(Şimdi)
Gözlerini açtığında odada tek başına yatıyordu. Vücudu soğuktu. Ortam sessizdi. Neden bayıldığını hatırlamaya çalıştıkça midesi bulanıyordu. Sarsılmış olmalıydı. Henüz daha açmadığı gözlerini ovuşturarak yataktan doğruldu.
Kendi odasındaydı. En son hatırladığı şey Yasin'in kollarında güvende olduğu ve ona kendini bıraktığıydı. Üstü değişmişti. Dışarıya böyle çıkmış olamazdı. Yataktan doğrulduğunda odasındaki aynada kendine göz gezdirdi. Saçları karışık, üstü kirli, göz altları şiş bir görünüşe sahipti. Sahi en son ne zaman güzel gözükmek için çaba göstermişti ki. Elleriyle yağlı saçlarını apar topar düzeltmeye çalıştı. Yatağının yanındaki masadan tokasını alıp yağlı saçlarını bir nebze saklamak için saçını topuz yapmıştı. Artık odasından çıkmaya hazırdı.
Sıla'nın odası evin arka tarafındaydı. Ev kendisini iki bölüme ayıran bir kapı ile ortadan ayrılıyordu. Sıla'nın odası haricinde iki oda daha vardı. Bunlar; Erzak odası ve yatak odasıydı. Kapının diğer tarafında ise mutfak, her zaman toplantı yaptıkları bir oda ve tuvaletten oluşuyordu. Herhangi bir sorunla karşılaşma durumunda en güvenli yer Sıla'nın odasıydı. Bir kaç kez kaçış tatbikatı bile yapmışlardı. Odanın içi sadeydi. Fazla eşya hareket etmelerini kısıtlardı. Camlar kartonlarla kaplıydı. Sıla artık kendindeydi. Evi ikiye ayıran kapıyı aralarken Yasin'in konuşmalarını duymamak imkansızdı.
***
Turunç bomba konuşuyor:
-Bölge temiz etrafta kimse gözükmüyor, fısıldayanlar ortalıkta yok. Tamam.
+Anlaşıldı Turunç bomba.
+Kutsal tavuklar aşkına.
-Bu nasıl tepki be. Bir sorun mu var daktilo fişek?
+Buradaki aletlere bayılacaksınız kızlar.
Gece konuşuyor:
-Rapor ver Burak. Nerdesin
+Hey takma isimlere ne oldu?
-...
+ Bir silah dükkanına rastladım iyi saklanmıştı. İçeride harika bebekler var kokusunu alabiliyorum.
-Tedbiri elden bırakma Burak.
+Daktilo fişek dersen belki düşünebilirim.
- S*ktirgit daktilo fişek. Tamam.
***
O sırada Burak
+H-hey. Hay lanet. Bu telsiz küfür edip yüzüme kapatmanız için mi var lan!
Burak dikkatini silah dükkanını incelemeye vermişti. Aralarında en fazla bilgiye sahip kişi Burak'tı. Genelde dışarıya en çok o çıkardı. Korkusuz ve matraktı. Orta yaşlarda çok fazla ansiklopedi okumuştu. Nedenini bilmiyordu. Onun için okumak, yeni bilgiler edinmek eğlenceliydi.
İçerisi karanlıktı tek ışık kaynağı kapıdan vuran güneşin yansıttığı ışık hazneleriydi. Sırtındaki en sevdiği kargo çantasını bir hamleyle yere indirdi. İşe yarayan silahları çantasına doldurdu. Etrafta o kadar malzeme vardı ki. İnsanın başını döndürüyordu. Böyle bir dünyada başınıza gelebilecek en güzel olay bu olabilirdi.
Rafların arasında gezinirken gizli bir kasa bulmuştu. Kasa raflardaki silahların arasında özenle saklanmış bir hazneye yerleştirilmişti.
"Günüm daha da güzelleşiyor" diye geçirdi içinden.
Kasaya yaklaştığında kasanın şifreli olduğunu gördü. Şifre burada bir yerlerde olmalıydı. Hiç vakit kaybetmeden aramaya başladı. Kasayı bulmadan önce göz attığı masa gözüne çarpmıştı. Masanın önünde yerde dağınık halde duran kağıtlara rastladı ama onları görmezden gelmişti. Şimdi ise şifreyi orada bulacağından emindi. Hemen masanın üzerindeki defterleri karıştırmaya başladı. Çok fazla ses çıkarıyordu ama Burak tamamen kendini şifreyi bulmaya odaklamıştı. Başka bir şey düşünmüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz Fısıltı
Mystery / ThrillerSıla üvey annesinin babasına baskısı üzerine zorla devlet yurduna verilen, orada yatılı kalan genç bir kızdır. Yurda verildikten kısa bir süre sonra ailesini trafik kazasında kaybettiğini ögrenen Sıla kendini bir anda karma karışık bir halde bulur...