25. Bölüm: "Bir zamanlar seni hükümetin gözlerinden gizleyen dört duvar"
"İnsan özgür doğar, oysa her yerde zincire vurulmuştur." -Toplum Sözleşmesi, Jean-Jacques Rousseau
———
Gece vaktinde çalışma odasında geçmişteki liderlerin konuşmalarını izleyen Jungkook, aniden videoyu durdurdu ve parmaklarıyla gözlerini ovuşturdu.
Onunla birlikte sabahlamaya hazır olan sekreteri, çalışma masasının hemen önündeki sandalyede oturuyor, elindeki tabletle uğraşıyordu.
"Yüz senedir süren eziyet..." diyerek söze giren Jungkook, anında sekreterinin dikkatini çekti. "Neden muhalefet partileri tarafından son bulmuyor?"
"Sanırım isyan edenden itaat edene kadar her insan, her şeyi hükümetten bekliyor. Kimse hükümetin koltuğuna göz dikmiyor. Hükümeti eleştirmek, harekete geçip bir şeyler yapmaktan daha kolay geliyor."
"Evet, farkındayım. Muhalefet partiler çok pasif kalıyorlar." İç geçirdi. "Gerçi bir defa suikast düzenleyecek kadar ileri giden bir parti oldu ancak onları da ben mahvettim."
"Kendinizi suçlamayın Milletvekili Jeon."
"Peki ne yapayım? O olaydan hâlâ halkın haberi yok. Üstelik... Asıl öğrenmesi gereken kişinin de haberi yok."
"Kim Taehyung mu?"
"Evet."
"Çiftlikteki bebek de ona aitti değil mi?"
"Öyleydi."
"Size kızmasından mı korkuyorsunuz?"
"Doğmamış bir bebek için fazla duygusal davrandım. Ölebilirdi. Dünya için bir önemi yoktu. Beyni gelişmemiş bir bebeğe yaşama hakkı verirken birçok yetişkinin yaşama hakkını çaldım. Şimdi bunu Taehyung gibi duygularından önce mantığını kullanan bir adama nasıl açıklayacağım?"
"Yüz yüze konuşurken onun hafifletilmemiş öfkesiyle karşı karşıya kalma ihtimaliniz çok yüksek. Aynı şekilde düşünmeden söyleyeceği kötü laflara da maruz kalabilirsiniz. En iyisi yazarak anlatmak... Çünkü insan yazdıkça rahatlar. Yazıyı okuyan diğer insan ise daha iyi anlayabilmek için defalarca okur. Her okuduğunda bir kelimenin ardındaki sırrı daha net görür. Önce öfkelenir. Kağıdı yırtmak ister. Sonra durulur. Gözyaşlarını bırakır kağıda. En sonunda rahatlar. Mürekkeple çizilmiş kağıdı göğsüne yaslar ve tavana bakarak okuduklarını aklından geçirir. Kararı ne olursa olsun o düşünülerek verilmiş bir karardır. İkiniz için de en iyisi olur."
"O halde ona bir mektup yazacağım."
Jungkook, hem politika hem de özel hayatı konusunda ona yol gösteren sekreterini evine kadar götürdü ve gece geç saatlere kadar ona eşlik ettiği için teşekkür etti.
Evinde, yeniden çalışma odasına döndüğünde, yalnız kalmak o kadar ağır geldi ki Taehyung'a karşı iki kat daha fazla suçlu hissetti.
"O, dünyayı kurtarmak için çabalarken ben sadece onun bir parçasını güvende tutabilmek adına en güçlü muhalefet partisini dağıttım. Şimdiki muhalefet partileri işe yaramazlar!"
Jungkook bunu telafi edebilmek için kendi kendine iki seçenek sundu:
İlk seçeneği bebeğin sağlıklı kalmasını sağlamaktı. Madem o bebeğin doğumu bir isyanın başlamasını engellemişti... O halde o bebek uzun süre yaşamalıydı.
İkinci seçeneği ise dağılan muhalefet partisi üyelerinden daha iyisini yapabilmekti. Şu anda iktidar partinin bir üyesi olarak avantajlı bir durumdaydı. İktidar partinin içindeyken adeta bir virüs gibi davranmalıydı. Sinsice herkese bulaşmalıydı. Onları kendi tarafına çekmeliydi. Pasif davranmamalıydı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Do It For Love | Taekook
FanfictionŞehvetin, romantik ilişkilerin ve evliliğin yasak olduğu bir evrende Kim Taehyung isimli çaylak bir yönetmen, aşk hakkında bir film senaryosu çekmeye başlar. Bunu öğrenen iktidar partinin milletvekili Jeon Jungkook ise filmin çekilmesine şiddetle ka...