Rusya , Moscow
Kuruluş.
3'üncü iğne baya acıtmıştı. Bir haftadan biraz fazladır beni yerleştirdikleri donanım odalarından birinde dediklerine göre fiziksel ve mental olarak tedavideydim. Sürekli yeniden ve yeniden değişik insanlarla tanışıyordum. Ne psikolog Mary ne de kurtarıcı Genji'yi kabul ettiğim bu yeniden doğuş günümden beri görmemiştim. Kendimi mekanik yarı insan gibi hissediyordum duygulardan noksan , kabul görülen normalin zıtlığında nefes alıp veriyordum sanki.Artık sıkılmaya başlamıştım yemek yemek , ihtiyaç gidermek , uyumak uyanmak beni bıktırmıştı. Saat kavramını yitirmiştim adeta ya sabah yatıyordum gece uyanıyordum yada tam tersi. Oda aslında ferahtı fakat dışarıya bakan bir penceresi yoktu. Bir tedavi masası yatağımın tam karşısında ki kapıdan geçilebiliyordu. Yatağımın solunda kalan masam ve diğer tarafında ki koltuk takımı aslında bakıldığında çok lüks dizayn edilmiş bir kral odası gibiydi veya lüks bir rezidans katı. Berjer de oturmuş ayak ayak üstüne atmış saçımla oynuyarak tavana bakıyordum. Sırtımdaki büyük sargıdan sonra bir tampon desteği bir de gazlı bez kalmıştı. Tabii şimdi ki kol içimde ki iğne izleri baya can yakıyordu. Ezberime göre günün 3 üncü öğününü getirmek üzereler , tahminimce akşam yemeğini. Kapıya şifre girilme sesini duymamla beraber gözlerimi kapıya çevirdim. Yaşlı bir profesör girdi içeri aynı filmlerden fırlamış beyaz önlüklü ak saçlı gözlükleriyle baya bilge birine benziyordu.
"Merhaba."Dedim rusça bildiğini umarak. Başıyla karşılık verdi cevap vermek yerine. Ayağa kalktım yanına doğru ilerlerken tedavi masası odasına doğru ilerledi o da. Bende geri dönerek onu takip ettim.
"Jane güzel kadın senden 2 tüp kan almaya geldim." Dediğinde biraz şaşırmıştım çünkü gerçek ismimi kullanması beni mutlu etmişti. Berceste ismine bir türlü alışamamıştım. Bir diğeri ise gelenlerin aksine çok güleç hayat dolu bakıyordu biraz süslü konuşması dışında. "Peki.. nedenini öğrenebilirsem önce sevinirim." Başını salladığında ne kadar uyumlu ve anlayışlı biri diye düşündüm içimden tonton profesörün. "Tabii ki şuan hali hazırda 1 haftadır aldığın donanım takviyesinin kan değerlerinde ki sonuçlarının değerlendirilmesi için kullanılacak." Bana yapılan iğnelerin kötü bir reaksiyonunu görmemiştim bu kadar örgütlenmiş insanların arasında olmanın da kötü bir tarafını görmedim. Ama insan şüpheye düşmüyor değil ayrıca benim aşırı uyumlu davranmam bazen iç sesimin 'hey! Kendine gel sorgula!' Demesine sebebiyet veriyordu."Daha ne kadar bu 'Donanım' odasında kalacağım acaba? Eğer bir mahküm değilsem tedavi sırasınca da dışarı çıkabilirim."
"Bugün öğüt köşesinde toplantı var Genji gelince yanına uğruyacaktır onunla görüşürsün. Şimdilik benim kanı alıp hemen iletmem lazım." Üstüne cevap vermedim masaya yatmadan oturdum askılı siyah bir atlet giydiğim için hemen işleme başlamıştı. Eski usül olan lastiği koluma sıktığında etimi ısırıyordu ve gözlerimi kırpışırmak zorunda kaldım. İğneği batırdı fakat geri çekti bunu bir kaç kez daha tekrarladı. Sanırım gözlük numarasını değiştirmeli.
"Sorun nedir? Elimi tekrar sıkabilirim."
"Aaa yok hayır damarların çok ince bu halde sana o takviyeleri yapmışlar , baya canını acıtmış olmalı. Bide el üstünden deneyeceğim." Ne yani sorun bendeymiş. Elin üstünden kan çekmesi baya kolay oldu. Elime tek parmağıyla tampon yapıp tek kullanımlık mini bir bant yapıştırdı. Tüplere de cebinden çıkardığı kalem ile gördüğüm kadarıyla kod veya bir kaç kısaltılmış kelimenin harflerini not aldı.
İçeri geçtikten sonra iyi hissedip hissetmediğimi sorduğunda kafamla eh işte gibi bir hareket yaptım.
"Aslında bugün 3'üncü öğün gecikti biraz acıkmış olabilirim. Görevli birilerine haber verebilirseniz eğer." Midemi ovaladım ve gülümsedim. "Haklısın söyliyim öğünleri 4'e çıkarsınlar bu takviyeler güç verir ama alacağın besinlerin yükselmesini de sağlar." Bunları konuşurken kapıyı açıp çıkmıştı. Asla normal değildi ama kaçık bir okadar da pozitif bir yaşlı profesördü benim için.
Çok geçmeden yemeğimi Nana getirmişti. Burada süreklilik ile donanım odama gelen tek insandı. Pek konuşmuyordu sanki biri onu izliyormuş gibi sürekli çok dikkat ederek tek tek kelimelik cevaplar verip gidiyordu. Baya acıkmıştım bugün sadece teşekkür edip hemen masama geçtim ve tabiri caizse yemeklere yumuldum. Spagetti, bir parça et, brüksel lahanası hepsi nefisti. Yemeği yemeğe devam ederken aklıma tek gelen şey buna iyi gidecek kaliteli bir şarap oldu. Hayalini kura kura yemeği bitirdim ve normalde çok aramasam da canım sigara çekmişti. Sarah içerdi bende arada alkolle eşlik ederdim. Ah evet Sarah yine hatırladım napıyor acaba ne düşünüyor onu aradıktan sonra kafayı yemiş olmalı yada onu birinin işlettiğini düşünmüştür. Herşey çok eksik ve yarım kaldı benim bir önceki hayatımda yaşanacak olaylar yarım kaldı açıklanması gerekenler kesinliğe kavuşmadı. Arkamda bıraktıklarım ve benden sonra olanlar ile alakalı merakım... Oysa ben şimdi sözde donanım denen bu odada bir takım 'bilir kişiler' tarafından tedavi ediliyordum. Ne tuhaf ne absürt geldi durup olanları düşününce. Ve ben bunları kabul ederken robotlaşacağımı düşünmemiştim. Veya görmemezlikten düşünmemezlikten geldim. İntikam, hırs gözümü bürümüştü. Bunları düşünürken gözlerimin dolduğunu elimde tutup döndürdüğüm çatalımın bulanıklaşmasından anladım. Ani bir refkleksle çatalı bıraktım ve banyo kapısına gidip yine aynı ani refleksle kapıyı açıp aynanın karşısında durdum. Ayna önünde ki tokayı alıp saçımı at kuyruğu bağladım elimi yüzümü yıkadım aynada kendimle göz göze gelmek bana aşırı tuhaf bir his veriyordu kendi kendime kaçamak bakışlar atıyordum. İçeri geçip koltuğa uzandım ve pozitif düşünüp hedefime odaklanmaya çalıştım. Keşke psikolog Mary burda olsaydı aklıma düşün öylesine her bir cümleyi bile karşılıklı sohbete dönüştürmek isterdim muhtemelen. Ben düşüncelere dalmışken dışardan gürültüler duymaya başladım. Kalkıp kulağımı dayadım kapıya ve nefesimi bile çok narin alıyordum duyduklarımı anlamak için. Kalın bir erkek sesi japonca konuşuyordu ama kurtarıcı Genji olmadığından emindim onun daha ince karakteristik bir sesi vardı. Ona cevap verdiğini düşündüğüm 3 ayrı ses algıladım 2'si kadın 1'i erkek. Fakat asla bir bok anladığım yoktu bende ağıran başımı belaya sokmamak için koltuğa geçip tekrar uzandım. Sesler 20 dakika kadar devam etti ve kademeli olarak uzaklaşarak azaldı bu da kavganın yönünün değiştiği anlamına geliyordu bittiği anlamına değil.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeniden Doğuş -RÖNESANS-
Mystery / Thrillerİnanılmaz bir ağrı , çığlıklarım kulağımı ve boğazımı yırtıyordu. Ya silah ile ateş etti ya da bedenimi delip geçecek olan her hangi bir şey. Bir anda üstüme oturdu ve sırtıma elini bastırmaya başladı. ''Yardım yardım edin lütfen!. İmdat! ''. Sesim...