Seri adı: Un kız Çeviri Olay: Az önce flört ettiğin sevimli adamın rakip bir fırının varisi olduğunu keşfedince, aniden kendini şehrin her yerinde onunla karşılaşırken bulursun. Küçük butik fırınınız rekabet edebilir mi? Hayatını cehenneme çevirmeye kararlı görünen adamla nasıl başa çıkıyorsun? Neyse ki gizli bir hayranın dikkatini dağıtıyorsun ... Ama o kim? ("Mesajınız var" filminden esinlenilmiştir. Düşmandan aşka) Uyarı: Yok. Belki hafif küfür!?
kelime sayısı: 925
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Beş dilim çilek, üç olgun böğürtlen, bir avuç dolgun yaban mersini ve son dokunuş olarak pudra şekeri serptin. Kusursuz. Eğilmiş konumunuzdan doğrulup gülümseyerek çalışmanızı gözden geçirdiniz ve kapağı kapatmadan önce son mini meyveli tartı bir kutuya koydunuz.
Başarılı bir iç çekişle kendi kendine yüksek sesle, "Bitti," dedin.
Siz son kutuyu arabanızın arkasına yerleştirip bagajı kapatırken, tek çalışanınız Wanda geliyordu. Siz teslimat yaparken kasa ve pastane tezgahıyla ilgilenirdi.
"Günaydın Wanda," onu gülümseyerek karşıladın.
"Hey, Y/N," diye yanıtladı esneyerek.
"Taze bir demlik kahve var. En iyilerinden," dedin göz kırparak.
"Ah, sen bir cankurtaransın. Durmak için zamanım yoktu. Ama tahmin et ne gördüm?" gözlerini kısarak yaklaştı.
"Ne?"
"Barnes Bakery için bir teslimat minibüsü," diye fısıldadı, büyük bir şaşkınlıkla.
Ağzın açık kaldı. "Buraya? Ancak teslimat bölgeleri temelde Brooklyn'in tamamıdır! Köprü boyunca kollara ayrıldıklarını düşünmemiştim..." sözünü kestin. Wanda, yüzünüzdeki endişe ifadesini görünce rahatça elinizi tuttu.
Barnes Bakery her zaman oralardaydı ve ekmekleri, ruloları ve ara sıra hamur işleri ile biliniyordu. Küçük dükkanınız iyi gidiyordu, ancak açılışının ilk yılındaydı, ki bu yeni bir iş için en savunmasız dönemdi. Mallarını tedarik etmek için yeni kafeler ve restoranlar arıyorlarsa, rekabet edebilmenizin hiçbir yolu yoktu.
Omurganızı doğrultarak bu düşüncelerden kurtuldunuz ve yüzünüze zorla bir gülümseme yerleştirdiniz. "Biliyor musun? Bu iyi. Tamamen farklı ürünlerimiz var ve yapılacak çok iş var. Hiçbir şey için endişelenme," dedin kendinden emin bir şekilde elini sıkarak.
Wanda bir an sana baktı ama sonra o da gülümsedi. "Tamam. Gitsen iyi olur."
"Hm? Ey! Doğru. Müşterilerimi mutlu etmek için zamanında gelmeliyim! Oh, tarçınlı rulo hamurunu yaklaşık 20 dakika içinde yumruklayabilir misin? O kadar uzun süre kalamam ama ne olur ne olmaz," diye sordun, dikkatli olmazsan böyle bir mayalı hamurun kontrolden çıkabileceğini bilerek.
