Yorum sınırı: 210Her zamanki gibi Jungkook Jimin hazırlanırken onu izliyordu. Jimin kendisine hafif makyaj yaparken aynadan Jungkook'un üzerine baktı. "Giyinmeyecek misin?" Diye mırıldandı. Jungkook çok gündelik giyinmişti. Normalde dışarı çıkarken özenirdi. Giyimine özen gösteren biriydi.
Büyük olan oturduğu yerde üzerine baktı. "Böyle gideceğim." Dediğinde Jimin kaşlarını kaldırdı. "Emin misin?" Diye sorduğunda Jungkook iç çekti. "O kadın için süslenmeye değmez bile Jimin." Jimin gülmemek için kendisini zorladı. "Yemeğe çıkıyorsun ama?" Diye mırıldandığında Jungkook başını olumsuz anlamda salladı. "İçmeye gideceğiz." Dediğinde Jimin'in morali bozuldu.
Romantik bir akşam yemeği daha kötü olabilirdi ama yine de içmek tehlikeliydi. Neyse ki Jungkook sarhoş olması kolay biri değildi. "Sikimde değil ne yapacağınızı söylemesen de olur." Dediğinde Jungkook kıkırdadı. "Eminim sikinde bile değildir Jimin. Biriyle dışarı çıktığımda yarım saat geçmeden sürekli yazmaya başlıyorsun." Jimin allığı sürmeyi bırakıp aynaya bakakaldı. Sonra önemsiz bir şeyden bahseder gibi omuz silkti.
"Canım sıkılıyor da ondan. Ev ortak diye birini de atamıyorum zaten." Jungkook sinirle nefes aldı. "Sen bu eve birini at bak ben ne yapıyorum." Jimin güldü. "Noldu Jungkook bir sinirlendin sanki." Diyerek dalga geçti hyunguyla. Jungkook ayağa kalktı. "Siktir git Jimin gerçekten siktir git." Odadan çıkan bedenle elindeki makyaj malzemesini sertçe masaya bıraktı.
—————
Jimin geldiği barda gözünü gezdirdi ama arkadaşını bulamamasıyla iç çekip boş bir masaya geçti. Anlaşılan erken gelmişti. Gözlerini etrafta gezdirirken gördüğü iki bedenle kaşlarını çattı. O kadar mekan varken buraya mı gelmişti gerçekten? Gözünün önünde ikisinin flörtleşmesini mi izlemek zorundaydı?
Arkadan gelip gözlerini kapatan bedenle gülümsedi. Elleri gözlerinin üzerindeki eli tuttu ve "Taehyung!" Diyerek tahminde bulundu. Taehyung elini gülerek çekti ve yumuşak yanağa öpücük bıraktı. "Nasılsın güzellik?" Jimin dayanamayıp ona sarıldı. "Çok özlemişim lan!" Diye mırıldandı arkadaşına sıkıca sarılırken.
Taehyung mutlulukla gülümsedi. "Görüşmeyeli sadece bir hafta oldu ama sen bilirsin." Jimin omuz silkti. "Özlerim ben." Diyip güldü. Jimin'in gözleri istemsizce yeniden hyungunun masasına kaydı ve gördüğü bakışlarla güldü. Bu bakışı çok iyi tanıyordu. Bu Jungkook'un -bu koku çok kötü ne zaman kurtulacağım- bakışıydı. Taehyung onun baktığı yere bakıp "Matematikçi ve abin mi o amına koyayım!" Diye hayretle konuştu.
Jimin telefonunu çıkarırken onu onayladı. Gülümseyerek parmaklarını klavyede gezdirmeye başladı. Telefonunun ekranını kilitleyip Jungkook'a baktı ve onun da telefonunu çıkardığını gördü. Jungkook dışarıda ne yapıyorsa yapsın bildirim sesi geldi mi Jimin mi atmış diye kontrol ederdi. Eğer oysa cevap vermeden geçmezdi. Tam da şimdi olduğu gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stepbrother - Jikook ✔️
FanfictionJungkook otuz iki yaşında bir üniversitenin müdürüydü ve Jimin ise yirmi dört yaşında onun üvey kardeşi aynı zamanda da okulunun bir öğrencisiydi. Okulunun haylaz öğrencisi ve aynı zamanda üvey kardeşi Park Jimin. Mini fic!