Tutsak küçük

Dans ve izleri

Dünden sonra iyice sessizleşsem de diğerleri beni bir saniye yalnız bırakmıyordu. Ben ise sürekli gördüğüm, belkide gördüm sandığım ablamı düşünüyordum. Sanki diğerleriyle beraber bedenim burda ama aklım yok gibiydi biliyorum.... Ablam bana gülümsemiş, hiç konuşmamıştı. Bu hayal gördüğümü desteklerdi. uzun zaman sonra meselesi açılınca etkilemiş olmalıyım..
" tuana." Omzuma dokunan elle irkildim. Meteydi.
" napıyosun burda tek başına?" Gelip yanıma oturdu.
" dalmışım ya." Diyip etrafıma baktım. Okulun bahçesi bomboştu.
" herkes derste."
Mete'ye döndüm. Kafa salladım.
" hadi bizde gidelim. Dersimiz ne?"
Mete gülerek ayağa kalktı bende kalktım.
" sen tabii hiç girmedin bu derse güzel sanatlar seçmeli dersi bu. Dans falan."
Gülümsedim.
" desene biraz eğleneceğiz. Bende de ufak tefek bişeyler var yani."
Mete'nin koluna girdim. Yürümeye başladık. Okula girdik.
" alla alla, sen ne anlarsın danstan."
Teessüf dolu bir bakışla Mete'ye baktım.
" alındım şuan, aşk olsun. Gidelim de derste göstereyim sana ne anladığımı."
İkimizde gülerken yürümeye devam ettik.

Sonunda okulun dans salonuna gelmiştik ve hocayı bekliyorduk. Herkes kendi arasında muhabbet ederken ben sadece bizimkileri dinliyordum.
İçeri giren hocayı görünce herkes sustu.
Hoca kısa bir göz gezdirdi.
" evet çocuklar, bugün küçük bir seçme tarzı bişey yapacağız. Bir dans yarışması var ve ben aramızdan iki kişi seçeceğim. Bir kız bir de erkek olacak." Dedi.
Mete'ye belli etmemiştim ama danstan anlasam da sevmiyordum. Bana kötü şeyler hatırlatıyordu. Nefret ediyordum.
" şimdi listeden herkes sırayla gelecek ve bir kaç dakikalık dans izlemek istiyorum. Biliyorsunuz benden geçen seneden beri profesyonel dans eğitimi alıyorsunuz ve bence artık hünerlerinizi gösterme zamanı. Hadi özge senden başlayalım."
Özge denen kız oldukça geniş olan alanda ortaya geçtiğinde hepimiz iyice geri gittik. Burası çok geniş bir dans odasıydı.

Kızın dansı bittiğinde bir alkış koptu. Cidden iyi dans etmişti. Bizimkilerden uzaklaşıp arkaya geçtim. Oturacak bank tarzı oturaklar vardı oturdum. Üstümüzü derse gelmeden önce değiştirmiş rahat şeyler giyinmiştik. Herkes Sırayla dans etmeye devam ederken öylece oturdum. Zihnime dolan görüntülerden kendimi uzaklaştıramıyordum.
" dersime ilk defa giriyorsun sanırım."
Gözümden alan yaşla ve hocanın sesiyle kendime geldim. Gözümü hızla elimle silip hocaya döndüm.
" ilk defa giriyorum." Dedim. Kızıl saçlı bayan bir hocaydı.
" ismim elçin." Geçip yanıma oturdu.
" Tuana." Dedim kısaca... dans eden bir çocuk vardı. Ona doğru baktım ama aklım orda değildi.
" dans sever misin?" Bakışlarımı çocuktan çekip hocaya baktım.
" hayır sevmem."
Tavrıma şaşırdı ama gülümsedi.
" bence denemelisin." Dedi sakince.
" dediğim gibi, sevmem."

Hocanın güldüğünü duydum.
" sevmez misin yoksa beceremiyor musun?"
Kaşlarım çatıldı. Hocaya baktım.
" sevmiyorum dedim hocam. Dans yarışma falan da istemiyorum."
Gülümsüyordu.
" bence sen dansı çok seviyorsun. Dans etme fikri bile seni ağlattı çünkü sana birini yada bir şeyi hatırlatıyor. Belkide her ikisini."
Ayağa kalktım.
" ben en iyisi arkadaşlarımın yanına gideyim."
Direk Leyaların yanına ilerleyip yağızın yanına geçtim.
" hocayla ne konuşuyordunuz?"
Umursamazsa kafa salladım.
" önemli bişey değil."
Dans eden kız dansını bitirince hoca bıraktığım yerden kalkıp ortaya geldi.
" hadi tuana sıra sende." Dedi. Kaşlarım çatıldı. Emrivaki yapıyordu.
" istemiyorum demiştim hocam. Ben sevmem."
Mete beni dürttü.
" hadi dene işte hiç bişey olmaz."
Herkes Mete gibi bana istekle bakıyordu. Göz devirdim.
" çok kötü şeyler olacak. En başında söylüyorum."diyip ortaya geçtim.

    Kocaman almaya çalıştığım nefes, sanki almaya çalıştıkça gözlerimde yaş olarak birikti.
" yapma." Dedim içimden.
" bunu da aşabilirsin. Yapma turna." Dedim. Ben içimde bir yerlerde hep turnayı yaşatıyordum. Evet tuana olmuştum ama sanki turna böyle anlarda  onu gömdüğüm yerden çıkmak için göğsümü parçalıyor ve çoğu zaman bunu başarıyor gibi hissediyordum. Müzik başladığında gözlerimi kapattım.