23./Eminim benden utanıyorsun ve elimdeki kandan kurtulmamı istiyorsun

10.7K 1.2K 1.9K
                                    

23. Bölüm: "Eminim benden utanıyorsun ve elimdeki kandan kurtulmamı istiyorsun"

"Onu arzuluyor olabilirim ama bilmesine gerek yok." -Billie Eilish, NDA

***

Kürsüdeki lider, toplantı salonundaki meclis üyelerine ithafen konuşmaya başladı:

"Önlerinizdeki tabletten elçi adaylarını görebilirsiniz. Şu anda dört bölge için toplamda on iki aday var. Bugün son kez adayları konuşup tartışacağız. Daha sonrasında sizleri seçmeleri için halkın huzuruna sunacağız. Veniet Bölgesi'ndeki karışıklıklar yüzünden halk çok hassas. Gerçekten tecrübeli adaylara ihtiyacımız var. Diğer bölgeler hakkında kesin konuşmayacağım fakat Veniet için en tecrübeli adayları görmek istiyorum. Bu keyfimiz için değil. Halk için. Yüz senedir bir kez olsun depreme maruz kalmamış devletimiz için..."

Lafları direkt Jungkook'a ithafen değildi ama yine de Jungkook üzerine alınmıştı. Surat ifadesi cansız bir mankenden farksızken lideri sessizce izliyordu. Bütün bu laflar ne tuhaftı ki o bölgeyi istemesinin önüne geçememişti. Jungkook o bölgeyi almak zorundaydı.

Şehrin en işlek bölgesiydi. İş adamları ve diğer önemli insanlar orada yaşıyorlardı. Bir şekilde hepsi Jungkook'a bağlanmış olacaklardı. Her şeyi ilk önce Jungkook duyacaktı. Şehirde kuş uçsa liderden önce Jungkook duyacaktı. Jungkook'un görevi o bölgede yaşanan her şeyi lidere iletmek olsa da haberleri birinci ağızdan duyabilmesi onu bir noktada çok güçlü kılacaktı.

Milletvekillerinden biri söz hakkı istedi. İktidar partinin bir üyesiydi. "Neden Milletvekili Jeon Jungkook adaylığını koydu?"

Lider birkaç saniyeliğine söz hakkı almış olan milletvekilinin suratına öylece bakakaldı. Ardından onun sözlerine inanamadığı için önündeki tableti kontrol etti. Jungkook sahiden adaylığını koymuştu. Kadın, başını kaldırmadan, gizlice Jungkook'a doğru baktı. Elektroşok tedavisinden hemen sonra nasıl elçiliğe adaylığını koymayı akıl edebilmişti ki? Liderin kafası karışmıştı. Bozuntuya vermemek için hafifçe gülümsedi ve gözlerini karşıya dikti.

"Herhangi bir sorun göremedim. Sizi rahatsız eden nedir sayın milletvekilim?"

"Elektroşok aldığını duyduk. Terapi gören bir adam nasıl ülkenin yönetimine destek olabilir ki? Elçilik ciddi bir mevzu. Sadece halkı temsil etmekle bitmez. Halkın her işine koşmak zorundadırlar. Elektroşok alacak kadar zayıf düşmüş bir adam, nasıl elçiliğe adaylığını koyabilir ki?" Aşağılayıcı bakışlarını Jungkook'a dikti. "Eğer seçilirse halkın isteklerini nasıl idare edecek? Onca kişiyle nasıl uğraşacak? Buna dayanabilecek kadar iyi durumda mı yoksa en ufak bir olayda akıl hastanesine geri mi dönecek?" Ne gariptir ki bakışlarına asla karşılık alamıyordu. Jungkook sessizce oturuyor, milletvekiliyle göz teması kurmadan karşıya bakıyordu.

Sahiden cansız manken gibiydi. Eskiden bu lafları işitmiş olsaydı milletvekiline saldırırdı. Meclisteki dördüncü veya beşinci büyük kavgasını çıkartırdı. Onun suratına sandalye fırlatır bir de üzerine atlardı... her şeyi yapardı. Eski Jeon Jungkook ele avuca sığmazdı. Şimdi çok sakindi. Bu sakinliğini elektroşokla güçsüz düşmüş bedenine borçluydu. Verdiği ani kilolar çok sağlıksızdı. Şu anda geçmişteki Jungkook'un çabalarını boşa çıkartmamak için mecliste savaşıyordu. En doğrusu yatağına uzanıp uyumasıydı.

"Bu şekilde düşünen başka biri var mı?" diye sordu lider. Jungkook'un elçi olmasından yana değildi. Onu tecrübesiz bulduğu gibi bazı ahlak dışı tavırlarını da onaylamıyordu. Elçilerin tamamının iktidar partisinden seçilmesini gönülden istese de o parti üyelerinin arasında kesinlikle Jungkook yoktu.

Do It For Love | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin