafım bittikten sonra kendi kafamda yaşadıklarımın analizini yaptım. Resmen
  beni zorla odaya soktu. Evet ilkten ben istemiyordum ama Umut 'u tiksindirmeye çalışıp başarılı olnuştum. Ama şimdi başta odaya gitmeme izin vermeyen insanın şimdi beni zorla odaya sokmaya çalışmasını anlamamıştım. Biraz daha düşünüp espirilerimşn gerçekten insanı hayattan soğutmada işe yaradığını görmüştüm. Aklıma hınzırca fikirler geldi. Bundan sonra bana takılacak ve beni sinir edecek bir şey yaparsa ona bu espirilerimden yapabilirdim. Ama bana dedikleri aklıma gelince hemen aklımdakileri kovdum. Yorulmuştum. Yorganı açıp içine girdim. Umut 'un beni önemsemesini düşüne düşüne uykuya daldım.
***
Sabah uyandığımda uzun zamandır bu kadar huzurlu ve rahat uyuduğumu hatırlamıyordum. Yatakta gerinip banyoya gittim yüzümü yıkadım ve dünki kıyafetlerimi giyindim. Aşağıya indim . Mutfağın önüne geldiğimde
Umut 'u kahvaltı hazırlarken buldum. Yanına gelip onu incelemeye başladım. Beni gördüğünde :
-Uyanmışsın?
-Evet
-Yardım etmemi ister misin?
-Yok kalsın. Sapasağlam bir şekilde okula gidelim istiyorum.
-İyi sen bilirsin bu benim işime gelir.
Kahvaltıya baktığımda dudağım uçukalayacaktı bir kız bu kadar beceriksizken bir erkek nasıl olur da bu kadar başarılı olurdu.
Önüme koyduğu tabağı alıp bir kaç zeytin biraz krep, domates, salatalık alıp yemeye başladım. Çayımdan da yudum alırken bana hayretle bakan bir çift yeşil göz gördüm. Bana alayla :
-Kendine acımalısın ben bir erkek olarak senden daha becerikliyim.
-Olabilir ayrıca öğrenemeyeceğim anlamına gelmez.
-Hıhıı
-Bir sussan??
Beni sinir ediyorsun.
-Oh demekki başarılı oluyorum.
Böyle beraber didişerek kahvaltımızı yaptık. Bana sofraya dokunmamamı söyledi. Hazırlanmaya gitti. Bende masada sap gibi oturup onu bekledim. Sonunda mutfağa geldiğinde üzerinde kot bir gömlek ve siyah bir pantolon vardı ayrıca saçlarından da sular damlıyordu.Elindeki el havlusuyla saçlarını kuruluyordu. Saçlarını havalı bir şekilde silerken mutfağa hoş bir şampuan kokusu yayıldı. Sonunda kurtulmayı bıraktı. Ama saçlarını dağınık olarak bırakmıştı ve bu onu daha da erkeksi gösteriyordu. Benim ona nasıl baktığımı anlamıştı ki gülmeye başladı. Ahh aptal kafam resmen ağzımın suları akacaktı. Bir yandan utanarak kafamı tezgaha çevirdim. Aaaa ne kadar güzel bir granit.Eğer birini keseceksem o şey bu olabilirdi. Saçmaladım. Kabul. Uff utanmıştım. Ama bu onu daha da gülümsetti. İtiraf etmeliyim ki o inci gibi dişlerle ona gülmek çok yakışıyordu. Ama beni daha fazla utandırmadı ve evin çıkışına geldik.
Arabaya bindik. Radyoyu açtı. Arabada rihanna -we faund love çalıyordu. Şarkı benim derinliklerime işlerken çoktan okulun önüne gelmiştik. Arada durunca geldiğimizi anladım. Ona dönüp:
-Ne kadar beni sinirlendirsen de bana yardım ettin ve evini açtınbaşını belaya soktum. Herşey için teşekkür ederim.
-Evet başımı belaya soktun ama bende senin sayende hiç gülmediğim kadar güldüm.
-Sınıfta görüşürüz.
-Görüşürüz.
Arabadan aşaği indim ve okulun girişine doğru ilerledim. Kübra ile karşılaştım. Bana bakmadı ama yine önüne geçip:
-Biraz konuşsak??
-Lütfen zorlama, istemiyorum.
-Beni dinle bak haklı olduğumu anlayacaksın.
-Sadece 5 dakika, tamam mı?
-Tamam.
Sevinçle şakıyarak Kübra ile bankalardan bir tanesine oturduk.
-Evet, dinliyorum.
-Kübra, benim Çağlar ile aramda hiçbirşey yok ve olamaz çünkü ben onu ağabeyim gibi görüyorum.
Biraz düşündü, düşündü.
Konuşmaya devam ettim:
-Nolur bana hissettiği duygulardan haberim bile yoktu. Senden başkasına 'seni seviyorum 'demesi benim suçum değil. Ben onunla alakamı kestim. Nolur beni affet. Seni çok seviyorum. Nolur.
Bana baktı üzgünlüğümü anladı.
-Affettim!!!!
Holeyyyyy diye ciyakladım.
Barıştık.
Mutlu mutlu birbirimize sarıldık. Artık canım arkadaşımla barıştığımdan mıdır nedir dersler çok güzel geçti. Okuldan çıktıktan sonra ne yapacağımı bilmiyordum.
Ama hiçbir arkadaşıma birşey söylemedim. Yolda dolaşırken bir kitapçını önünde 'eleman aranıyor'yazıyordu. Kendi kendime Allah'ın sevdiği kuluymuşum diye düşündüm. İçeriye girdim yaşlı bir kadın yanıma yaklaştı. Aslında zaten kitapçı pek de yeni durmuyordu.
Kadın tatlı tatlı gülerek :
-Neye bakmıştın evladım.
-Şey.. ben ilan için gelmiştim de
-İşe ihtiyacın var galiba hanım kızım
-Şeyy evet.
-Tamam evladım. Başla bakalım. Öğrencisin, hemde çalışıyorsun aferin sana.
-Yanlız bana avans verir misiniz
-Tabii ihtiyacın var gibi görünüyor.
Elime aldığım avansımla sırıtarak dişarı çıktım. Yolda sırıtarak ilerlerken karşıma "Gece Hotel"adlı bir otel çıktı. İçeri girdiğimde resepsiyondan 444numaralı odayı aldım ve ilerledim. Odama geldim. Neyseki yarın tatildi. Odaya girip askılı sarı tişörtümü ve sarı şortumu giyindim. Kendimi yatağa atıp kafamda yarınki iş günümün nasıl geçeceğini düşünerek uykuya daldım.
***
Sabah kalktığımda yüzümü yıkadım boğazları beyaz bir kazak ve siyah bir etek altına opak bir çorap onun altına da siyah botlarımı giyindim. Saçlarımı tarayıp açtım. Hafif bir makyaj yapıp kahvaltıya indim. Yemeğimi yiyip otelin çıkışına geldim. Saate baktım geç kalamazdım. Hızlıca döner kapıdan çıktım karşımda gördüğüm kişi
-Sinem?
-Duru?
-Burada ne işin var? dedim.
-Asıl senin burada ne işin var? dedi küçümseyici bir tavır kullanarak.
-Ben burada kalıyorum.
-Burası babamın oteli.
Sırıtarak :
-Büyük ne güzel bir tesadüf? Artık daha çok karşılaşacağız.
Hııı ne demezsin :BU NE İĞRENÇ TESADÜF!!!

KOKUN SİNMİŞ YALNIZLIĞAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin