Bölüm-26

42 7 1
                                    

*Ölüm öpücügü*

[özel bölüm]

Ölüm öpücügü yaklaşıyor...

Ve ben hazırım...

En güzel halimle, artık reşitim ve annemin iziniyle çıktım dışarıya...

O biraz eglenip normal olacagımı düşünüyor, bunu gözlerinden okudum.

Ama ben ölümle randevuma gidip onu tavlamayı deneyecegim.

Ve, sonunda şeytanımdan kurtulacagım...

Bitecek...

Her şey bitecek, ben artık özgür olacagım...

Kesinlikle cehenneme gidecegim...

Affedilmeyecegim...

Ve onunla cehennemde görüşecegiz...

İlk defa bir şeyler içmeye yada herhangi bir yere topuklu giyerek gidiyorum. Ölüm için güzel olmalıyım.

Ayagımı kapıdan içeri attım. Gürültülü müzik beni karşıladı. Ama bu şarkıyı severim.

(feder- goodbye)

Bu şarkı bana onu hatırlatıyor...

Şarkının ritmiyle sallanarak dansedenlere karıştım.

Bir çocuk karşıma geçti. Benimle konuşuyordu sanırım.

"hey yalnız mısın?"

"bir randevum var"

Beni tanıdın mı hala ona bakmayarak konuştum.

"Azrail, degilsen tanışmayı istemiyorum, desem..."

"ne içtin sen, bende istiyorum"

Ses gülüyor gibiydi.

Yüzüe baktım. Tanıyor muydum? Eh maalesef...

"sanırım seni tanıdım"

"sonunda" dedi gülerek...

Ah şimdi birde bununla mı ugraşacaktım.

Dansetmeyi bıraktım, sinirlenmiştim.

İçecektim.

(imagine dragons-i am so sorry)

"bir vodka"

Yanıma gelmedi. Oh şükürler olsun.

Cebimdeki haptan bir tane alıp agzıma attım. İçkiden bir yudum aldım. Bir tane daha, bir tane daha...

İçki bitti...

Bir tane daha ve yine aynı döngü...

Sonunda hapları tüketmiştim. Bir şarap sipariş ettim. Ve yavaş yavaş yudumladım.

Yine şarkı degişmişti. Etrafımdaki bedenler salınarak eşlik ediyorlardı.

[mia-bad girls]

Sarhoş halimle bende gülerek sallanıyordum.

"İf fast die young....."

Şarkıya katılan sesim. Tam bir sarhoş sesiydi.

Kendi kendime gülüyordum ve bekliyordum.

Azraili...

Sonunda geldiginde midem igrençti.

Kafam igrençti.

Lavaboların oldugu yöne dogru yöneldim.

Sanırım kusacaktım.

Kussam bile ölürmüydüm? Ah sanırım içimde tutmalıydım.

Sırtımı duvara yasladım ve kayarak yere oturdum.

Arada birkaç sürtük boyalı suratlarıyla ve açık saçık kıyafetleriyle geliyorlardı.

Hep gülüyorlardı.

Suratlarında benim hiç sahip olamadıgım gülücükler vardı.

Hadi ama Azrail nerde kaldın?

Gözlerim kapalı bekliyordum sadece bekliyordum.

Foreverdaki gibi ölmeyip kanalizasyondan dogabilegimi düşünüp kendimi güldürdüm.

Kapılar açıldı kapılar kapandı.

Birkaç adım. İşte Azrail.

Gözlerimi açtım.

Azrail, bana nasıl görünecekti acaba...

Yavaşça hatta korkakça gözleri araladım.

"Azrail bey acaip tanıdık geldiniz?"

"içkilimisin?"

"tabii ki. Ama gelmen için bu yeterli olmazdı biliyordum." Göz kırptım ve fısıldadım.

"hap yuttum avuç avuç"

Gözleri açıldı "ne yaptın!"

Havaya kalktıgımı hissettim. Azrail bey amacınız ne kucaklamak olmuyor bak!

SON...

cehennemde görüşürüz #wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin