Heavenly (Noah Schnapp) Bırakıldı

starbucks date.

Hoşgeldinizzz yeni bir bölümle karşınızdayım.
İyi okumalar dilerim<3
Bölüm şarkısı- Taylor Swift: mirrorbal<3

Botumun diğerini de ayağıma geçirip bağcığımı bağladıktan sonra ayağa kalktım, saat sekize yaklaşıyordu ve Noah büyük ihtimalle ben John Wayne caddesine çıkana kadar gelirdi. Daha tanışalı bir gün oldu ama bir an da randevuya çıkmak çok garip geliyor, sonuçta o bir oyuncu ve etrafı çok geniş. Bense sıradan biriyim, bir an da bana karşı bu kadar samimi olması çok garip. Herneyse, büyük ihtimalle farklı arkadaşlar edinmek istiyor. Çoktan evden çıkmışken ellerimi ceketimin cebine sokmuş kulaklığımda çalan yes to heaven ile sokakta yürüyordum. Akşam hava kararmıştı ve fazla oyalanmadan normalden biraz hızlı adımlarla yürüyordum, caddeye geldiğimde Noah etrafta yoktu. Büyük ihtimalle yoldadır, ellerim cebimdeyken sırtımı ağaca yaslayıp etrafı izlemeye başladım. Kediler barınaklarına girerken çocuklar annelerinin sesiyle top oynamayı bırakıp evlerine gidiyor, arabalar hızla ilerliyordu.

Gözüm karşı kaldırımda birine takılmasıyla dikkatimi oraya daha çok verdim, siyahlara bürünmüş bir adam gözünü bana dikmiş bakıyordu. Nefesim kesilirken baktığımı anlamış olmalı ki, zaten karanlıktan görünmeyen gözlerini örten siyah gözlüğünü yeniden taktı ve elini şıklatarak gitti. Bir dakika.. Bu hareket çok tanıdık geliyordu, çok fazla tanıdık geliyordu.. Aklıma gelen şeyle korkuyla kala kaldım, beynimin içinden milyonlarca düşünce geçiyordu. Ama bu olamaz, ona müebbet hapis verilmişti, çıkamazdı. Muhtemelen o hareketi başka biri yaptı, olabilir. Olabilir miydi?

"Heavenly!" Omzum sertçe dürtülmesiyle sıçrayıp yan tarafıma baktım, Noah endişe ve anlamamışça bana bakıyordu.

"İsmini tam iki kere seslendim. Sen iyi misin?" Kafamı çevirip yeniden kaldırıma baktığımda kimse yoktu. Tanrım.. Bu neydi şimdi? Anlamamışça kaşımı çattım. Halüsinasyon falan mı görmüştüm ben?

Geri Noah'a baktığımda bana cevap beklercesine bakarken eli kolumu tutuyordu. Kendime gelmem lazım.. Büyük ihtimalle hayal gördüm.. "Ben iyiyim.."

"Heavenly yüzün bembeyaz oldu, iyi olduğundan emin misin?"

"Gerçekten iyiyim. Yoruldum sanırım bugün, ondandır." Güven vermek istercesine gülümsediğimde ikna olmamış gibi gözüküyordu.

"İstiyorsan biliyorsun, bunu daha sonra da yapabiliriz."

"Hayır hayır, kahve içmek iyi gelecek." Gülümsediğimde gülümsedi.

"Gidelim mi?"

"Tabii ki." O dolanıp şoför koltuğuna geçtiğinde ben de önde yanına oturdum, kemerimi bağladığımda o da bağladı ve arabayı çalıştırdığında düz caddede ilerlemeye başladık.

"Umarım seni çok bekletmedim, ara sokakta çok trafik vardı."

"Ah yok sorun değil, ben de zaten yeni gelmiştim."

"Güzel o zaman." Gülümseyip kafamı cama yasladım, kahretsin kulaklıklarımı almayı unutmuştum.. Of ya! Şimdi ne yapacağım, müzik kafamı dağıtmaya yarayan tek şeydi. Acaba Noah'tan radyoyu açmayı istesem izin verir miydi, ya özeli varsa? Yani izin verir mi, bence verir. Ya da vermez, hem yani.. Noah'ın kıkırdamasıyla düşüncelerimi yarıda kesip ona baktım.

"Kendini çok çabuk ele veriyorsun, sıkıldıysan dvdlerden bir tanesini koyabilirsin. Üstünde hangi şarkılar olduğu yazıyor." Kahretsin, cidden bu kadar salak mıydım? Utançla saniyelik ona bakıp gülümsedim ve alttan kasetlerini elime alıp incelemeye başladım, Chris Brown, Harry Styles, J Balvin gibi kasetler vardı ve zevki çok güzeldi. Kasetlere bakmaya devam ettim, bir dakika.. Cigarettes after sex mi? Sevinçle gülüp ona baktım.