Louis, neredeyse tamamen iyileşmişti. Bazen, darbe aldığı karın bölgesinde sancılar olsa da normal hayatına dönmüştü. Ordu, Louis'in tamamen kendine gelebilmesi için ona bir süre görev vermeme kararı almıştı. Bu karardan dolayı Louis, arkadaşlarıyla eğitimine devam edebilirdi. Onlar göreve çıksa bile yine de kendisi eğitim yapabilecekti. Louis'in annesi çocuğu için çok endişelenmiş olsa da Louis, onun için bir onur kaynağıydı. Ancak her şeye rağmen onu da kaybetmek istemiyordu. Louis dışında neyi vardı ki? Louis, evinde canı sıkılmış bir şekilde otururken Komutan Mihos ziyarete gelmişti. Louis'in annesi kapıyı açtı ve Komutan Mihos içeri girip Louis'in yanına oturdu. Louis'in annesi herkese çay ikram edip oturdu. Komutan Mihos gülümseyerek "Kendini nasıl hissediyorsun Louis? Kurtarıcımızın istediği bir şey var mı?" diye sordu. Louis de "kurtarıcımız" sözünden dolayı utanmış bir şekilde "Ben çok iyi hissediyorum efendim ve lütfen bana kurtarıcı diye hitap etmeyin. Savaştaki herkes en az benim kadar bir kurtarıcıdır." dedi. Komutan Mihos, çayından bir yudum aldı ve Louis'in annesine "Louis'i bir süreliğine yanıma almak istiyorum. Sizin için de bir sakıncası yoksa tabii." dedi. Louis'in annesi "Elbette alabilirsiniz. Sizinleyken Louis'in de canı sıkılmayacaktır. Yalnız yine de birkaç gün daha az yüklenebilirseniz çok mutlu olurum." dedi. Komutan başıyla onayladı ve çayını içmeye devam etti. Louis'in içini bir heyecan kaplamıştı. Acaba ne yapacağız. Sonuçta bir süredir hiçbir şey yapmıyordu ve evde canı çok sıkılıyordu. Bu aralar Desyo ve Ryuto da sıkça göreve gönderildiği için biraz yalnız kalmıştı bu yüzden Komutan Mihos, Louis'e ilaç gibi gelmişti. Çaylar içildikten sonra Louis hazırlandı ve Komutan Mihos’la dışarı çıktılar. Birkaç gündür evin dışına adım atmayan Louis, güneşin parıltısıyla kendi mahallesini görünce yüzünü bir neşe kaplamıştı. Güneşin ışığı iki katlı binalardan çarparak toprak yolu aydınlatıyordu. Komutan Mihos'le yürümeye devam eden Louis, derin derin nefesler alıyordu. Yaşamın değerini şu anda daha iyi idrak ediyordu. Louis'in bu doğayla etkileşimini Komutan Mihos bozdu. Komutan "Arcana savaşçısı olacağın söylentilerini duymuşsundur. Hemen rahata kapılıp çalışmayı bırakmayı düşünme bile. Dün Desyo, Ryuto ve senin başarıların; iç bölgedeki, ordunun en rütbeli kişileri ve kral ile yapılan toplantıya konu oldu. Başarılarınızın takdire şayan olduğunu ve elbette ödüllendirileceğinizi düşünüyorlar. Ancak, Arcana Savaşçısı olabilmek için daha fazla tecrübe edinmeniz gerektiği sonucundalar. Şu anda sadece çalışmaya odaklanın. Eminim ki birkaç yıl içerisinde hayallerinize, Arcana savaşçılığına ulaşacaksınız." dedi. Louis'in göz kapakları sonuna kadar açılmış ve göz bebekleri büyümüştü. Heyecandan komutanın etrafında koşuşturan Louis " Peki şimdi nasıl bir ödül alacağız. Rütbemiz mi artacak yoksa..." dedi ancak Komutan, Louis'in sözlerini gülerek kesti. Komutan Mihos "Açıkçası itibar olarak zaten yeterince ödül alacaksın. Ama size özel hazırlanmış büyülü bir kılıç hediye edileceğini duydum. Savaşın son kısmında attığın devasa alev topunun sıcaklığına bile dayanabilecek, erimeyen, aşırı hafif ve çok keskin çelik bir kılıç. Yine aynı çeliklerden yapılan bir zırh takımları da var. Anlayacağın sizin için biraz zahmete girilmiş ve layığıyla ödüllendirileceksiniz." dedi. Louis sevinçten havalara uçuyordu. Komutan Mihos "Sonunda geldik." dedi. Louis etrafına bakındı. Büyük beton bir arenanın önünde duruyorlardı. Etrafı ise ağaçlarla çevriliydi. İç bölgeye yakın bir yerde olmalıydılar. İç bölgelere doğru ormanlık artıyordu çünkü. Komutan Mihos "Burası önceki nesil Arcana savaşçılarının yıllarca eğitim yaptığı yer. Beton alan, her türlü hasara dayanıklıdır ve büyük olduğundan dolayı şehre zarar verilme riskini de en aza indirmişler. Bir hafta sonra iç bölgede bir göreve çıkacağız. Sen, Desyo, Ryuto ve ben." dedi. Louis "Gerçekten harika bir yer efendim." dedi ve hayranlıkla ağaçlardan uçuşan güzel kuşları izledi. Komutan eliyle ağaçların içinde bulunan başka bir yapıyı göstererek " Göreve çıkana kadar burada kalacağız. Gördüğün yerde bolca erzak ve yatacak yer hazırlattım. Desyo ve Ryuto görevlerinden yarın dönecek. Yarın onları almaya ben gideceğim." dedi. Louis'in heyecanı daha da artmıştı. Louis çocuksu bir neşeyle "Çok teşekkür ederim Komutan Mihos, en iyi komutan sizsiniz." dedi ve komutanına sarıldı. Sonrasında Louis koşarak beton arenaya girdi ve betonun sağlamlığını alevleriyle deniyordu. Komutan da uzaktan Louis'i izliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hiddet: Louis Aurora
FantasyZeki ve yetenekli bir çocuk olan Louis'in zorluklarla dolu hikayesini öğrenmek için hemen okuyabilirsiniz.