8. Bölüm "Jungkook ne yapacak?"

3.2K 326 278
                                    

Yorum sınırı:250

Annem:
Bu ne demek oluyor Jimin?!

Jimin:
Ne okuduysan o
Umarım bize saygı duyarsınız

Ertesi gün Jungkook Jimin için tam da sevdiği bir şekilde bir gün ayarlamıştı. Şimdi de heyecanlı bir şekilde okulun bitmesini bekliyordu. Yeni alıştığı bu duygu garip duyguları da beraberinde getirmişti.

Odasının kapısı açıldığında içeriye giren bedenle gülümsedi. "Dersler bitti." Dedi Jimin. Jungkook eliyle koltuğu gösterdiğinde başını olumsuz anlamda salladı. Kendi kendine oraya oturmayacağına söz vermişti.

"Çıkalım mı?" Dedi Jimin bu sefer. Jungkook başını üzgünce iki yana salladı. "Çok az bir işim kaldı. Oturup bekleyebilir misin? On dakika sürmez." Jimin bunun üstüne "Seni dışarıda bekleyeceğim." Dedi ve odadan çıktı. Önüne çıkan arkadaşıyla güldü. "Nabersin güzellik?" Namjoon gamzelerini göstererek güldü.

Jimin omuz silkti. "Hyungu bekliyorum." Diye mırıldandı eliyle kapıyı gösterirken. Namjoon onun saçlarını karıştırdığında sarışından birkaç mızırdanma aldı. "Onu hemen affetmemen gerektiğini biliyorsun değil mi Jimin?" Namjoon ilgili bir ses tonuyla sorduğunda Jimin güven verici bir şekilde gülümsedi. "Biliyorum. Zaten onun bana olan hissine emin olmak için çok büyük bir risk aldım Namjoon. Eğer bunu geçebilirse onu affedeceğim." O sırada içinden düşündü. Ben onun için dansı bırakmayı bile düşünmüşken o benim için ailesini karşısına alabilecek mi dedi kendi içinden.

Bu konuda ona güveniyor muydu? Hayır güvenmiyordu. Muhtemelen ailesine hak verip kendisine tekmeyi basacaktı ve Jimin tüm sorumluluğu almış bir şekilde bütün eziyetleri görecekti. Eğer Jungkook bu planda başarısız olursa Jimin evden gidecek ve bir daha asla onu görmeyecekti. Planı tam olarak buydu.

"Taehyung'u bugün hiç görmedim. Sen gördün mü?" Diye sordu bu sefer Namjoon. Jimin ensesini kaşıdı. "O kendini iyi hissetmiyormuş. İki gündür yatıyor." Dedi ve arkadaşının koluna girip bahçeye sürüklerken "eeee anlat bakalım Namjoon var mı kalbinde birileri?" Bunun üzerine Namjoon kahkaha attı.

————-

Jimin geldikleri lunaparkın önünde Jungkook'un kendisini çekmesini bekliyordu. Jungkook onu çektiğinde telefonu cebine attı ve sarışın bedenin yanına geçti. "İlk ne yapacağız?" Jimin etrafındaki bir sürü çeşit oyuncağa baktı. "Çarpışan otolar?" Jungkook başı salladı ve onu elinden tutup alana çekti. İkisi de farklı arabaya bindiklerinde Jimin kahkaha atarak eğlenirken Jungkook ona çarpmaya çalışan kişilere vuruyordu ve bu Jimin'i daha fazla güldürüyordu.

Arabadan indiklerinde Jimin kahkahalarını hala kesmemişti. Anlık olarak başı döndüğünde sendeledi ama Jungkook onu tutmak için oradaydı. Yüzleri oldukça yakındı. Jungkook'un elleri onun belindeydi. Dudakları arasındaki mesafe azdı. Jimin bu durumu bozdu ve geri çekildi.

"Hadi Jungkook! Gençlere ayak uydurmak zor mu yoksa?" Jungkook bunun üstüne güldü ve elini ondan kurtarıp onu kucağına aldı. "Ben hala gencim bebeğim." Jimin şaşkınlıkla kalırken Jungkook onun yanağına sıkı bir öpücük kondurdu ve yere bıraktı.

Birkaç alete daha bindiklerinde Jimin yoğun ısrar etmiş Jungkook'u atlı karıncaya binmeye ikna edemeyince tek binmişti. Oradan da indiğinde Jungkook büyük dönme dolabı işaret etti. "Binelim mi?" Jimin hafif yorgunlukla başını salladığında bir süre beklediler sonra sıra kendilerine geldiğinde kabine bindiler. Ağır ağır hareket etmeye başladıklarında Jimin başını büyüğünün göğsüne yasladı.

Jungkook usul usul onun saçlarını okşarken bir turu tamamladılar ve yeniden yukarı çıkmaya başladıklarında Jimin yüzünü Jungkook'a döndü. Jungkook onun dudağının kenarına öpücük bıraktı ve ardından Jimin içinden geçirdi.

Stepbrother - Jikook ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin