Başlangıç

139 7 3
                                    

Feyza'dan

Karşımda dünyada ki en masum küçük kızı oturuyordu sanki. Gözleri pırıl pırıl. Saçları bebek sarısı. Ona bakarken dünyadaki güzellikleri biraz daha görmeye çalışıyordum. Bu rehabilitasyon merkezine kapanırken yaşadığım krizle beni deli sanan doktorlar hayatımı karartmıştı sağolsunlar. Sadece koca bir değersiz piçi dünyada uçan, bir gün ömrü kalan kelebeğin yaşadığı dakikalar kadar önemli ve değerli yapmıştım.

"Feyza abla sen neden hiç hayatından bahsetmiyorsun ? Hep ben anlattım, yoksa güvenmiyor musun bana "

"Hayır kuzucuğum o nedemek öyle sana güvenim sonsuz, sadece hayatım anlatılmayacak kadar kötü ve yok."

"Anladım, iyi ki varsın abla. Senin yanında kendimi güvenli hissediyorum. Aynı ağabeyim gibi bir güven veriyorsun bana"

"Sende özüm sende , hayatımda gördüğüm masum minik"

Sımsıkı sarıldı bana bende içime çekercesine. Gözleri ışıl ışıl parlıyordu gülümserken. Birden kapı açıldığında korkuyla kapıya baktık Elayla. Ağzı şaşkınlıkdan açık şekilde bir erkek bize bakıyordu. Korkuyla Ela'nın elini tuttum. Bütün erkeklerden nefret ediyordum. Bütün erkeklerden.

Ela "Ağabii" diye gülümseyerek baktığında ağabisi diye bildiğim çocukta Ela'ya bakıp gülümsedi. Hızlıca yerimden kalkıp dışarıya fırladım.

Odaya doğru hızlı adımlarla ilerledim. Ter döküyordum sanki. Tanrım yardım et. Neden Kaan'a bu kadar benziyordu neden ?

Tanrım yardım et. Tanrım yardım et. Yardım et.

Odaya ulaştığımda kapıyı açıp hızlıca yere eğildim. Okuldaki krizim gözlerimden bir bir akmaya başladı.

20 Eylül Kriz günü

"Bitti Feyza anlıyor musun bitti!"diye yankılandı tek tek Kaan'ın sözleri kulaklarımda. Nefes alamıyordum sanki. O bitti dedikçe bende bitiyordum. Bitmesin.. Lütfen, koca bir kabustan uyanayim.

"Bitmesin.. Sevgilim b-ben sensiz..yok hayır dayanamam"diye fısıltıyla cevap vermiştim ona. Ben ne yapardım onsuz. Onsuz olmazdı. O yoksa ben yok olurdum. O beni yakmayan ateşti. Ondan kaçmayacak kadar, ne olduğunu bilmeden ateşle eğlenen bir küçük çocuk gibiydim. Tek fark ben onda buluyordum kendimi.

"Sevmiyorum, sevemiyorum Feyza olmuyor. Denedim. Dayandım, bekledim. Sevmek istedim.. Ama olmuyor"demişti sonlara doğru oda fısıldamıştı. Artık gözlerimde akacak damla kalmamıştı. Çok çok nadir ağlayan biriyimdir. Gözlerimin içi ağladığımda kanlanır. Sanırım şuan öyle bir durumdaydım. Sinirden, güçsüzlükten saçlarım darmadağın, rimelim akmış, bitmiş bir vaziyetteydim. Nefes alamıyordum. Çünkü nefesim beni bırakıyordu. Sevmiyor. Denediğini, sevemediğini söylüyor.

"Yapma.. Yapma sevgilim. B-bırakma beni. Dayanamam" bitmeyen göz yaşlarımın arasından tekrar fısıldamıştım. Tükenmiştim. Ağzım kurumuştu. Kalbim yangın, beynimde bağırıyordu sanki neronlar. Gözlerim iflas etmişti sanki.

"Özür dilerim. Affet beni Feyza.." diyip okul çıkışına ilerlemişti.

Gitti. Yok. Bitti, ölüyordum sanki. Nefes alamıyorum. Onsuz.. Olmazdı. Dayanamam. Ayakta kalamam, güçlü olamam! Dayanamıyorum"İmdat!" yardım edin demeye gücüm yoktu. Sadece imdat!

Nefes alamıyordum. Başım dönüyor. "Yardım edin" sesim daha çıkmıyor fısıltı ile sesleniyordum. Duyun beni. Kimse beni duymuyor. Midem bulanıyor artık. Gidemezdi, seviyor o beni diymi ?

Anılar tek tek önümden geçiyordu artık.

"Aşkım!"

"Feyza'm"diyerek öpüyordu beni.

Son ŞarapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin