Jimin Ağzından:
Hoseok ve sevgilisini o halde gördüğümden beri kalbimden vurulmuşa döndüm. Sırf o mutlu olabilsin diye her şeyden vazgeçebilicekken hatta daha beş dakika öncesine kadar birbirimize sarılırken miniğimin elimden kayıp gitmesini izlemekten başka hiçbir şey yapamadım.Son bakışmamızdan somra odama nasıl çıkıcağımı şaşırnıştım. İçimden tüm odayı yıkmak geliyoken ağlamaktan başka gücüm kalmamıştı. Hava almak için balkona çıkınca aşağıda oturan Hoseok'u ve sevgilisini gördüm ses çıkartmadan dinlemeye başladığımda Hoseok'u öperek sakinleştiren sevgilisini izlerken konuşmaya başladılar.
"Hadi artık kendine gel bebeğim."
"Çok karışık duygular içerisindeyim. "
"Artık o duygular sadece mutluluk olucak."
"Olamıycak Donghyung."
"Hayır olucak, burdan beraber çıkıcaz."
"Senn öyle san, burdan gittikten sonra bana neler yaparlar tahmin edemezsin."
"O aptal Jimin varken kimse sana dokunamaz."
"Bu sefer o bile kimseyi tutmaz, belki o bile bana karşı değişir."
"Bebeğim görmüyo musun aptal onun önünde öperken bile ailesini dağıtıyodu."
"Of Donghyung of. "
"Sakin ol bebeğim, artık anneni de alıcaz ve üçümüz başka ülkeye kaçıcaz. "
"Ne para var ne gidicek yerimiz. Annem hala iyileşemedi ne gitmesi?"
"Jimin kart vermedi mi sana?"
"Verdi de kaçtığım gibi bloke edilir bilmiyo musun?"
"Kıyamaz o sana. Ayrıca annene de ben bakıcam en güzel doktoru tutucam yeter ki gel benimlr. "
"Jimin'den çocuğum olsa da beni sever misin?"
"Tabiki severim sevgilim, onun babası ben olurum."Konuşmaları dinlemeye daha fazla dayanamayıp balkon masasındaki bardağı sıkarken patlamasıyla Hoseok'lar ürküp yukarıya baktılar. Hoseok bana bakınca ağladığımı görmemesi için hızlıca içeri girdim.
Daha fazla kendimi tutamayıp kanayan elimi umursamadan etrafta ne varsa etrafa fırlatmaya başladım. Saatlerce bağırıp etrafı dağıtmama rağmen asla sakinleyemiyodum. Beni sevmediğini bilsem de bu kadarı çok zoruma gitmişti. İhaneti hak edicek kadar kötü bi insan değildim.
Hoseok Ağzından:
Jimin'i balkonda gördüğümden beri korkudan napıcağımı şaşırdım. Donghyung'u ikna edip zar zor onu gönderdikten sonra akşama kadar bahçede oturdum. En sonunda korkumu yenip odaya çıkmaya karar verdiğimde kapıyı zar zor açtım. İçeriye girince kapının önüne kadar yığılmış eşyaları, yerlerde kırılmış cam parçalarını ve örtüye bulaşan kanı görünce korkum daha fazla arttı.Rüzgar yüzünden hareket eden perdeyi görünce Jimin'in balkonda olduğunu anladım. Titreyen vücudumu umursamadan balkona gidip kısık sesle gelen hıçkırık seslerinin sahibi olan Jimin'i görüp onun yanına çöküp bi süre sessizce bekledim.
Kırılan camlar yüzünden kanayan eline ve harap olmuş yüzüne bakınca daha fazla dayanamayıp sarılmak için hamle yapınca ayağa hızla kalkıp suratıma bile bakmadan banyoya gidip kapıyı kilitledi.
Derin nefes alıp odaya girince yatağın üzerindeki açık telefonumu görünce telefonu elime aldım ve Donghyung'a Jimin'den ne kadar iğrendiğimi bana dokunduğunda bile rahatsız olduğumu yazdığım mesajların açık olduğunu gördüm.
Mesajları okurken kendimi tutamayıp ağlamaya başladım. O beni bu kadar düşünürken ben aşkım yüzünden ona nefret kusmaktan başka bir şey yapmamışım. Şimdiyse tam her şey düzelicekken onun çökmesine sebep olmuştum.
Kendimden nefret ediyorum. Jimin'i asla hak etmiyorum sevgisini bende harcadığı için pişman olmuş olmalı.
Banyonun kapısına gidip açmaya çalışınca açamadım ve kapıya kulağımı dayadığımda hıçkırıkla birlikte akan su sesini bi süre dinleyip kapıya tıklattım.
"Jimin açar mısın? "
"..."
"Jimin lütfen aç."
"DEFOL BURDAN!"
"SEN ÇIKMADAN GİTMEM!!"
"HOSEOK KALBİNİ KIRARIM DEFOL GİT SEVGİLİNE!"Jimin kapıyı açana kadar vurmaya devam ettim ve en sonunda Jimin kapıyı açtığında kıpkırmızı olmuş gözleri ve şişmiş göz altlarıyla bana sinirle bakıp önünden çekilmem içim hafif kenara ittirip giyinmek için giysi odasına girdi. O giyinene kadar rahatça yatabilmemiz için yere yığılan eşyaları kaldırıp çarşafı değiştirdim.
Jimin odaya girdiğinde sesini çıkarmadan yatağa uzanıp gözlerini yumduğu zaman bense yerdeki camları toplamakla ilgileniyodum. Ona bakayım derken elime cam batınca acısıyla hafif inilti çıkarttım.
Jimin göz ucuyla bana bakıp sırtını dönünce hala beni merak ettiğini anlayıp içimde oluşan sevinçle doğrulup camları attıktan sonra kanayan parmağıma yara bandı yapıştırmak için ilk yardım setini almaya gittim.
Odaya geri döndüğümde Jimin'in uyuduğunu düşünüp onun elini yavaşça tutup pansuman yapmak için malzemeleri çıkarttım. Jimin elini aniden çekince "Lütfen Jimin sadece pansuman." diyip elini geri tuttum.
Pansumanı yaptıktan sonra ona daha fazla rahatsızlık vermemek için eline öpücük kondurup bıraktım ve rahat yatması için koltuğa geçtim.
Jimin ses çıkartmadan yatmaya devam etti, ben ise günün yorgunluğu yüzünden onu izlerken koltukta uyuyakaldım.
⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝
Gece yarısı gelen ülperti yüzünden uyandığımda yatakta üzerimin örtülmüş şekilde yattığımı gördüm ve doğrulup dışarıya bakınca etrafa bakınarak bi yandan içkisini bi yandan sigarasınj içen Jimin'i gördüm.
İçki içtiğini biliyodum ama sigara içtiğini ilk defa görmüştüm. Meleğim yine bana kıyamayıp beni yatağa yatırmış. Ona çok fazla haksızlık yaptım.
Yataktan kalkıp üzerime ceket geçirip Jimin'in yanına gidip uzaklara doğru düşünceli ve dolu gözlerle bakan Jimin'e "Oturabilir miyim?" diye sodum. Cevap vermedi. Vermesini beklemem hataydı ama yine de şansımı denemiştim.
Daha fazla beklemeyip sandalyenin birini çekip oturdum ve onunla birlikte sessizce uzağa bakmaya başladım.
SELAAAMMMMMM
BU SEFER 1 AY BEKLETMEDEN BÖLÜM ATTIM ALKIŞ ALAYIM✌😎
NEYSE ARTIK SONRAKİ BÖLÜME KADAR HOSEOK'A TAVIRLARINIZI BELİRLEYİN ÇÜNKÜ ÇOK PİŞMAN OLUCAKK
YENİ BÖLÜME KADAR GÖRÜŞÜRÜZZZ♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love me too
Teen FictionHerkese normal gelir bazı tesadüfler, tıpkı Hoseok için normal gelen şirketin CEO'suyla tanışması gibi. Onun tüm hayatını değiştireceğini ve asıl aşkı bulacağını tahmin bile edemezdi.