Merhaba Canlar,
Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen.
Kalpten sevgiler, kocaman öpücükler❤️💋
* ** *****Part II**
İşaret ettiği yere gözlerimi kısarak döndüğümde aklımdan ilk geçen düşünce, 'Vay arkadaş, sorsalar bütün alana hakimim. En ışıksız alana kendini saklamış adamı nasıl gördünüz?' oldu. Hemen ardından da 'Hadi temizle yediğin haltı Cemre, nasıl yırtacaksın şimdi!' düşüncesi geldi.
"Oturuyor tabii de kızlarım, adamları kollarından tutup sahneye atmıyoruz. Sistemin öyle işlemediğini biliyorsunuz," derken içten içe kendimi iyi gittiğime dair de gazladım ama bir tık ciddiyeti düşürmek lazımdı. "Sizinki karpuz seçer gibi olmadı mı sanki? Oldu olacak kıymetlisini pat patlayınca ses geliyor mu diye de bakalım!"
Son söylediğime Komiser için tutunan ikisi başta olmak üzere, herkes epey bir güldü. Düşüncesi bile korkunçtu ama benim ağzımdan çıkanı kontrol edemediğim gibi, onlar da söyledi nasılsa deyip denemeye kalkmazdı inşallah! Dolanan dillerine, kocaman kıkırdamaları da eşlik etmeye başlayınca ürkmedim desem yalan olacaktı.
"Eh, soralım o zaman!" dedi ilk konuşan.
"E yani, kendisi karar versin!" dedi bir diğeri.
Gelip gitmelerinden, ikisinin yüzleri de tanıdık sayılırdı. İki arkadaş birlikte takılır, eğlenirlerdi ama ilk defa mikrofon alıyorlardı. Aldıkları gibi de ortalık karışıyordu.
İkisinin ısrarının bitmeyeceğini fark eden diğer müşterilerden birkaçı, "Soruver de eğlenmeye geri dönelim Ateş Tanrıçası, istek şarkı yapıcaz daha!" demeye başladılar.
El mahkûm, "Nazlı Bey, yoğun istek karşısında bir arttırma daha alır mıydınız?" dedim.
Ses tonumun 'Sakın ha!' çığlıkları attığını kız kardeşlerim kadar onun da anladığından emindim ama Komiser kişisi oturduğu yerden itiraz edebilecekken ayaklanıp sahneye yürüdü. Gözlerini yüzümden bir an bile ayırmamış olsa da belki karanlıktan belki onun öznesi olduğu bir arttırmayı daha kaldıramayacağım telaşından, ifadesini okuyamadım.
Mekandaki kadın nüfusunun büyük bir kısmı sahne önüne yığıldı ve Komiser kişisinin geçmesi için Kızıldeniz gibi ikiye ayrılıp derhâl safları yeniden sıklaştırdı. Gülmekle sövmek arasında çok ince bir çizgideydim. Hatta sövmeye o kadar yakındım ki ağzımı açarsam ne çıkacağını, bu defa gerçekten bilmiyordum. Sahneye çıkan Komiser kişisine mikrofon vermek için sadece bir saniye arkamı döndüm. Sadece bir saniye!
"Hih! Kıyamaz gelirmiş!" diyen bir kadın sesi ve ardından kopan tezahürat çığlıkları arasında başımı çevirmem bir oldu. İstek yapmak için ilk konuşan kadın sahneye fırlamış, uzattığı dudaklarıyla Komiserin yüzüne doğru atılıyordu.
Bakmadım. Sahnede de bir an daha durmadım. "Sizindir hanımlar, ne diyeyim!" derken histerik bir kahkaha çıktı ağzımdan ve devamını da durduramadım. "Toprağım ben moladayken sen idare eder misin?" Hızlı adımlarla barın önünden geçerken mikrofonu Liya'ya uzatmam ve cümle kurabilmem büyük başarıydı bence.
Mikrofonu kapatıp kulağıma eğildi. "Git kafanı topla, idare ederiz biz..." dedi aramızda da gülüşüyormuşuz gibi neşeli ifadesiyle.
"Gülmen, sövmenden iyidir Kızıl. Dök içini de gel!" diyen Efsun'un sesi kulaklıktan geldi.
"Saçımı başımı yolmak isteyeceksin ama söylemem lazım. Sahnede olana küsüp gittiğin şeklinde görünmemesi için, çok uzatmadan geri dönmen lazım balım. Ayrıca keşke bir dönüp baksaydın..." diyen Nil, sahneyi anlatamadan kulaklığı çıkarıp cebime attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOR - Beşinci Element: Aşk I
Fiction générale* Kural 1. Element hakkında asla konuşma! Yalnızca bizlerin bildiği küçük sırlara sahip gizli bir kulübe ve özel bir gruba dâhil olmak, size de ayrıcalıklı görünmüyor mu? Hadi gelin, siz de ELEMENT'in kapılarından içeri girin. Söz veriyoruz çok eğle...