Adrien~
(5 saat önce falan)
Sabah Nathalie'nin beni uyandırmasıyla gözlerimi açtım. Normalde karamsar kalktığım bu sabahlarda artık neşeli bir şekilde uyanmaya başlamıştım. Bunun nedeni ise saçları gökyüzü kadar mavi olan bir çocuktu.
Annesinin akumalandığı gün onunla teknede tanışmıştık. Yere düştüğümde beni kaldırıp grubuna davet etmişti. Babamın asla onaylamayacağını bildiğim halde o teklifi kabul etmiştim. Bu grup sayesinde onunla daha sık takılabiliyorduk.
Hızlıca okul için hazırlanıp kahvaltıya indim. Babam her zamanki gibi ortalıkta yoktu ama bunu dert etmeyecek kadar mutluydum çünkü okul çıkışı Luka ile buluşacaktım.
***
Son dersim bitmişti çantamı almak için aşağı kata indim. Ninoyla birlikte lavaboya uğrayıp aynadan kendime çekidüzen verdim. O sırada kabinden çıkan Marc ile göz göze geldik. Rengi solmuştu. Biraz tedirgin bir hali var gibiydi.
Öne atılıp, "Marc? Sen iyi misin? Tenin solmuş gibi" dedim. O dediğimi hiç duymamış gibi apar topar lavabolardan çıktı.
"Hasta gibiydi." diyen Ninoyu başımla onayladım. Sanırım öyleydi.
Ben tekrar aynaya dönmüş saçlarımı düzenlemeye çalışırken Nino lafa atladı, "Sana ne oluyor dostum? Bu gün biraz değişiksin."
Nino'nun cümlelerinin ardın gözlerim kocaman açılmış tekrar aynaya döndüm.
"Neyim varmış? Garip mi duruyorum yoksa?"
"Hayır, hayırr öyle değil. Biraz heyecanlı gibisin."
Bunun üzerine rahatlayıp "Hayır normal halim." diyip konuyu geçiştirdim.
Ardındam son bir kez daha aynaya bakıp Ninoyla vedalaştım. Sağıma soluma bile bakmadan hızlıca arabaya ilerleyip rıhtıma doğru yol aldık.
Lukaların teknesine yaklaştıkça kalbim yerinden çıkacakmış gibi hızlı hızlı atıyordu. Sonunda tekneye vardığımızda hızlıca arabadan inip, dikkatli bir şekilde tekneye bindim. İçimden kendi kendimi sakinleştirirken gözlerim mavilikleri arıyordu. Omzumda hissettiğim bir çift el ile yerimden sıçrayıp dengemi kaybettim. Düşecek gibi olurken aynı eller düşmemi engelleyip beni kollarının arasına hapsetti.
O sırada kalp krizi geçiren kalbim kolların sahibini tanıyınca error verip durmayı bıraktı. Aynı durma işlevini beynimde geçirince sakarlığım kendini konuşturmaya başladı. Sırasıyla önce heyecandan Lukayı ittim. Sonra ayağım yerdeki halatlara takılınca kendimi popoüstü yerde buldum. Kaderimde varmış demekki yere düşmemi engelleyemedi.
Suratımda kırmızının elli tonu gezinirken utanmışlıkla gözlerimi güzelim maviliklerle buluşturdum. Telaşlı ve bana oldukça çekici gelen hareketlerle beni düştüğüm yerden kaldırdı. Sesim popoma kaçmış gibi minik bir teşekkür mırıldanıp hiç istemesemde elini bıraktım. İçimdende kendime sövüp durdum. Ben bu çocukla hep düşerek mi karşılaşacaktım.
"Adrien, iyi misin? Bir şeyin var mı?"
Kulaklarım sonunda onun melek gibi sesini işittiğinde keyiflenmişti.
"Kırılan gururum dışında bir şeyim yok. Teşekkür ederim Luka." dediklerimin ardından kıkırdamasını işitince bende gülümsemeden edemedim. Aslında ona her baktığımda gülümsüyordum ama neyse.
"İyiysen aşağıya inelim."
"Neden prova yapmayacak mıydık?"
Başını olumsuz anlamda sallayıp, "Evet ama Juleka arayıp okulda bir sorun çıktığını söyledi."
"Ben gelirken bir şey görmedim."
"Sanırım sen gittikten sonra olan olmuş."
"Yani şu an yalnız mıyız?"
Hafifçe gülümseyip beni onayladığında kalbim tekrar maratona koşar gibi atmaya başladı.
Şu an yalnızdık ve kendimi rezil etmemem gerekiyordu. Kendimi sakinleştirip arkasından Lukayı takip etmeye başladım.
Odasına girdiğimizde ki odasınsa ilk defa giriyordum gözlerim her yeri taramaya başladı. Onun hakkında daha çok şey öğrenmek istiyordum. İnsanların odası onun kişiliğinin anahtarıdır diyip Allah ne verdiyse gözlerimle her yeri taciz etmeye başladım.
Etrafı gözetlemem son bulunca ve Lukaya garip gözükmemek maksatıyla işimi kısa bitirip Luka'nın oturduğu yere yani hemen yanına yatağına oturdum. Gerginlikten ter dökerken Luka'nın Kitty section (gruplarının ismi) hakkında aklında bulunan bazı fikirleri anlatmaya başladı. Ben ise arada ona katılıp kendi düşüncelerimi belirtiyordum.
Böyle böyle gecen bir saatin ardından yakında yanından ayrılacağımı bildigim için moralimiz bozulmasının önüne geçemedim.
Bunu fark eden Luka, "Neyin var Adrien? Yoksa sıkıcı mı olmaya başladım?" demesiyle anında itiraz edip bir ton laf sayacakken şaka yaptığını anlayıp hafiften omzuna yumruk attım.
Luka bana gülerken ben gülüşüne bir kez daha aşık olmakla meşgüldüm. Ah, bu çocuk beni delirticekti...
"Hayır sıkmadın. Aksine çokca eğleniyordum Luka. Sadece çekimlerim başlamak üzere ama ben yanından hiç ayrılmak istemiyorum." diyip küçük bir çocuk gibi surat asmaya devam ettim.
Bu halime hafifçe tebessüm edip, "İlla grupla toplanmamıza gerek yok Adrien. İstediğin zaman gelebilirsin."
Dediklerinin ardından bana yanlış anlama perileri gelirken hemen onları başımdan defettim. Her şeye umut bağlamak istemiyordum ama yinede bu dediğini yapıp her fırsatta yanına gelecektim.
Ayrılma zamanımız geldiğinde ise beni teknenin çıkışına kadar geçirdi. Giderken, sarılırken ben hızlı ve kendimi şaşırtıcak derecede bir sakinlikle yanağından öpüp geri çekildim.
"Bu gün için Teşekkürler Luka gerçekten çok eğlendim." diyip arabaya bindim.
Ben arkamda mal olmuş bir Luka bıraktığımı bilmeden, arabaya bindim. İçinde kelebekler tepişirken ben bu gün yaşadıklarımı düşünüp mal mal sırıtıcaktım.
Yavaştan köprüye yaklaştıkça kendini belli eden gürültüyü duymamla şoförün sağa kırması bir olmuştu. Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken görüş açıma giren Uğurböceği ile işlerin yolunda gitmediğini anlamıştım.
Korumama yan taraftaki sinemada olacağımı orada daha güvende olurum bahanesi sürüp hızlıca onu beklemeden arabadan inip saklandım. Etrafta kimsenin olmadığına kanaat getirince Plagg ortaya çıkınca hemen dönüşmeye başladım.
"Sanırım Uğurböceği'nin bize ihtiyacı var Plagg."
•••
Eninde sonunda attım bölümü #şükür
Hafiften Lukadrieni görelim dedim. Bu bölümde Adrien'in Lukaya baya sırılsıklam bir platonik olduğunu gördük acaba Luka onun hakkında neler hissedior ಠ_ಠDiğer bölüm inş yazarsam Marcın dönüşmesinden devam edicek sonra yavaş yavaş ya da pat diye onları da kavuşturmaya başlarım inş ibş inşşş
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mucize | Marcaniel/Lukadrien | Fanfic
FanfictionMarcaniel işte Lukadrien de var öyle işte bisiler daha var oyleli iste