YENİ BİR BEN..

42 27 0
                                    

Telefonu odada bıraktım. Tuhaf olan korku veya endişe hissetmiyordum. Yine de gözlerim yanmaya başlamıştı. Başımı yukarı doğru kaldırdım derin bir iç çektim, gözlerimden akan damlalar kulaklarıma doğru yolculuk ediyordu. Üstümü de değiştirmedim, umurum da değildi zaten. Dövmeli çocuğun yanında çok güzel bir kadın vardı. Uzun, hafif kilolu, gözleri masmavi saçları simsiyahtı. Baktığında insanı rahatlatan bir aurası vardı. ''Merhabalar ben uzman psikolog Mary, seninle görüşmekten dolayı çok mutlu olacağımı belirtmek isterim.'' 

''Ben.. benim cenazeme gitmişler.'' hala ağlıyordum sanırım dudaklarımın ıslanmasından anladım. bana doğru adımladı. Elleri havada avuç içleri bana dönüktü. ''Tamam istersen hemen konuşmaya başlayalım vakit kaybetmeden tüm günüm senin.'' Bir anda ellerini kavradım. ''Lütfen bana yardım et , yalvarırım sana. Her şey çok ağır geliyor. Ben çok normal biriydim evden işe işten eve giden , arada kızlarla eğlenen normal eski hayatıma ihtiyacım var ne olur.'' Yavaşça yere çöküyordum izin vermedi , beni tuttuğu gibi destek oldu ve yürümeye başladık. Bir asansörün önünde durdu. Asansör ve geçtiğimiz koridor çok eski bir yapıt gibiydi. Taştan bir malikaneydi büyük ihtimalle.

Bir odaya girdiğimizde oturmama yardım etti. ''Burası ne böyle , hastaneye hiç benzemiyor ev de değil anladığım kadarıyla.'' Masasının etrafından dönüp koltuğuna geçti. Bana peçete uzattı. ''Kısaca açıklamak gerekirse Kuruluşun ortak yuvası , bazılarımız burada yaşıyor başka yuvası olmayanlar benim gibi bir kaçımızın da kendi memleketinde evi var.'' Kaç kişiydiler acaba beni kurtardıkları için onları yeryüzü melekleri olarak görmek istiyordum. ''Anlamaya çalışacağım.'' Gülümsedim yarım ağız. ''Şimdi eğer kendini iyi hissediyorsan en baştan benimle her şeyi paylaşmanı isteyeceğim. Mümkünse bir yer atlamadan her şeyden önce senin için atlamadan anlatman daha önemli emin ol.'' Yaşadıklarımı düşündüm yaşantımı. Gözümde canlandırdım her şeyi.

''Bundan 2 sene önce geldim Rusya'ya. Yarı Türküm annem Rus ama Ermeni kökenli sayılır. Ülkede ki ekonomik sıkıntılardan vs. bir çıkış yolu arıyordum. Annem kanser hastasıydı 11 yaşındaydım ben öldüğünde. Türkiye dışında Rusya'ya gelmemizi hiçbir zaman istemezdi. Babamı çok zorladım kalabalık bir grupla gideceğim 4 haftalık hızlandırılmış bir eğitim olduğundan bahsetmiştim. Öyle böyle ikna etmiştim üniversite hocalarımdan bile yardım isteyerek babamla iletişime geçirmiştim. Çok çevresi olan biri değildim zaten arkamda bıraktığım babam bir kaç değerli arkadaşım vardı. İllaki arada sırada dönerim diye düşünürdüm hep belki o zaman ki rahatlığımın sebebiydi o. Normalde mütercim tercümanlık mezunuyum Amerikan dilinden. Ama buraya geldiğimde çeşitli yerlerde çalıştım ilk 6 ayım çok zorlayıcı geçmişti. Güzellik salonlarında hem çalıştım hem de temizlik yaptım. Sonra bir gün patronumuz bizi yemeğe çıkaracağını söyledi hep beraber. Ogün hayatımı düzene sokacağını düşündüğüm bir teklif aldım. Sarah benim şuan ki ortağım bir iş yeri kuracağını ve güzel bir kadın ortak aradığını söylüyordu patronuma. Bir kaç bilgi paylaşımından sonra ticaret yaptığını anladım. E-ticaret ve dış ticaret yapıyordu. Patronum ona avantajları ve karı olduğu halde dezavantajlarından bahsediyordu. Bende söze girdim ticaretin yüzde ellisinin ikna kabiliyeti ve memnuniyetten olduğunu söyledim. Sarah dönüp bana baktı ve güldü, patronumda rahatsız olmuşa benzemiyordu. O gece teklifi yaptığında düşünmeden kabul ettim. İyi derece İngilizce biliyor olmam hoşuna gitmişti. Oda ermeni kökenliydi ve çok ta iyi değildi İngilizcesi. İşime yakın 1+1 stüdyo bir evde yaşıyordum. Oradan ayrılıp yanına yerleşmemi istedi. 1 haftaya evden çıkmıştım ve yanına taşındım. Bana sıcak davranıyordu çekinmemem için elinden geleni yapıyordu. Dediğine göre çok zor zamanları olmuş onunda. 1 ay içinde baya alışmıştım kendisine aramızda 2 yaş vardı ben 28 kendisi 30. Dışarı çıkıyor geziyorduk, iş için yer bakıyorduk. merkeze yakın çok güzel bir yer bulmuştuk. Hem yapılıydı, devren veriliyordu hem de satılık olarak baya uygundu merkez fiyatlarına göre. Bir bakışmamızla ikimizin de içine sindiğini anladım. 8-9 gün kurulum gerçekleşti. Her şey iyi gidiyordu ben raporları çıkartıp teklifleri hazırlıyordum ve dil çeviriyordum. Ancak 4 ay sonra iş yerine tehlikeli bir tipi olan adam geldi. Sarah toplantıdaydı bende mecbur odama aldım ve profesyonellik gereği odağımı ona verip bir şeyler söylemesini bekledim. bulunduğumuz iş yerini nerden keşfettiğimizi, anlaşmayı kimlerle yaptığımızı sorgulamaya başladı. Bende bu işten sonra kendine güven gelmişti daha girişken ve konuşkandım. Adama ters ters bakıp onu ilgilendirmeyen şeyler olduğunu belirttim. Garip bir şekilde başıyla onay verip kalktı bir anda. Tam çıkacakken durup ''Seninle ilgilenecek çok zamanım var o zaman ise ilgim olan şeyi gelir alırım.'' demişti. Bende derhal çıkmasını istedim. Rahatsızlıklar sıklaşmaya başladı tabii ki o adamdan sonra. Sürekli çıkışta aynı onun gibi takım elbiseli ölümcül bakışlar atan bir adam görüyordum ama onun aksine sarışın değildi. 1 hafta geçmedi sabah iş yerimiz darmaduman edilmişti. Kamera kayıtlarını polise götürmek istedim ama Sarah bu gibi durumlarda emniyetin el atmadığını üç maymunu oynadığını söyledi. Ne istediklerini anlayıp başımızdan def etmenin derdindeydi. Ben ise çok ısrarcıydım en azından bir uzaklaştırma kararı bir ihbar gerekiyordu. Emniyet bana bir avukat atadığında ona kamera görüntülerini izlettim. Sonra bir dava açmamız gerektiğini dava çözülene kadar uzaklaştırma kararı alınması gerektiğini söyledi. Bende Sarah'ın da imzasını alarak avukatla beraber dava dosyasını beyan ettik. Ne kadar olduğunu bilmiyorum ama az bir zaman değildi bir dilekçe ile talebimizin kabul edildiği, iş alanı ve yaşadığımız evin geniş alanı sayılarak uzaklaştırma kararı çıkmıştı. Avukatı arayıp teşekkür ettikten sonra davanın detayları için iletişimde kalacağımızı söyledi. Biraz rahatlamıştım ve istemsizce güçlü ve iyi hissettirmişti bu bana. Sarah çok kafayı takıp bu konu içinden düşünemiyordu ben bunlarla uğraşırken o ise toplantılar ve sevkiyatların ne durumda olduğunu takip ettiği için çok yoğun geçiriyordu o süreci. Akşam evde konuşabiliyorduk sadece. Yanılmıyorsam hafta başıydı iş yerine geçerken onu kapıda gördüğümde çok sinirlenmiştim hızlı adımlarla yanına ilerdim. ''Buraya gelmenizin üzerine ihtar alacağınızı biliyorsunuz değil mi?'' Kafasını salladı. ''Biliyorum sadece konuşmaya geldim çünkü olay sizi aşan boyutlara geçmeden benimde size naçizane ihtarımı yapmam gerekiyor.'' dedi. Odaya geçtiğimizde oda ışığından sarı saçları parlıyordu, biraz süzdüğümde süt beyazı tenine tezat elinin üstünde ki satırlı dövmeler dikkatimi çekmişti. suratı tipik bir Rus'tu. ''Buyurun diyeceğinizi deyin lütfen ve mümkünse hemen uzaklaşın buradan.'' Çenesini gerdiğini görebiliyordum çokta umurumda olduğu söylenemezdi. ''Bakın derdiniz ne inanın ilgilenmiyoruz iş yeri ise daha önce devren satan kişiler ile iletişime geçin, kadın ve işinin başında olan biri olarak konu uzamazsa sevinirim.'' dedim önümdeki kağıt yığınlarını işaret ederek. ''Onlar öldü.'' dediğinde kesik bir nefes alıp gözlerimi gözlerine sabitlediğimde bana gözleriyle meydan okuyor gibiydi. Bir dakikadan az bakışmamızı bölen kapı tıklatılması ve Sarah'ın gelmesi oldu. Adamın karşısına oturdu ve bize baktı. Bir anda adamın dili çözülmüş gibi konuşmasına devam etti. ''Size şunu söylemeliyim en kibar şekilde bir boktan haberiniz yok. Feminst tavırlarınız hoş fakat biz kimin ne olduğuyla pek ilgilenmeyiz umarım anlıyorsunuz. Bu koca şehirde dönüp dolaşıp herkesin kaçtığı bir iş yerini satın alarak benimde işlerimi zorlaştırmayı bırakın durdurmuş oldunuz. Size diyeceğim ise her birinize 4 milyon dolar teklif veriyorum buradan uzaklaşın ve yeni bir yerde mutlu bir iş yeri daha kurun. Aksi halde deprem olduğunda ezilen kim önemsenmeyeceğini söylemek isterim yabancılar. Sizi 'kaçın!' uyarısını yapmak için tuttum bayanlar yani iyilik yaptım bir nevi.'' Yutkundum ne diyeceğimi bilemedim ilk an. Sarah ile bakıştım gözleri tamam dememi bekliyor gibiydi. Ben ise ''Birine bir şey belirtmek istiyorsanız emniyete buyurun lütfen bende sizi içeri alıp dinliyorum bu kadar tehdit yeter burası sizin oyun bahçeniz değil, rüşvet yedirebileceğiniz kişilerde değiliz ayrıca bilmece gibi konuşmayın. Yıllar oldu yabancıların da burada özel hakları var artık. Şimdi derhal terk edin burayı yoksa ekip çağırmam gerekecek.'' Bana bakarak ayağa kalktı ve durdu. Gözlerini gözlerimden çekmediğinde rahatsız olmuştum ama çekmedim bende inatla baka durdum. Bir hışımla dışarı çıktığında derin bir nefes verdim. Sarah' a döndüm ''Bu pislikler yüzünden ne aileler yok oluyor yabancılar acı çekiyor. Hadlerini bilmeleri lazım yeter ya bu ne.'' bir cevap bekliyormuş gibi suratına baktım. ''Bak canım bu yeraltı camiasının damar noktaları dünyaya ticareti gerçekleştirip devletle ortak çalışıp devleti de kara soktuğu için devlet sesini çıkarmayı bırak destekçi bile oluyor. O yüzden dua edelim devletle aramızı açmasınlar biliyorsun sorun aramak isteyen çok veya bize bir şey yapmasınlar da.'' Sinirlenmiştim hem de çok. ''Bu kadar kolay olmamalı bu Sarah.'' dedim. O günü bir şekilde bitirdikten sonra yine normalliğimize dönebilmiştik. İşler yoğun gidiyordu ama ben Sarah ile akşamları iyi değerlendiriyorduk. Güzel restorantlar da yemek ayarlıyorduk kızlarla , oradan bir şeyler içmeye gidiyorduk. Bir an duraksadım çünkü yaşadığım o lanet anıya gelmiştik.

''Bir bardak su alabilir miyim?'' dediğimde her şeyi özet geçerken hiç bu kadar rahatsız olmamıştım. Telaşlı bir şekilde bana suyu veren psikolog Mary anlattıklarıma dalıp gitmişti belli ki ve neden takıldığımı merak ediyordu.

Suyu tek nefeste bitirdim , elimin tersiyle dudaklarımı sildim. Derin bir nefes alıp bardağı önümde ki antika ahşap masaya bıraktım. ''Şey be.. ben sonra bir gün iş yerimin önünde yani kurtarıcının beni bulduğu gün orada bir sürü adam çepeçevre oldular sonra..'' ''Tamam dur onları anlatıp kendini germene gerek yok emin ol zor bir durum ama en önemlisi olanları hazmedip kabullendiğinde daha rahat olacaksın güven bana. Senden sadece isteğim değişik bir şey var mıydı dikkatini çeken?'' durdum sorusuyla düşündüm. Galiba arabadan son inen takım elbisesiz oraya aidiyeti olamayan ve emir veren adamdı. ''Evet var aslında bir adam en son arabadan indiğinde takım elbisesi yoktu ve emin olun o tiplerle de bir alakası yoktu. Fakat 2 cümlesini hatırlıyorum beni asfalta yatırıp sırtımda kürek kemiğine bir şeyler yapılmasını söyledikten sonra duyduğum tek şey kendi çığlıklarım ve yankılanmalarıydı.'' biraz durdu ve bulmuş gibi yumruğunu sıktığını gördüm. ''O haysiyetsiz Cerrah'' ne yani bir doktor muydu yoksa takma adı falan mı? ''Bildiğimiz doktor mu yoksa takma adı mı?'' kafasını sağa sola salladı ve ''hayır takma ad değil bildiğin genel cerrah.'' Orospu çocukları nasıl bunları düşünebiliyorlar. ''Sen nasıl anladın veya nerden bilebilirsin ki Cerrah olduğunu?''

''Onları tanıyoruz emin ol ve Cerrah her ne kadar zorlukla da olsa pisliklerine karışıyor onların. Her neyse ben şimdi kısaca bizden ve hiyerarşimizden bahsedeceğim. Rönesans bir topluluk kuruluşun önemli bir kolu önderimiz Genji tanıştığın üzere. Çok iyidir hepimiz minnet duyarız ona. Diğerleri ile benimle tanıştığın gibi zamanla tanışacaksın. Şimdi bizim sana vaadimiz yeni bir hayat kendini geliştirmen, özgün ve özgür olman buda bilgelik yolunda eğitim ile olur. Sil baştan donanımlı bir hayat inşa etmen için her olanak dahilinde bizimle olabilirsin. Ya da ölü gibi her şeyden uzak bir adaya seni yerleştirip hayatını idame etmeni sağlayabiliriz. Tabiri caizse ot gibi yaşamaktan bahsediyorum. Cenazeni de biz düzenledik çünkü hem peşindekiler hem de görgü tanıdıklarına açıklaması imkansız bir şekilde orda ölü dururken peşini asla bırakmazlardı ve başka örgütlenmelerin de dikkatini çekerdin. Şimdi karar senin yeniden doğup var olmaya devam etmek ister misin? Yoksa ölüden farksız kalmak ve onlara istediğini vermek mi?''

Bir saniye durup beynimin her şeyi hazmetmesine izin vermeliydim. İntikam için kendimi en baştan yaratıp ve ne olursa olsun onların karşına çıkıp ben yaşıyorum piç herifler demek ağır basıyordu , kalbim ise zarar gördüğünden beri sesini kısmış olmalıydı. Çünkü kalbim yapma derdi.

''Kabul.. psikolog Mary , yeni bir ben için hazırım.''

Yeniden Doğuş -RÖNESANS-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin