~"kabuğuna çekildi."
"Daha beni ne kadar bu pisliğe batırabilirsin?" Tüm suçu ona yıkmam hataydı. Benimde suçum vardı burada.
Ama yine de engel olamıyordum kendime. Ben sadece kendisine uygun olmayacak şekillerde yaklaşmıştım ama o beni bu pisliğin içine batırdıkça batırmıştı.
"Beomgyu biliyorum sinirlisin bana, yetişeme-" susturdum onu hemen. Hâlâ ondan bahsettiğimi sanıyordu. Evet, onun içinde kızgındım. Onu aradığım zamana göre oldukça hızlı gelmişti. Yine de beni kurtaran o değildi. Psikopat değildim, veya bir dizi karakteri değildim. Kurtarılmayı bekleyemezdim ama beni buna nasıl bulaştırdıysa öyle arındırsın istiyordum.
"Tek sorun mu Taehyun?" Onu hep kırdığımın farkındaydım elbet. Ama aramızda nasıl bir ilişki vardı ki onu böyle düşünüyordum? Nasıp bir ilişki vardı ki bana kırılabiliyordu? O sadece beni arzuluyor bense aptal gibi bir oraya bir de öbür tarafa çekiliyordum.
Taehyun yüzünü yere eğdi. "Bir daha böyle bir şey olmayacak söz veriyorum." Konuşurken ondan uzaklaştığım için belimden tutup beni tekrar kendisine çekmiş ve boynuna gömmüştü.
Doğru, bir daha böyle bir şey olmayacaktı.
Gözüm yerde hareketsiz bir şekilde yatan Lee'ye çevrildi. Acıdan bayılmış olmalıydı. Yerdeki kan gölünün etrafındaki ayak izleri tekrar midemi bulandırdı.
"Neden söz veriyorsun?" Ellerimi göğüsüne bastırıp ittirdim kendisini. Zorlamadan uzaklaştı benden. O kadar perişan duruyordu ki sanki az önceki olayları yaşayan ben değil oydu.
"Sadece benden uzaklaşamaz mısın Taehyun? Neden bana kırılıyorsun? Neden bana yardım ediyorsun? Neden şuanda buradasın?" Belki de kendini suçlu hissettiği için buradaydı ama hesabımdaki o paranın cevabını hiçbir şey vermiyordu. Soobin benden önce kendisinin alanına sızmak isteyen aynı benim gibi olan köstebekleri acımadan öldürdüğünü söylemişti. Peki benim onlardan farkım neydi de beni bırakmıştı. Farkım neydi de çalıştığım yere geliyor, evime geliyor ve daha fazlası için çabalıyordu. Bu belirsizliği yok etmeliydik artık.
Be kararımı almıştım. Defolup gidecektim buradan.
Yanımızda iki adam bayılmamış gibiydi sanki. Sadece bir sorunun cevabını istiyordum. Tüm hayatımı da ona göre şekillendirecektim. Ben böyle yaşayamazdım, sürekli kısıtlanamazdım. Evde oturup 'dışarı çıkarsam bana saldırırlar.' düşüncesiyle yapamazdım. Gerçi dışarıya çıkmadan da evimde bana saldırmışlardı, orası da başka bir konuydu.
Korkuyordum, sanki yerde yatan Lee ayağa kalkıp tekrar bana saldıracakmış gibiydi.
"Bilmiyorum, ben ne demem gerektiğini bilmiyorum." Kararsız olduğunu görünce ellerimi ellerine uzattım. Parmaklarımı parmaklarının içinden geçirip "bana sadece dürüst ol." Dedim. Eğer yalan söylerse daha da sinirlenirdim. Bende kırılırdım bu sefer.
Her ne kadar bunu ona söylememiş olsamda Taehyun'dan etkilendiğim bir gerçekti. O bana dokunduğunda kalbimin hızına yetişememem, elini belimde hissettiğimde vücudumun verdiği tepkiler, nefesini yakınımda hissettiğimde bu sefer benim nefesimin kesilmesi, beni öptüğü anların aklımdan asla çıkmaması ve daha nicesi. Hissettiğim şeylerin en başından beri farkındaydım zaten.
Saç diplerim sızladı. Sanki bana neler olduğu hatırlatmak istiyordu ve kararımı ona göre vermemi istiyordu. Kolay değildi yaşadıklarım. Korkudan titriyordum hâlâ. Sadece filmlerde tanık olduğum yabancı şeyler başıma geliyordu teker teker.
"Sadece beraber olalım istiyorum. Seni evimde görmek istiyorum, yatağımda, mutfağımda, oturma odamda. Evimin her bir köşesinde ol istiyorum. Yanımdan asla ayrılma, istediğimde elimi uzatıp elini tutabileceğim bir yakınlığımda ol istiyorum." Susunca gözlerimi yüzüne çevirdim. O da yüzünü yerden kaldırmış tüm içtenliği ile bana bakıyordu. "Önceden istediğim şeyler para, ün, şöhret iken şimdi sadece istediğim sensin. Duygularımın farkına vardığımdan beri değiştim. Huening Kai'nin kızma sebebi de buydu, değişmem. Artık kolay kolay birisini vuramıyorum. Aklıma sadece sen geliyorsun, bana 'yapma' diyorsun. Bağıramıyorum, çağıramıyorum. Önceki ruhsuzluğum yok artık."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Purgatory / taegyu
FanfictionChoi Beomgyu görevlendirilen kiralık, çaylak bir köstebekti ve tek amacı Kang Taehyun'un parmak iziydi. Ama Kang Taehyun, Choi Beomgyu'nun köstebek olduğunu biliyordu ve bu durum oldukça hoşuna gidiyordu. - "Çıt kırıldım duruyorsam neden beni seçt...