Sabah erkenden kalkıp Jimin'in yüzünü bir süre izledikten sonra kalkıp kendime ait olan eşyalarımı toplamaya başladım. Zaten kendime ait pek bi şeyim yoktu çoğu şeyi Jimin almıştı. Tek hatıra olarak onun aldığı oyuncakları götürücektim.
Eşyaları toplarken Jimin uyandı ve bi süre birbirimize sadece yorgunluk ve üzümtüyle baktık. Jimin daha fazla bakamayınca duş almak için banyoya gitti. Önüme dönüp Jimin'in aldığı ayıya bakınca gözlerimin dolmasını engelleyememiştim. Neredeyse bir hafta içinde Kore'yle tüm bağım kopucaktı ama benim tek düşündüğüm Jimin'i bırakıyo olmamdı. Tek tesellim bundan sonra annemin yanımda olması ve babam denen o piçten kurtulmamızdı.
Jimin hazırlandıktan sonra eşyalarını toplayıp odadan çıkıcakken ona seslendim. Bana dönüp konuşmamı beklerken dayanamadığım için ayağa kalkıp sıkıca ona sarıldım ve "Her şeye rağmen bana bu hapishanede cenneti yaşattığın için teşekkür ederim. " diyip sarılmaya decam ettim.
Jimin dayanamayıp karşılık verince bana fark ettirmeden kokumu içine çekmeye çalıştı ama ben yaptığı en ufak hareketi bilr anlamaya başlamıştım. Bu bizim sonumuz olduğu için ben de aynı şekilde kokusunu iyice içime çekip bi süre daha sarıldım. Jimin saçlarımı okşayıp yanağıma öpücük kondurup "Yeni hayatın çok güzel geçsin." diyip odadan çıktı.
⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝
Jimin Ağzından:
Akşam evin önüne geldiğimde sanki ayaklarım beni geri itiyomuş gibi eve girmek içimden gelmedi. Zar zor eve girince bomboş olan odanın içine bakıp Hoseok'un burnuma gelen kokusuyla yatağa oturup sessizce düşünmeye başladım.Ondan başka kimse bana bu kadar saf ve güzel duygular hissettirmemişti. Kendimi Hoseok olduğu zaman boyunca o kadar güçlü hissederken o çocukla olduğu zamandan beri ne gücüm ne de enerjim kalmamıştı. Meleğimi sanki ellerimden kaçırmış gibiydim. Tek dayanağım onun ve annesinin mutlu olması. Artık sonumuz geldi bunu kabullenmem lazım.
SON...
(Hiç komik olmayan espirimi de yaptığıma göre devam edebilirim~Yazar)
1 Hafta Sonra:
Hoseok'dan ayrı kalalı tam bir hafta olmuştu. Hala onun giydiği son kıyagetlerde kalan kokusuyla uyuyodum çünkü onun kokusu olmadan ne uyku tutuypdu ne de iştahım oluyodu. Bir haftadır işe gidemez, önüme getirilen onca yemeği yiyemez, biriken hiçbir dosyayı yapamaz oldum.Sanki o olmadan tüm hayatım bitmiş gibiydi. Sanırım sonum yakın. Tek aklımda olan şey bana zarar gelirse aile üyelerinin Hoseok ve annesine zarar vermesi. Umarım onlara bi şey olmaz.
Yine zar zor bir kaç saat uyuduğum uyku ve beslenmem bozulduğu için yatakta Hoseok'un kıyafetine sarılıp onu gizlice her tatlı bulduğum an çektiğim fotoğraflara bakarak zaman geçirmeye devam ettim. Ona olan özlemim her gün geçtikçe daha da artıyodu.
Aile üyeleri rahat bırakmadığı için kapımı kilitlediğim için kimseyle iletişimim bile yoktu. Onlar da artık benden bıktıkları için odama gelmeyi bırakmışlardı zaten. Kendimi ergen piçler gibi odaya kapatmam çok saçma gelebilir ama başka çarem yoktu. Ne ağlayabilicek gücüm, ne kafamı dağıtmak için yapabiliceğim spor direnci kalmadı vücudumda.
Fotoğraflara bakmaya devam ederken merdivenlerden yükselen koşma sesi tuhafıma gitse de umursamadım. Bir süre sonra kapımın açılmaya çalışılması üzerine hızlı ve sert çalınmasıyla anlamadan kapıya bakarken "Neyini zorluyosunuz hala?" dedim ama kapıya vurma kesilmedi.
Zar zor ayağa kalkıp söverek kapıya gidip kilidi açınca "SİZE ŞU KAPIYI ÇALMAYIN DEMEDİM Mİ BEN?!" diye bağırıp kapıya bakınca gözlerim fal taşı gibi açıldı. Karşımda Hoseok vardı. Bi an rüyada olduğumu düşündüm ama Hoseok'un bana sıkıca sarılması ve onun eşsiz kokusunu almamla birlikte gerçek olduğunu anladım ve beklemeden karşılık verdim.
"Seni çok özledim Jimin."
"Sen neden burdasın? Kore'den gitmediniz mi yoksa?"
"Sabah uçağımız vardı ama ben bunu yapamadım, sensiz kalamadım Jimin. O hava limanına gittiğimiz zaman anladım ki sensizliğe dayanamıyorum. Ben sana aşık olmuşum."
"Ne?"
"Seni çok seviyorum Jimin sana yaşattıklarım için çok özür dilerim bebeğim."
"Minsung'a noldu?"
"Bağırdı çağırdı üzerime yürüdü ama umursamadım annemi aldım onu eve bırakıp geldim."
"Hoseok sen ciddi misin?"
"Hiç olmadığım kadar ciddiyim hem de. Peki güzel kalpli Jimin'im beni affedebilir mi?"Hoseok konuşmayı bırakınca dolan gözlerimle ona bakıp sıkıca sarıldım. Hoseok da aynı şekilde karşılık verince bi süre sarıldık ve dayanamayıp dudaklarına yapıştım. Bu bana düzgün olarak karşılık verdiği ilk öpücüğümüzdü.
⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝⸝
Hoseok Ağzından:
Saatlerce Jimin'le odadan çıkmadan sadece birbirimiz olmuştuk. Aylar hatta yıllar sonra ilk defa bu kadar huzurlu hissediyodum. Yorgunluktan uyuyakalmadan önce Jimin saçlarımı okşayıp güzel sözlerini kulağıma fısıldayarak uyutmuştu.Uyanmama yakın odanın kapısının açılma sesini duydum. MeğersemJimin'in annesi odaya girmiş ve bizi ve sadece üzerimizi kapatan battaniyeyi görüp Jimin'e bağırması bir oldu.
"SEN NASIL BU AHLAKSIZI EVİMİZE SOKARSIN!?"
"Sanane anne!?"
"DERHAL GÖNDER BUNU EVDEN DUYDUN MU!?"Bağırışlara uyanıp Jimin'e bakınca Jimin saçlarımı okşayıp öptü ve gözlerimi kapatmamı istedi ama ben kapatmayıp üzerimi örterek onlara baktım.
Jimin battaniyenin altından baksırını giyip ayağa kalktı ve annesine yaklaşıp tepkisizce "Bana bak anne bize karışmaya kalkma yoksa hepinizin sayemde ayakta olan o şirketi de kalmaz bu eviniz de duydunuz mu?" diyince annesi sinirle ona bakıp kapıyu çarpıp çıktı.
Jimin bana dönüp yanıma oturunca büzülmüş dudaklarımla ona bakarken beni tek hamlede kaldırıp kucağına oturttu ve yanağımı okşayarak "Takma sen onu tamam mı? Ben şimdi bebeğimi güzelce yıkıycam sonra kahvaltıya ineriz." diyince tebessüm edip başımla onayladım ve Jimin beni kucağından indirmeden banyoya götürdü.
Selamm
Uzun zamandır bölüm atmıyorum kusura bakmayın biraz zor bi dönemde olduğum için sosyal medyayla alakam pek kalmadı
Son bölümler yaklaştığı için artık küfür devriniz bittii
Sonraki bölümde görüşürüzz♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love me too
Teen FictionHerkese normal gelir bazı tesadüfler, tıpkı Hoseok için normal gelen şirketin CEO'suyla tanışması gibi. Onun tüm hayatını değiştireceğini ve asıl aşkı bulacağını tahmin bile edemezdi.