İyi okumalar...
*
Jeongguk gözlerini açtığında saat sabahın altısıydı. Kendine gelir gelmez dün gece evine gelen kızı hatırladı. Hışımla yerinden kalkıp salona ilerledi. Kızın hala uyuduğunu gördükten sonra banyoya gidip elini yüzünü yıkadı.
Salona geri döndüğünde Nara'nın gözleri açık bir şekilde doğruca karşısına baktığını gördü. Kızın dün gece neler yaşadığını aşırı merak ediyordu. Kapısına kan ter içinde gelen kızın gözlerinden okunan korku ve vahşetin ne olabileceği konusunda hiçbir fikri yoktu Jeongguk'un, ki öğrendiği şeyler sonrasında zaten tahmin edilebilir şeyler olmadığını anlayacaktı.
Yavaşça kıza yaklaştı ve yattığı koltuğun solunda bulunan tekli koltuğa oturdu. Nara'ya bakıyordu ama konuşmak için kızdan bir atak bekliyordu.
Bir süre sonra gözünden akan yaşı silerek konuşmaya başladı Nara.
"Biliyor musun Bay Jeon, fotoğraf çekme konusunda kendimi oldukça geliştirdim." dedi gözlerindeki yaş ve yüzündeki acı gülümsemeyle.
"Ama sanırım ben tekrar dışarı çıkamayacağım." dedi sesi giderek kısılmıştı.
Jeongguk bekliyordu, bir şeyler anlatması için fakat kızın bu söylemlerine daha fazla kayıtsız kalamadı. "Nara, dün gece ne oldu anlatmak ister misin?"
Kız başını iki yana salladı, fakat telefonunu eline aldı. Sonrasında telefonu Jeongguk'a uzattı. Jeongguk kendisine uzatılan telefonu aldı. Kızın bir video açtığını gördü. Tereddütle kıza baktı fakat Nara kendisine bakmıyordu. Transtaymışçasına karşısına odaklanmıştı.
Jeongguk videoyu açtı. Başta öpüşen iki kişiyi gördü. Nara'nın neden onları kayıt altına aldığını anlamamıştı. Video ilerlerken adamın elinde parlayan bir şey gördü. Tahmin ettiği şey olmaması için dua ediyordu. Lakin video ilerlerken gördüğü şeyin tam da düşündüğü şey olduğunu görünce endişeyle titredi.
Video devam ediyordu. Adam, karşısındaki kişiye bir şeyler dedikten sonra bıçakla boğazını kesmişti. Korkudan gözlerini kapattı Jeongguk. Sanki kendi boğazı kesilmiş gibi hissetti. Video kaydının titremesinden de anlaşıldığı üzere, Nara da kayıt alırken oldukça korkmuş duruyordu.
Videonun devamını izlerken adamın öldürdüğü kişiye bir şeyler fısıldadığı belli oluyordu ancak neler dediği elbette ki anlaşılmıyordu. Nara yavaş yavaş oradan uzaklaşmaya başlamıştı. Fakat takıldığı şeyden sonra çıkan sesten kızın iyice endişelendiği anlaşılıyordu. Çıkan sesten dolayı katil de o tarafa dönmüştü. İşte o an Jeongguk'un kanı damarlarından çekildi. Gördüğü yüz ile ne yapacağını şaşırdı. Nutku tutulmuştu. Buna inanmak asla istemiyordu.
"Bay Jeon?" diye seslendi Nara. "Ne yapacağız? Ben korkuyorum. Çok korkuyorum." sesi giderek daha ağlamaklı çıkıyordu. Jeongguk o an gördükleri hakkında ne düşüneceğini bilmiyordu. Dili lal olmuş bir şey diyemiyordu. Fakat kızın durumunu görünce kendisine gelmesi gerektiğinin farkına vardı.
"Nara, kişilerin yüzünü gördün mü?" diye sordu Jeongguk.
"Sadece kadının yüzünü gördüm ki onu fotoğrafını çekmiştim. Fakat diğerinin yani k-katilin, hayır görmedim."
"Nara iyi olmadığını biliyorum güzelim. Ama ben sana bir şey demeden kimseyle bu konu hakkında konuşma tamam mı? Biliyorum, kötü şeylere tanık oldun fakat lütfen benden habersiz bir şey yapma olur mu?" Nara sadece başını salladı.
"Bay Jeon, burada dursam sizin için bir sorun olur mu? Eve gitmek istemiyorum."
"Olmaz, olmaz güzelim. Hatta ben annenlerle bu konuyu konuşurum bir süre burada kal." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEAT OF BLOOD | Taekook
FanficBir katil, kurbanlarının ölümün onlara getirmiş olduğu soğukluğun aksine, kendisi gibi kan sıcağını hissetmelerini istiyordu. Bir polis, sebepsizce o katilin kan sıcağını rüyalarında görüyor, hissediyordu. *-* TaeKook *-* Bu hikaye Ahmet Küçükkern...