1979 yılında ilk uçuşu olduğu için heyecandan yerinde duramayan Eymen astronot kıyafetini giymiş, rokete binmiş ve uçuş için hazırlanıyormuş. Kemerini bağlamış, sıkıca tutunmuş ve roket ateşlenmiş. Çok hızlı ilerliyormuş, sanki kalbi yerinden çıkacak gibi olmuş. 2 saat sonra aya ulaşmış. Biraz rokette durup sonra aya iniş yapmış. Yavaş yavaş yürüyormuş. Büyük bir mağara bulmuş ve şoka uğramış. Çünkü bu mağarada kafaları büyük bir okyanusun kocaman bir kayası kadar büyük olan ve gözleri biraz daha küçük olan ve bütün suratını kaplayan 2 yaratık görmüş. Çok korkmuş ama içindeki merakıda gideremiyormuş. Onları izleyip ne olduklarına bakmak istiyormuş. Her hareketlerini izlemiş. Yedikleri şeyin Eymenin bayadır araştırdığı Marsta yetişen Martüs bitkisi olduğuna karar vermiş. Renkleri yeşil olan bu yaratıklar Eymenin de düşündüğü gibi uzaylılar olabilir miydi ? Eymen bunları düşünürken yeşil canavarlardan biri Eymeni farketmiş ve diğer yaratığa garip bir dille birşeyler anlatmaya çalışmış ve o da hemen Eymene doğru bakmış ve ayağa kalkıp Eymenin yanına ışınlanmışlar. Boyları neredeyse 3 metreymiş. Eymenin yüreği ağzına gelmişti. Korkudan hareket edememişti. Uzaylılar Eymenin kolundan tutup garip bir söz söyleyip kocaman dev bir ufoya ışınlanmışlar. Burada uzaylıların kraliçesi olan Amirusiana hizmetkarlarına uzaylı dilinden bişeyler söylüyor ve Eymen dışında herkes anlamış kafa sallıyordu. Eymeni büyük biyere götürmüş ve burada kendi gibi insanların çalıştığını, köle gibi hizmet yaptıklarını uzaylıların onlara işkence yaptığını görmüş. Eymen Şeytan üçgeninin kaybolan insanlarının da burada oldugunu görünce gizemi çözdüğü için sevinmiş fakat burada zalimce işkence görüp hizmet yapacağı içinde üzülmüş. Eymene işkence yapıp kölelik yaptırmışlar. O artık onların Dünyamızı ele geçirmek için çalışan yardımcı kurbanlardan biriymiş.
