Odamda öylece otururken yükselen adım sesleriyle yerimden doğrulmuş ve açılan kapıdan içeri giren jimine bakmıştım, jimin kravatını çıkarırken bana yaklaşarak konuşmaya başlamıştı.
"yemeğini yedinmi?"
Başımı hayır anlamında sallayıp eğince tek eliyle çenemi kavramış ve yavaşça kaldırmıştı.
"neden yemedin?"
"aç değildim ki""böyle yaparsan halsiz kalırsın ve hasta olursun ama"
Omzumu silkip ona bakmaya devam ederken Jimin'in çenemdeki eli yüzünden ona bakmaya devam ettim. Aramızda hiç mesafe bırakmayınca titreyen gözlerle ona baktığım zaman gerildiğimi anlamış ve ellerimi tutup okşamaya başlamıştı.
"Sakin ol sana zarar vermeyeceğim. "
"Korkmuyorum zaten duruyorum sadece"
"O yüzden mi bu kadar gerildin"
"Sadece böyle bir yakınlaşma hoş gelmedi, sonuçta kağıt üstü evlilik değilmi?"
"Sana göre öyle."
Sesindeki tokluk bende öyle bir his yaratmıştıki. Eğer onunla severek evlenseydim sürekli ne kadar şanslı olduğumu düşünürdüm, tamamen mükemmel biriydi, her yeri..Bense onun tam tersiydim. Eminim bana acımış olmasa evlenmezdi.
⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝
Sabah büyük odayı aydınlatan güneş ışığı gözümü daha çok rahatsız etmeden kalkınca aynada kendisine bakarak hazırlanan Jimin'i görüp bı süre sessizce onu izledim ve Jimin aynadan bana bakınca başımı eğip ellerimle oynadım.
"Günaydın."
"Sanada."
"Uykunu alabildin mi bakalım?"
"Hmhm."
Yanımda hiçbir şey getirmediğim için üstümdeki büyük tişörte bakıp Jimin'e dönünce basım eğik kısık sesle konuşmaya devam ettim.
"Şey benim giyicek bir şeyim yok napıcam?"
"Sana gecelik tarzı şeyler almıştım şimdilik onları giy akşama da istediğin şeyleri evinden getirirler."
"Tamam o zaman."Kalkıp çekinerek kıyafet odasına gidip Jimin'in dediği kıyafetlerin yanına gidip onlara bakınca nerdeyse hepsinin açık olduğunu fark edip kendi kendime 'bilerek seçilmiş' diye söylenirken onları bırakıp Jimin'in yanına dönüp ona baktım.
"Onlar çok açık aşağıya öyle inemem napayım şimdi?
"O zaman sana benim kıyafetlerimden bakalım sonra da şoföre haber verelim tüm istediklerini getirelim."
"Pembe ayıcığım ve küçük bi bilgisayarım da var onları da getirirler mi?"
Hafif tebessüm edip yanıma yaklaştı ve saçımı okşamak için elini saçıma geçirdi.
"Ne istersen hepsini getirirler."
"O zaman şimdi altıma bişey giyeyim ben."Jimin'in yanından tişörtü kalçamın görünmemesi için çekerek geri odaya dönünce jimin'in en küçük eşofmanını alıp giyince belime hala büyük gelen eşofmanı bağlayıp Jimin'le aşağı indim ve annesi yanımıza gelip ilk gün yemeği gelinin hazırladığını söyleyip beni mutfağa götürünce kahvaltıyı hizmetçilerle hazırlamaya başladım.
Kahvaltıyı hazırlayıp tüm aile üyelerinin oturduğu masaya tabakları götürürken masadaki kalabalıkla iyice gerilip ellerim titrerken birinin ayağına takılıp elimdeki tüm tabakları yere düşünürüm. Hayır kendim düşmemiştim gelinlerden birisinin bana çelme taktığı belliydi ama kimse sesini çıkarmadı. Tabi ki jimin'in annesi dışında.
Annesi bana yüklenmeye devam ederken titreyen ellerimi ve dolan gözlerimi gizleyerek camları toplamaya çalışırken jimin yanıma gelip yanıma eğilince elimdeki camları bıraktırıp yavaşça ellerimi okşayıp sakinleşmemi bekledi.
Jimin elimi okşamaya devam ederek beni kaldırıp masaya oturtunca ''Kalanını hallederler.'' diyip rahatlamam için saçımı okşarken tüm ailenin gözü üstümdeydi.
Herkes kahvaltıya başlayınca sessizce jimin'in önüme koyduğu yemeklere bakıp dururken Jimin tabağımdakileri alıp bana yedirmek için ağzıma yaklaştırınca onu reddedip önüme döndüm.
Jimin tekrar bana uzatınca "Aç değilim.'' diyince tekrar uzatıp ''Biraz ye.'' diyince uzattığı parçayı yedim.
Jimin uzun süre aynısını yaparak bana yemek yedirirken tüm wile üyeleri bizi yargılayarak bakmayı kesmediler.
⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝
Jimin ağzından:
Masadan kalkıp odamdaki çantamı almaya çıkınca hoseok'un eşyalarının geldiğini gördüm ve merak edip kutunun en üstünde duran pembe stickerlarla süslenmiş bilgisayarı alıp şifresi olmadığı için rahatlıkla giriş yaptım.Bilgisayara bakarken kenardaki klasörü merak edip tıkladım ve hoseok'un her gün için yazdığı şeyler ve bi erkekle fotoğraflarını gördüm.
Kaşlarımı çatıp tüm yazılanları okumaya başladım. Yazılan yazılarda o çocuğu ne kadar çok sevdiğini anlatıyodu. Sonlara yaklaşınca benimle alakalı kısmı okumaya başladım.
Benimki o çocuğun aksine nefret doluydu. Benimle istemeyerek evlendiğini, benden rahatsız olduğu ve beni istemediği gibi yazılar vardı.
Hoseok odaya gelince kapıyı geldiğini belli etmek için biraz sesli kapatınca ona sinirle bakıp bilgisayarı sertçe kapattım ve onu itip ordan gittim.
⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝
Tüm gün boyunca iş yerinde sinirle solurken eve geldiğimde akşam yemeğine oturmadan arkamdan seslenen aile üyelerini umursamadan odaya çıktım ve bilgisayara sessizce bakan hoseok'u görüp sertçe kapıyı kapattım.
Hoseok irkilip bana dönünce geri önüne döndü. Ona sinirle bakıp bilgisayarı kapatınca sinirli gözlerimi onun gözlerine çevirince hoseok başını eğdi.
"Ne o hala biricik sevgiline mi bakıyosun?"
"Hayır bişeyler izliyorum."
"Aynen yine gelips salak saçma bana nefretini kusasın birazdan."Hoseok bana cevap vermeyip bilgisayarı alıcakken onun elinden sertçe çektim.
"Bana bak ya o çocuğu unutursun ya da bu bilgisayarı elinden alırım."
"Ama onu seviyorum ve onu da unutmak gibi bi planım yok."
"Unutucaksın dedim!!"Hoseok dolu gözleriyle bana bakıp bilgisayarı almaya çalıştıkça sesimi daha çok yükseltip bilgisayarı onun elinden kurtardım. Hoseok artık gözyaşlarını tutamamış ve akan yaşlarıyla bana bakıp "SENİ SEVMİYCEM!" diyerek bağırıp yatağa yatınca bı süre ona sinirle baktım.
Hoseok'un yorgan altında artan hıçkırıklarını duydukça sakinleyip kendime küfür ederek peçete aldım. Hoseok'un yanına gidip oturunca yorganı kaldırıp hoseok'un akan gözyaşlarını silip gözlerini öptüğümde dolu gözleriyle bana baktı. Yorganın altında kalmaktan terlemiş alnını elimle silip saçını okşarken hoseok yüzünü kapatmak için yorganı tutunca tekrar onu öpüp "Özür dilerim bebeğim." diyerek onun dinlenmesi için üstünü hafifçe örtüp odadan çıktım.
SELAMMMMM
FİCİ YAZMAYALI ÇOK UZUN ZAMAN OLMUŞTU
ARTIK OKUL KAPANICAĞI İÇİN DAHA RAHAT FİCLERİMİZİ YAZABİLİCEZZ•ley
Şimdilik görüşürüzz♡♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love me too
Teen FictionHerkese normal gelir bazı tesadüfler, tıpkı Hoseok için normal gelen şirketin CEO'suyla tanışması gibi. Onun tüm hayatını değiştireceğini ve asıl aşkı bulacağını tahmin bile edemezdi.