13

26 3 39
                                    

İyi okumalar...

*

Herkes Taehyung'un odasında oturuyordu. Şubeye geldikten sonra Taehyung ancak kendine gelebilmişti. Şimdi ise karşılarında ölen kişinin arkadaşı duruyordu. Kendisi de ölen kişi gibi trans bir bireydi. Yüzünden bariz bir şekilde okunan hüzün vardı. Kendisine yöneltilecek soruları bekliyordu. Seokjin, kadına bir bardak su uzattı. Kendine uzatılan bardağı alıp sessizce teşekkür etti. 

"Öncelikle başınız sağ olsun." kadın başını teşekkür edercesine salladı.

"Bilgilendirmek adına söylüyorum, ifadenizin altına kimliğinizde yer alan isminiz yazılacak. Ancak şu an size bu isimle seslenmemizin bir anlamı yok, o yüzden adınızı rica edebilir miyim?" dedi Taehyung. Sesini oldukça sakin tutmaya ve karşısındaki kişiyi rahatsız etmeden konuşmaya çalışıyordu. 

"Kiki." Taehyung'un söylediklerine ufak bir gülümseme sunarken. 

"Peki Bayan Kiki. Direkt olarak giriş yapıyorum öyleyse. Olay gecesi arkadaşınızla birlikte o caddedeydiniz değil mi?" Kiki onaylarcasına başını salladı.

"Saat kaç gibi olduğunu hatırlıyor musunuz? Neler olduğunu bize anlatır mısınız?"

"Saati tam olarak hatırlamıyorum fakat gece yarısından sonraydı. O caddede genelde bekleriz zaten. Yan yana değildik fakat birbirimizi görecek kadar bir uzaklıktaydık. Minie, o sokağın girişine yakın duruyordu. Sonra araba ile biri yanaştı. Arabadan inip direkt olarak Minie'nin yanına gitti. Bir süre konuşup sokağa girdiklerini görüce takılacaklarını düşündüm. O yüzden çok dikkat kesilmedim."

"Arabadan inen kişinin yüzünü gördünüz mü?" diye soru yöneltti Seokjin.

"Hayır. Şapkası vardı, yüzü pek seçilmiyordu. Fakat arabanın plakasını aldım." dedi.

"Araç plakalarını her zaman alıyor musunuz?" diye sordu bu sefer Taehyung.

"Elbette ki alıyoruz. Bakın bizim yaşadığımız hayat normal bir hayat değil. Başımıza ne zaman ne geleceğini bilmiyoruz. Bu yüzden olabildiğince birbirimizi kollamaya çalışıyoruz. Görünen o ki çok da koruyamıyoruz." dedi. Sesi giderek ağlamaklı çıkıyordu. Elindeki bardağı sıkıca tutuyordu fakat elleri titriyordu. "Dediğim gibi sokağa girdikten sonrasını görmedim. Sonrasında ben de oradan ayrıldım." Deri bir nefes aldı. "Keşke ayrılmasaydım belki her şey daha farklı olabilirdi." Artık sesli bir şekilde ağlamaya başladı. 

Oradan ayrılmasa her şey farklı olabilirdi diye geçirdi Taehyung içinden. Fakat olan olmuştu artık. 

Kadının biraz sakinleşmesini beklediler. Ardından Taehyung bir soru daha yöneltti. "Sabit müşterisi ya da takıntılı olan biri var mıydı peki?"

"Sabit müşterileri vardı fakat hiçbirinin böyle bir şey yapmaya götü yemeyecek tiplerdir. Minie aramızdaki en güzeliydi. Talibi o yüzden çoktu. Güzel kızım benim bunların hiçbirini hak etmedi."

Son bir iki soru daha sorup ifadeyi bitirmeyi düşünüyordu Taehyung. Katilin kim olduğu belliydi o yüzden ifadeyi daha fazla uzatmaya gerek yoktu. Karşısındaki kişinin de bildikleri sınırlıydı zaten.

O sırada kapı çaldı. "Başkomiserim, araçla ilgili birkaç bilgi geçti elimize." içeri giren polis Taehyung'a hitap ederek konuştu. 

Seokjin, Taehyung'a dönerek "Sen git geri kalanını biz hallederiz." dedi. Taehyung Seokjin'i onayladı. "Tekrardan başınız sağ olsun." dedikten sonra odadan çıktı. 

"Neymiş öğrendikleriniz?" diye sordu Polise.

"O saatte pek araç geçmemiş zaten oradan. Sizin arabanın modeli ile aynı fakat kişinin dediği plaka da sahte." deyince Taehyung bir şok yaşadı. Umarım bagajında bulduğu plakalardan biri değildi. 

HEAT OF BLOOD | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin