Heavenly (Noah Schnapp) Bırakıldı

awards night.

Uyarı: Bu bölüm +18 içeriklidir. Rahatsız olanlar
bölümün sonunda kısım geldiğinde geçebilir<33.

1 HAFTA SONRA.

Sıkıldığım diziden oflayarak çıktım. Sabahtan beri bir sezon bitirmiştim ve sıkıcılaşmaya başlamıştı. Ayrıca da yine Noah'ın evine geçmiştik. Lydia ise Aidan'da kalıyordu, yani dairemize adım atan cennetlik diyebilirim.

"Siktir! İşte bu be!" Noah'ın içeriden çığlını duymamla kaşlarımı çattım. Ne olmuştu?

"Noah? Ne oldu?" Koşarak yanıma geldiğinde ona şaşkınca baktım.

"Şuna bak!" Telefonunda bir şeyi gözüme soktuğunda tutup baktım.

People's choice Yılın erkek oyuncusu kazananı: Noah Schnapp.

"Siktir!" Heyecanla Noah'a baktığımda o da güldü. İnanamıyorum yılın erkek oyuncusu ödülünü kazanmıştı! Hemen ona sarıldığımda o da bana sıkıca sarıldı. Ayrıldığımızda ellerimi yanaklarına yerleştirdim.

"Seninle gurur duyuyorum! Bu mükemmel bir şey Noah!"

Gülümsedi. "Teşekkür ederim güzelim." Ben de ona gülümsediğimde Millie onu çoktan aramıştı bile. İkisi konuşurken ben de onu gülümseyerek izliyordum. Hayallerini gerçekleştirmesi gerçekten çok güzeldi..

AKŞAM.

Sanırım oyuncu biriyle çıkıyorsanız, bu tür şeylere katlanmak zorunda olabiliyorsunuz. Gerçi bunun olacağını bile bile ona aşık olan da bendim.

Bu gece Noah ödül alırken benimde yanında olmamı istemişti. Onu kıramamış ve kabul etmiştim.  O stilistinin yanına gitmişti ve ben de şu an üstümdeki beyaz elbiseye bakıyordum. Şu an da bana yardımcı olacak bir Lydia yanımda yoktu. Tanrım.. Orada bir sürü ünlü olacak. Ben ne bok yiyeceğim? Şimdiden ellerim titremeye başlamıştı. Sıçayım böyle işe.. Telefonum çaldığında ruhsuzca yataktan alıp kendime çevirdim. Noah arıyor..

Derin bir nefes verip yana kaydırdım ve telefonu kulağıma götürdüm. "Efendim?"

"Heavenly, evin önündeyim canım."

"Geliyorum." Telefonu kapattığımda kapıyı açıp odadan çıktım. Aşağıdaki boy aynasından son kez kendime baktıktan sonra montumu giyip kapıyı açtım ve evden çıktım. Noah'ın arabası evin önündeydi ve farlar açıktı. Hızlıca yanına gittiğimde kapıyı açıp içeri girdim. Noah'a gülümsediğimde hemen dudaklarına öpücük kondurdum.

"Selam.."

"Selam canım. Çok güzel olmuşsun. Her zaman ki gibi tabii." Utanmışça gülümsedim. İkimiz uyumlu olmuştuk. O da beyaz boğazlı bir kazak üstüne koyu yeşil ve hafif koyu mavi tonuna kaçan bir takım elbise giymişti. Bir insana gerçekten nasıl her renk yakışabilir? Arabayı çalıştırdığında müzik dinleyerek binaya gelmiştik. O beni arka kapıda bırakacağını, orada onun korumasının benimle ilgileneceğini söylemişti. Şu an da dışarıda kaç tane paparazzi vardır kim bilir. Arabayı durdurduğunda ona son kez gülümseyip arabadan inecekken kolumu tutmasıyla ona döndüm. Dudaklarını benimkilere bastırmasıyla gülümseyip ben de ona karşılık verdim. Birbirimizi öpmeye asla doyamıyorduk. Dudaklarından ayırdığımda yüzüne bakmadan hızla arabadan inmiştim ve o da bu hâlime gülmüştü.