Arcana savaşçılarının savaşa dahil olma vakitleri gelmişti. Jhura birliklerinin bir kısmı dev ilah tarafından yok edilse de çoğunluk güvenli bir şekilde uzaklaşmıştı. Bir asker yanındaki üst rütbeli askere "Arcana savaşçıları onları durdurabilecek mi?" diye sordu. Louis her ne kadar Arcana savaşçılarına tüm kalbiyle inansa da rakibinin gücünü gördükten sonra ufak bir şüpheye düşmüştü ancak yorum yapmadan rütbeli askeri dinledi. Rütbeli asker "Arcana savaşçıları dediğimiz özel birlik: güçlü zeki ve çevik özellikleri de dahil olmak üzere onlarca kriterden geçip seçilen ve Jhura'nın özel teknikleri sayesinde güçlendirilen seçkin bir birliktir. Bu güçlendirmenin sonucu tamamen belirsiz olmakla beraber eğer kriterlerde hile yapılmış veya görmezden gelinmişse kişinin ölümüne neden olabilir. Çünkü güçlendirme işlemi sırasında vücudunun kaldırabileceğinin yüzlerce katı enerji yüklenir ve sonucunda kişinin zihinsel ve fiziksel güçlerine göre kişiye özel olan bir form ve silah elde eder. Şu anki savaşta bulunan üç savaşçıdan birisi olan Setrami, yıldırımlardan oluşan ok ve yaya sahip uzun menzilli bir nişancıdır. Sonraki özel savaşçımız Dionosep, elindeki üç uçlu mızrağı ile su elementini kontrol edebilen bir dövüşçüdür. Son savaşçımız ise Skayn, gecenin kılıcına sahip karanlık zırhlı güçlü bir dövüşçüdür. Uzun lafın kısası onların kaybetmesi için kendilerini öldürmeleri gerekir. Çünkü rakibin öldürmesi mümkün değil. "dedi gülümseyerek.
Tüm birlikler geri çekildiğinde herkes Arcana savaşçılarını izliyordu. Artık onlara inanmaktan başka bir şey yapamazlardı. İlk olarak Setrami dönüşüm ve saldırısı için hazırlanmaya başladı. Dionosep ve Skayn arkadaşını korumak için önünde kalkan oluşturdu. Çölde olmalarına rağmen hava bulutlanmaya başladı ve serin rüzgarlar hissedilmeye başlandı. Setrami'nin üstünde bulutlar yuvarlak oluşturmaya başladı. Bulutlarda şimşekler çaktığı net bir şekilde görülebiliyordu. Setrami devam ettikçe şimşekler daha da güçleniyor ve sayısı artıyordu. Setrami'nin vücudundan da elektrikler çıkmaya başlamıştı. Üç savaşçı birbirine bakıp başını salladı. Savaşa hazırlardı. Kebra'nın devasa tanrısı da artık heykel gibi durmaktan ziyade kendi iradesiyle hareket ediyordu. Maskesinin göz deliklerinden mavi bir ışık ve mavi ışığın ortasında belirsiz bir siyah nokta görünüyordu. Louis, Arcana savaşçılarına güveniyordu. Bu savaşı onlar kazanmalıydı. Skayn, kılıcını kınından çekti ve dönüşümüne başladı. Aynı zamanda Dionosep de dönüşüyordu. Dionosep ve Skayn, Kebra tanrısıyla aynı boyutlara ulaşmasının hemen ardından Setrami'ye yıldırımlar çarpmaya başladı. Setrami bir anda arkadaşlarıyla hemen hemen aynı boyuta ulaşmıştı. Elinde ise yıldırımlardan oluşan bir yay tutuyordu. Zırhı da tıpkı kılıcı gibi yıldırımlarla güçlendirilmişti. Üç Arcana savaşçısı bir ilaha karşıydı. Kebra tanrısı iki elini de Dionosep'e doğru kaldırdı ve elleri parlamaya başladı. Dionosep karşı saldırı için önüne sudan oluşan kalın bir duvar oluşturdu. Skayn da saldırı için harekete geçti. Kebra tanrısı sarı bir ışın ateşledi. Saldırı, su duvarını yavaş yavaş deşiyordu. Setrami, saldırının geldiği yöne yıldırımdan bir ok attı. Oku hem su duvarı hem de ışını kolayca delip geçti. Ok, Kebra tanrısının ellerine doğru gelirken yan taraftan da Skayn saldırıyordu. Bir anda Kebra tanrısının arkasında belirip kılıcını salladı ancak Kebra tanrısı zıplayarak kılıcın üstünde çıktı ve gelen yıldırım oku eliyle tuttu. Şaşırmaya vakit yoktu. Dionosep mızrağını fırlattı ve su duvarı bozularak mızrağı takip etti. Mızrak isabet etmedi ancak sular etrafa yayılıyordu. Skayn kılıcını tek elle tutmaya devam edip yumruk atmaya çalıştı. Kebra tanrısı, Skayn'ın göğüsüne tekme atıp saldırıyı durdurdu. Skayn kılıcıyla beraber geri savruldu. Kebra tanrısının ayakları suların içindeydi. Setrami, Kebra tanrısına gökten bir yıldırım indirdi. Su yüzünden yıldırımın etkisi artmıştı. Kebra tanrısı sersemlemişti. Arcana savaşçılarının bu kısa süreli fırsatı değerlendirmeleri gerekiyordu. Üçü aynı anda saldırıp Kebra tanrısının işini bitirecekti. Dionosep mızrağını eline çağırdı, Setrami daha fazla enerji toplayarak güçlü bir ok oluşturdu ve gerdi. Skayn da kılıcının özelliğini kullanmayı düşünerek harekete geçti. Setrami okunu bıraktı ve ok, Kebra tanrısının göğsünü delip saplanmıştı. Dionosep üç uçlu mızrağı ile Kebra tanrısının iki bacağını da hareketsiz hale getirdi. Son olarak Skayn kılıcıyla Kebra tanrısının göğsüne vurdu bu sırada gecenin kılıcı özelliği olan gölge kılıçlar Kebra tanrısının tüm vücuduna kılıç yaraları açtı. Kebra tanrısının tüm yaralarından, saldırırken kullandığı ışıklardan çıkıyordu. Bir süreliğine Kebra tanrısının gözlerindeki mavilik kayboldu. Arcana savaşçıları, rakiplerinin öldüğünü düşünüp savunmalarını düşürdü. Kebra tanrısının yaralarındaki ışıkların gücü artmıştı. Git gide artmaya devam ederek her yeri aydınlattı. Hiç kimse bir süreliğine bir şey göremedi. Görüşleri tekrar geldiğinde Kebra tanrısı yaraları kapanmış, gözünün ışığı geri gelmiş bir şekilde duruyordu. Arcana savaşçıları ne olduğunu anlamamışlardı ve tekrar savaşabilecek durumda da değillerdi. Kebra tanrısının yüzündeki maskede ufak bir çatlak vardı. Louis bu çatlağı daha önce görmemişti. Yeni oluşmuş olmalıydı ama nasıl olmuştu. Louis küçük de olsa kumdaki titreşimleri hissetmişti. Tanıdık bir histi bu. Kebra tanrısı hareket etmeden duruyordu. Daha sonra kafasını aşağı çevirdi. Baktığı yerde bir şey vardı. Kumların içinden Anua Bisho çıkmıştı. Anua "Yüce Khepri, gücünüzü tam olarak toplayamadığınızı biliyorsunuz. Şimdilik geri çekilmek en iyisi olacaktır." dedi ve yer altına girip uzaklaştı. Khepri kafasını kaldırdı ve etrafını süzdü. Kumlar yeniden hareketlendi. Khepri'nin altında sanki bir girdap gibi dönüyorlardı. Khepri yavaş yavaş kumların altına gömüldü ve geceyi aydınlatan ışığı da kesilmiş oldu. Kebra askerleri çoktan gitmişlerdi. Savaş şimdilik son bulmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hiddet: Louis Aurora
FantasyZeki ve yetenekli bir çocuk olan Louis'in zorluklarla dolu hikayesini öğrenmek için hemen okuyabilirsiniz.